KOMİSYON KONUŞMASI

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Tamam, ben size söz vereceğim.

Açıklama yaparken cümlelerimi sonuna kadar dinleyebilirseniz çok memnun olurum, yanlış bir anlaşılma oldu.

Şimdi, Sayın Emre'ye söz verdik, maddeler üzerinde ilk sözü talep etti ve konuşmasını tabii geniş açıdan aldı, buna diyeceğimiz bir şey yok, kendi takdiridir. Tabii, değerlendirmelerine de elbette ki saygı duyuyoruz. "Toparlayın." diye kendisini uyardığımda -çünkü süre noktasında on beş dakikayı geçmişti çünkü diğer arkadaşlara da sıra gelecek- "Toparlayın." dediğimde Başkana karşı "Zülfüyâre mi dokunduk?" diye bir söz kullandı. Daha sonra ben yine bir şey söylemedim. Devam etti, yine "diktatör" imalarıyla konuşmasını sürdürdü, benim ona müdahale etme şansım yok tabii ki. Tabii, Hitler'den bahsetti, Führer'den bahsetti. Ben de gayriihtiyari, o ondan bahsederken, "Führer ile İnönü arasında mektuplaşma var." dedim, ben "İnönü diktatör." demedim. Bakın arkadaşlar, tutanaklara bakın, ben "İnönü diktatör." demedim ama siz "Bugünkü Cumhurbaşkanı diktatördür." dediniz, ima ettiniz.

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Diyebilir, edebilir.

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - O nedenle, ben 2'nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanına "diktatör" demedim. Siz Führer'den ve Hitler'den bahsederken "Hitler'in İnönü'ye mektubu var." dedim. "İnönü'ye diktatör dendi." anlamı çıkmaz buradan, Kesinlikle bunu kabul etmiyoruz. Çıkmaz bundan hukukçu arkadaşlarımız var. Dolayısıyla, şimdi Sayın Altay'a söz vereceğim.(CHP sıralarından gürültüler)