KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kanun teklifinin bütününe şöyle bir baktığımız zaman, biz gerek Anayasa'ya olan aykırılığı gerek kanun yapma tekniğine ilişkin geneli üzerinde olan konuşmamızda bunu çok ciddi şekilde tartışmıştık ve buradaki itirazlarımızı dile getirmiştik. Fakat değerli arkadaşlar, şimdi, kanun yapma tekniği açısından baktığınız zaman, bu kanun teklifinin maddelerinin hemen hemen tamamı çoklu baro sistemine dayalı yeni bir sistemin getirilmesi; şimdiye kadar devletin, daha doğrusu cumhuriyetin kuruluşundan bu yana mevcut olmayan, hiç konuşmadığımız, hiç tanışık olmadığımız yepyeni bir sistemle biz karşı karşıya kalıyoruz. Peki, bu sistem değişikliği getirilirken kanun yapma tekniği açısından bu tekniğe uymuş mudur? Mevcut olan bu maddeler tek tek görüşülüp karara bağlanırken nasıl usulsüz bir kavramla veya bir ortamla karşı karşıya kaldığımızı şöyle bir örnekle vermek istiyorum: Değerli arkadaşlar, şimdi, bu kanun teklifi 1'inci maddesinden itibaren çoklu baronun getirmiş olduğu sistemi gündemimize taşıyan bir teklif fakat çoklu baronun kabul edilebilecek olan kısmı 15'inci maddeden sonra olan maddedir. Yani 1 madde, bizim yaklaşık olarak 8-10 tane madde sonra karar verebileceğimiz ya da Komisyonun karar verebileceği bir alanda düzenlenmiş durumdadır.

Bakın, teknik anlamda baktığınız zaman, o maddeye gelindiği zaman belki Komisyon çoğunluk elde edemeyecek veya bu madde bu Komisyondan geçmeyecek. Dolayısıyla bu madde geçmeyeceğine göre veya mevcut olan duruma göre değerlendirme yapıldığı zaman, bu madde daha oylamaya sunulmadan 1'inci madde itibarıyla çoklu baroya ilişkin olan kısımlar bu Komisyonda görüşülüyor ve bu şekilde Komisyonun gündemine geliyor. Dolayısıyla şöyle baktığımız zaman, burada yine kanun koyucunun, bu teklifi getiren arkadaşların bu hususu gerçekten çok ciddiye almadıklarını çok net bir şekilde belirtmek istiyoruz.

Bakın, bu kanun teklifinde başka neler var? Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifinde temsiliyete ilişkin olan hususlar var, çok önemli. Diğer bir husus, bu yasama Meclisinin mevcut olan yargıya çok zorunlu bir şekilde bir müdahalesi söz konusudur ve zorunlu bir seçimi dayatmaktadır. Yani geçici bir maddeyle, 2020 yılında, mevcut olan savunma makamına zorunlu bir seçimi dayatmakta ve bu, bu şekilde bir müdahale olarak değerlendirilir, başka bir şey değildir.

Diğer bir taraftan değerli arkadaşlar, bakın, biz üçüncü gündeyiz, şu anda bu kanun görüşmelerini yapıyoruz ve savunma makamı şu anda Meclisin kapısında ve Meclisin kapısında bekletiliyor. Bakın, ben artık dün arkadaşlarla görüştüm, ziyaret ettim. 80 baronun 80'i şu anda mevcut olan bu kanun teklifine karşı. Barolar Birliğinin temsilcisi de burada aynı şekilde bu düşüncesini belirtti; çoklu baronun Türkiye'deki mevcut olan sisteme uymayacağını çok net bir şekilde dile getirdi.

Peki, biz burada neyi murat ediyoruz? Değerli arkadaşlar, bakın, insan hakları meselesi domino etkisini yaratabilecek olan bir meseledir. Bakın, siz küçük bir tane ihlali yarattığınız zaman bu, bütün haklara sirayet edebilir. Bu nedenle de bu, mevcut olan savunma makamının bütünlüğünü bozabilecek olan bu kanun teklifi yarın öbür gün yürürlüğe girmesi hâlinde kesinlikle insan haklarının ihlali anlamına gelecektir. Domino taşı olarak düşünün, bütün alanlara sirayet edecektir. Dolayısıyla biz, yine de ısrarla şunu belirtmek istiyoruz: Bakın, bizim, Adalet Komisyonunun birinci vazifesinin ve birinci görevinin gerçek anlamda adil bir ortamın sağlamasından geçtiğini biz burada belirtmek istiyoruz. Alt komisyonunun kurulması, yeniden ele alınması ve şu anda dışarıda bekletilen, duvar dibinde oturan baro başkanlarının ve baroların görüşlerinin kesinlikle alınması gerekiyor.

Bu kanun teklifi geçmesi hâlinde başka neyi getirecek? Bakın, çok ciddi bir şekilde çelişkiler yaratacak çünkü yine kanun yapma tekniği açısından kesinlikle kabul edilmeyecek olan bu teknikle, Avukatlık Kanunu'nda -mevcut olabilecek olan- Anayasa'da ve savunma makamında bile, yargıyı vücuda getiren bütün yasalarda aslında çok ciddi bir şekilde çelişkiler olacak, gerçek anlamda çelişkiler olacak. Bu kanunla gerçekten mağdur olan kadınlar olacak, çocuklar olacak; bakın, iş cinayetleriyle karşı karşıya kalacak olan emekçiler olacak, halklar olacak ve gerçek anlamda ekonomik kriz yaşayan insanlar ve kitleler olacak. Dolayısıyla, biz bunun derhâl gözden geçirilmesini ve bütünlüklü olarak da kanun yapma tekniğine de aykırı olan bu kanun teklifinin geri çekilmesini talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.