KOMİSYON KONUŞMASI

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, hiç sataşmaya mahal vermeden ve teknik olarak şunu söylemek istiyorum: Burada, getirilen teklifte gerekçe temsilde eşitlik. Diyorlar ki: Türkiye Barolar Birliği avukatların değil, baroların çatı örgütüdür. Bu nedenle, eşit temsilde barolar, Barolar Birliğinde temsil edilsin. Amaç, Barolar Birliğinde belki de siyasi olarak yakın olan birinin başkan seçilmesi, bu da çok önemli değil. Avukatlar ne yapacaklarını bilirler, kime oy vereceklerini bilirler. Ama "temsilde eşitlik" derken, temsil edilecek gruptaki baroların üye sayıları da nazara alınarak aslında "temsilde gerçek eşitliği" bulmamız gerekiyor. Nasıl? Mersin'in milletvekili sayısı 13 ise, İstanbul'un 100'ün üzerindeyse veya başka bir yerin 2 ise, 3 ise, her baronun üye sayısına göre Barolar Birliğinde temsil edilmesi hakkaniyete uygundur. Bunu tartışırız hukuken. Ama başka bir şey söylemek istiyorum. Demin, Sayın Baro Başkanı meslektaşım, "yönetimlerde bulunduğunu, baro başkanlığını yaptığını" söyledi ve bana da atıfta bulundu. Ben de Mersin Barosunda; genel sekreterlik, başkan yardımcılığı, Barolar Birliği delegeliği, 2 dönem Baro Başkanlığı yaptım. 98'den beri baronun bütün organlarında, komisyonlarında, staj eğitim merkezlerinde çalıştım.

Değerli arkadaşlar, çok kısa bir şey söylemek istiyorum. Bir Anadolu barosunda -şu an 80 baronun 75'inde- bir baro başkanı seçilmek için ilçelerin ağırlığını düşünmek zorundadır, siyasi görüşleri düşünmek zorundadır, Mersin gibi yerde etnik dağılımı düşünmek zorundadır. Kafanıza göre oturup liste yapamazsınız. Ben iddia ediyorum, 80 baronun hemen hemen pek çoğunda -Ankara, İstanbul, İzmir'i şu an konuşmuyorum ama- tamamında son derece demokratik listeler yapılır, listeler yarışır. Biliyorsunuz çarşaf liste, blok liste, elle yazma liste, daktilo yazımı liste her türlü oy kullanılır. Bu nedenle ben Sayın Baro Başkanı meslektaşımın, "Baroların yüzde 80'i demokratik değildir." söylemine katılmıyorum.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Öyle "demokratik değil" demedim Başkanım.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Yanlış anlamış olabilirim. Anadolu barolarındaki bütün avukat arkadaşlarım -yani baro başkanlığı yapmış, yönetim kurulu üyeliği yapmış arkadaşlarım- ekmeğini taştan çıkartarak baro başkanlığı yapıyor ve baro başkanı olmak da iş kaybı demektir. İşini kaybedersiniz, parayı düşünmezsiniz, baro başkanlığınızı onurla yaparsınız. Bugüne kadar suça bulaşan bir baro başkanı duymadım. Barolar Birliğinde de böyle; 2005 seçimlerinde, 2009-2010 seçimlerinde ben de Antalya'da idim, Barolar Birliği Başkanı olmak isteyen kişi de bölgeleri ve her şeyi düşünmek zorunda. Ama sayılar...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Toparlayalım Sayın Antmen.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim.

130 bin civarında avukat ve 80 baroda avukatların yüzde 90'ı demokratsa, ilericiyse, aydınsa "Baroları bölerek biz kendi baromuzu yaratalım, daha sonra burayı sendikalar gibi üye devşirerek güç elde ederiz." denilirse bu tamamen siyasidir, baroların siyasallaşmasıdır.

Son söz olarak şunu söylemek istiyorum. Ben baro başkanlığı yaptım, Sayın Başer de yaptı. İnanıyorum ki o da ben de şu anki 80 Baro Başkanımız da ellerinden geldiğince mesleğin sorunlarına eğildiler fakat yıllarca sınav dedik, İşte, gelecek, teşekkürler.

Staj eğitim merkezinin, avukatlık akademilerinin, en azından Adalet Akademisi gibi yapılandırılması, bölge akademisi kurulması gerekiyor. İşte, bunu yapın. Avukatların meslek standardını yükseltin. CMK ücretlerini, avukatlık asgari tarifesini yükseltin. Ve şu da önemli, Allah rızası için avukatlık ücretlerinde KDV'yi, şu pırlantadaki KDV'ye bir eşitleyelim. Baro başkanlarının tamamı -Sayın Başer de baro başkanlarına kefildir- meslektaşları için çalışmışlardır, ellerinden geleni yapmışlardır ama avukatlar için...

OTURUM BAŞKANI YILMAZ TUNÇ - Teşekkür ediyoruz.

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Son sözüm.

...siyasi iktidarın daha çok bir şeyler yapması gerekiyor. Baro başkanlarının gücü ancak bu kadar, keşke siyasi iradeleri olsaydı her şeyi avukatlar için yaparlardı diyor, teşekkür ediyorum.