| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri ve değerli milletvekilleri, avukatlık mesleğinin onca problemi dururken yargı bağımsızlığını daha da olumsuzluğa sevk edecek tarzda çoklu baro uygulaması ve delege sistemi değişikliğini asla kabul edilemez buluyoruz. Yargı; iddia, savunma ve hüküm ayağından oluşmaktadır. Bağımsızlık ve tarafsızlığın 3 sacayağından biri olan savunma mekanizmasının bir ayağını da baroya bağlı avukatlar temsil ediyor. Baro ve savunma bağımsız olmadığı takdirde tek başına yargının bağımsızlığının sağlanması mümkün değildir. Bu nedenledir ki Baroların, özellikle siyasal otoriteden bağımsız olması gerekir. Çoklu baro uygulaması, bu ilkelerin tam aksine baroları daha güçsüz ve işlevsiz hâle getirecektir.
Her baronun, üyelerinin kendisinde kalması için disiplin kurallarını gereği gibi uygulamayacağı muhtemeldir. Bu durumdan da en çok, en kötü etkilenecek olan kurumların başında, yargıya güven müessesesi ve vatandaşlarımızın menfaatleri gelir. Düzen ve disiplinden uzak bir baro olabileceği için sonuç olarak iç disiplinin sağlanması amacıyla başka yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulacaktır. Siyasallaşan barolarda da avukatların kutuplaştırılarak mevcut iktidara yakın veya uzak diye bölünme ihtimalleri daha çok artacaktır. Siyasetüstü olması gereken fakat bölünen baroların oluşmasından sonra soruşturmalarla karşı karşıya kalınabilecek haksız uygulamalar kol gezecektir. "Devlet içinde devlet olmaz." görüşüne elbette katılıyoruz. Zamanında bu durumun aksine çanak tutanlar, bugün de devlet içinde devlet oluşturma çabasındalar. Bugün 1 baroyu 2 yaptınız, yarın da HSK'yi 3 yaparsınız. Baro başkanlarının karşı çıkışına duyarsız kalınamaz. Avukatların disiplin soruşturmaları barolarca yürütülür; denetim görevi de Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından yerine getirilir. Avukat haklarının korunmasında baroların önemli bir rolü vardır. Avukatların ev, ofis, üst ve araç aramalarında baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat olmadığı sürece özel arama ve el koyma hükümleri tatbik edilememektedir. Bu gibi durumlarda bu haklarından nasıl faydalanacaklardır? Birden fazla baro kurulması mesleğe, yargıya ve vatandaşlarımıza ne gibi bir katkı sağlayacaktır? Baroların bölünerek parçalanması, yargının zaten giderek yok olan bağımsızlığını daha da yok edecek, siyasi ve susturulmuş bir topluluk hâline gelmesine neden olacaktır. Barolar ve avukatlar dışlanarak yapılan çalışmaların hiçbir şekilde kabul edilmesi mümkün değildir. Baro başkanlarının ortaklaşa başlattıkları ve tamamen anayasal bir hakkın kullanımından ibaret olan demokratik yürüyüşleri engellenmiştir. Seçilmiş ve illerini temsil eden baro başkanları dinlenilmeli, sadece baro başkanlarının büyük çoğunluğu tarafından istifaya zorlanan ve bu suretle meşruiyetini kaybetmiş Türkiye Barolar Birliği Başkanıyla değil, tüm baroların varsa eksikliklerinin dinlenebileceği kapsamlı bir toplantıyla müzakere edilmelidir.
Ayrıca, delege sistemini de değiştiren yasa teklifiyle, avukatların Türkiye Barolar Birliği kurulunda temsili konusunda antidemokratik, adaletten uzak bir sonuç ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla, delege seçimi sistemini değiştirmeyi hedefleyen yasa teklifi barolardan ve avukatlardan tamamen uzaklaşarak farklı saikle hareket eden siyasi oluşumların önünü açacaktır.
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan hukuk kurallarıdır. "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları" başlıklı Anayasa'nın madde 135 incelendiğinde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşların teşkilatlanmasında belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarının karşılanması ve meslekte birliğin sağlanması hedeflenmiştir.
Bu yasa teklifi, yargı bağımsızlığına vurulan bir darbe olduğu kadar Anayasa'ya da aykırıdır.
Teşekkür ederim.