| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclise sunulan bu dayatma Avukatlık Kanunu'na ilişkin yasa değişikliğinin temel amacı, büyük şehirlerde birden fazla baro kurulmasını sağlamak ve Türkiye Barolar Birliği yönetiminin seçiminde küçük şehirlerin yani az sayıda avukatın kayıtlı olduğu baroların etkisini olağanüstü artırarak yönetime iktidar yanlısı avukatların gelmesini sağlamaktır. Baroların katkı sunmadığı, paydaşı olmadığı bir baro düzenlemesinin barolara çözüm ve huzur getirmeyeceğini biliyoruz. Dünyanın hiçbir gelişmiş demokrasisinde barolar sıradan birer meslek örgütü değildir. Barolar, mesleğin iç düzenini sağlayan, mesleğe giriş kurallarını koyan, eğitimlerini veren ve adaletin sağlanmasında asli olarak görev yapan kurumsal yapılardır. Dahası, hiçbir ülkede aynı bölgede yetki sahibi olan birden fazla baro anlamında bir çoklu baro modeli yoktur. Medeni dünyada hâl böyleyken neden bize böylesi bir kanun dayatılmakta?
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle geçinemeyen ve bu nedenle intihar eden insanlar, işsizlik yüzünden evine ekmek götüremeyenler, banka borçları yüzünden icralık olan çiftçiler, emeklilik hakları ellerinden alındığı için sesini iktidara duyuramayan EYT mağdurları; sağlık çalışanlarımızın, polislerimizin, öğretmenlerimizin beklediği 3600 ek gösterge, gençlerimizin gelecek kaygısı, eğitim sistemindeki aksaklıklar gibi, bu ülkenin çok daha gerçek ve bir an önce çözülmesi gereken sorunları varken böyle bir düzenlemeyi apar topar getirme ısrarı neden?
Çoklu baro düzenlemesini Türkiye Barolar Birliği dâhil hiçbir baro istemezken bu düzenleme kimin için, ne için yapılıyor? Yanıtını az çok hepimiz biliyoruz. AK PARTİ, ak barolar istiyor. Sarı sendika benzeri, sarı baroların hayalini kuruyor. Ayrıca, küçük ve orta çaplı illerin Türkiye Barolar Birliği yönetiminde daha etkin olması ise diğer bir amaç. Bu teklif, iktidar partisinin alışkanlık hâline getirdiği, böl, parçala, yönet stratejisinin başka bir ürünüdür. Çoklu baro sistemine geçilmesi demek, savunmanın bağımsızlığının sona ermesi, baroların siyasileşmesi, ülkemizde kaotik ve ayrıştırıcı ortamın oluşması, avukatın güçsüzleştirilerek güçlü savunmanın ortadan kaldırılması, avukatları siyasi ve dinî görüşlerine göre ayrıştırması demektir. Çoklu baro adı verilen, açıkça, çoğu elde etmek gayesiyle tasarlanmış bu teklif, aksak hukuk sistemimize onarılamaz darbeler vuracaktır. Burada amaç, halkı savunmasız bırakmaktır. Çünkü, önce hukuku ortadan kaldıran, hukuk devleti ilkelerini yerle bir eden iktidar, şimdi de halkı savunma hakkından yoksun bırakmaya çalışmaktadır, savunmayı çökertmektedir. Bu yolla savunma çöktüğünde yargı tamamen bitecektir.
Kamu kurumu niteliğinde bir tüzel kişiliğin bölünmesi ve temsilde adalet sistemini rafa kaldıran bu düzenleme, Anayasa'ya tamamen aykırıdır. Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği 5 farklı emsal karar mevcut. Anayasa Mahkemesi, 15 Şubat 1995 yılında Türk Diş Hekimleri Birliğinde, 2002'de Türk Tabipleri Birliğinde, 2009'da Türk Veteriner Hekimleri Birliğinde, 2011 yılındaysa serbest muhasebecilik, serbest muhasebeci mali müşavirlik, yeminli mali müşavirler ve yine Türk Diş Hekimleri Birliğinde yapılan delege düzenlemelerini Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti. Anayasa Mahkemesi, binlerce kişinin üye olduğu yerler ile az sayıda üyeye sahip yerlerin aynı delege sayısıyla temsil edilemeyeceğini vurguladı. Mahkeme bu kararlarda yapılan delege düzenlemelerini Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti. Binlerce kişinin üye olduğu yerler ile az sayıda üyeye sahip yerlerin aynı delege sayısıyla temsil edilemeyeceğini vurguladı. Önümüzde bu kararlar mevcutken ve yapılan düzenlemenin zararları her yönden ele alındığında bu teklifin mutlaka geri çekilmesi ve baro bütünlüklerinin korunması şarttır.
Yargı; özgür, bağımsız, taraf olmadan ve kimseye biat etmeden işlemek zorundadır. Ülkenin daha fazla bölünme, ayrıştırma ve kutuplaşmaya tahammülü yoktur. Demokrasi ancak işleyen bir hukuk sisteminin varlığıyla mümkündür. Hukuk sisteminin işlemesi de savunmanın güçlü ve bağımsız olmasına bağlıdır. Bu anlamda barolar meslek örgütüdür ve siyasi ayrışmayla bölünmeden meslek örgütü olarak kalmalıdır.
Teşekkür ediyorum.