KOMİSYON KONUŞMASI

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Kanun teklifinin eksiklikleri ve aksaklıkları ve ileride yol açması muhtemel sorunlar uzun uzun tartışıldı. Dolayısıyla aynı şeyleri tekrarlamakta çok yarar görmüyorum.

İktidarın yasa teklifi hazırlarken bırakın muhalefeti, konunun uzmanları ve barolarla istişare etmemesinin nedeni nedir? İki sebebi olabilir: Birincisi tartışmaların muhalefet tarafından istismar edileceğini düşünmesi olabilir. Hâlbuki bu durum muhalefet için de geçerlidir. Dolayısıyla karşılıklı olarak samimiyet duymamız gerekir. İkinci durum ise, iktidarın açıklanmayan bir gündeminin varlığıdır. Bu durumda çok ciddi bir güven problemi var demektir. Bu güveni nasıl oluşturacağımıza kafa yormamız lazım. Bu açıdan, Meclisin kapısına kadar gelen baro başkanlarının içeri alınmaması iyi olmamıştır. Hem Anadolu barolarının daha iyi temsil edilmesi için kanun teklifi veriyorsunuz hem de Anadolu baro başkanlarının Mecliste baro yasasının görüşüldüğü komisyona girmelerini engelliyorsunuz. Pek tutarlı görünmüyor. Bu tür tutarsızlıklar karşılıklı güveni sarsıyor.

Anayasa'mızın 2'nci maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesi, özgürlükçü, çoğulcu, çağdaş demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Hukuk devletinden söz edebilmek için öncelikle bir hukuk düzeni mevcut olmalıdır. Hukuk genel, soyut, önceden bilinebilir, anlaşılabilir ve istikrarlı kurallardan oluşmalıdır. Hukuk kuralları, yönetilenleri bağlamalı ama onlar kadar siyasi iktidarı kullan devlet organlarını ve yöneticilerini de bağlamalıdır.

Türkiye'de bugün bir hukuk devletinden bahsedebilir miyiz? Sosyal medyadaki çirkinliklere muhatap olan kişilerin iktidara ya da muhalefete yakınlığı kolluk ve yargının tavrını etkilemiyor diyebilir miyiz? Ya da medyada halkı kin ve düşmanlığa tahrik edenlerin iktidara yakınlığına bağlı olarak farklı muamele edildiği doğru mudur? Bu konularda kamuoyu iktidarıyla muhalefetiyle tatmin olmuş mudur? Eğer bunu sağlayamazsak hukuka saygı duyulur mu? Böyle bir ortamda en iyi niyetli kanun teklifleriniz bile muhalefeti ikna eder mi? İktidar bir an önce kamuoyunda hukukun itibarını, adalete ve demokrasiye güveni tesis etmelidir, aksi hâlde hızla bozulan ve çürüyen bir devlet hâline geliriz maalesef.

Hukuk devleti, devlet iktidarının hukuka bağlılığını, sınırlamasını ve dengelemesini sağlar. Bu sağlamayı kuvvetler ayrılığı prensibiyle yapar. Bu kuvvetler ayrılığı prensibinin ilk hedefi temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasıdır. Hukuk devleti ile kuvvetler ayrılığı arasındaki ilişki yani kuvvetler ayrılığının, hukuk devletin kurucu öğelerinden biri olması tartışmasız kabul edilmelidir. Kuvvetler ayrılığı siyasi iktidarın kullanımını yasama, yürütme ve yargı organlarına dağıtmak suretiyle iktidarın tek bir elde toplanmasını önler. Siyasi iktidarın devlet içinde dağıtılması hem farklı organlara düşen güç payını azaltır hem de bu organların birbirlerini dengelemesine imkân verir.

Kısaca kuvvetler ayrılığı -yani erkler ayrılığı- devlet iktidarını sınırlandırır ve özgürlükleri güvence altına alır. Gerçek demokrasinin oluşması için bunlar asgari koşullardır. Bugün Türkiye'de erkler ayrılığı kalmış mıdır? HSK bir genel müdürlük hâline gelmiş midir? Bu durumda yargının bağımsız, ayrı bir güç olduğu söylenebilir mi? Demokrasi halkın tüm erkleri elinde tutan padişahı oy vererek seçmesi midir? Bir an önce kuvvetler ayrılığı prensibini güçlendirilmiş bir parlamenter sistemde uygulamaya geçirmek ve demokrasiyi tüm gerekleriyle tesis etmek dileğiyle saygılarımı sunuyorum.