KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu kadar haklı eleştirinin altında hâlâ ruh hâli iyi olan sayın milletvekili arkadaşlarımı tekrar selamlıyorum, ezildiğinizi hissediyorum vicdanen, inşallah.

Şimdi, değerli arkadaşlar, hepinizi takdir ediyorum, özellikle bir yönden dolayı: Artık Cumhurbaşkanına ve Sağlık Bakanına muhalefet edebildiniz, bu cesareti gösterebildiniz. Mustafa Şentop başta olmak üzere -Meclis Başkanımızı da bu konuda takdir ediyorum- Sayın Cumhurbaşkanının ısrarla söylediği mesafe -1,5 metre- ve maske unsurunu reddetiniz. Hadi Cumhurbaşkanı malumunuz "Ellerinizin hijyenine falan da dikkat edin." demişti ama onu da çoğunlukla bozdunuz; burada her yere dokunuyoruz. Mesafeler dip dibe, Sayın Komisyon Başkanı da hiç uyarmadı, maskesiz konuşan arkadaşlar var. Hatırlıyor musunuz iki hafta önce, iki tane hasta var diye biz Meclisi apar topar kapatmıştık. Ama ne hikmetse Komisyon toplantısı devam etti. Ya anlayamıyorum ben onu, bu fantezi kanunlarla, şu anda halk için elzem olmayan, hiçbir gerekçesi olmayan, toplumu değişik yönlere sevk edecek olan kanun teklifleriyle neden uğraşıyoruz? Tarih bizi aynı "Stockholm sendromu" gibi, aynı "Stalin'in tavuğu" gibi değişik sendromlarla değil... Tarih ve tıp dünyası, siyaset dünyası "TBMM sendromu" diye anmasın diye düşünüyorum değerli arkadaşlar. Şu anda çok çok lüzumlu olan kanun teklifleri gelseydi, keşke bir muhalefet yapabilseydiniz de "hayır" deseydiniz. Yarın "tweet"lerle tekrar onaylamak zorunda kalmasaydınız.

Şimdi, gelelim diğer mevzuya, asıl mevzumuz şu: 3Y vardı biliyorsunuz, ona 3Y daha eklediniz. Yargı Branson'la anılıyor dünyada; yürütme zaten geliyor, çıkarıyoruz; yasama da "Oğlan bizim, kız bizim." Denmişti, hatırlıyorsunuz, Sayın Burhan Kuzu demişti. Diğer üç tane "Y"yi söylemeyeceğim "rap" şarkısı gibi olacak "y, y, y" yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk. Dünyanın en iyi 5 havalimanı içinde olan bir havalimanın yıktık, oraya ucube bir hastanecik yaptık "Hayırlı olsun." diyeceğim, dünyanın en iyi 5'inci havaalanı... Almanya'ya gittik, Sağlık Bakanı değil Almanya'ya giden, Turizm Bakanıydı. Hani biz dünyanın en büyüğüydük? Ankara Valiliği malumunuz olduğu üzere "Turkish corona" olduğunu ilan etti. AVM'lerde, restoranlarda, barda, markette, 2,5 milyon öğrencinin girdiği sınavda ve TBMM'de bulaşmıyor ne hikmetse ama 80 tane baro mensubuna bulaşıyor. Avukatlar, taksi plakası sahipleri kadar itibar görmedi. Onların talepleri kabul edildi, avukatların talepleri kabul edilmedi.

İpsala ve Kapıkule'ye doğru gidecek bir X ve Y kuşağı" bekliyor bizi, Z kuşağı bekliyor bizi. "Söylesem tesiri yok ama söylemesem, sussam gönül razı değil." diyor Fuzuli biliyorsunuz. Siz, değerli milletvekili arkadaşlarım, geçen sene 100 liraya aldığınız şeyi bu sene 112 liraya alabiliyor musunuz? Ve buna inanıyor musunuz enflasyon yüzde 12 diyorlardı değil mi, inanıyor musunuz hâlâ? Bu kanun teklifini siz hazırladıysanız değişikliklere ve uyarılara kulak verdiyseniz, yok, emir mahiyetinde yukardan geldiği için aynen kabul ediyorsanız, telakki ediyorsanız, bence bir muhalefet de burada gösterin yüreğiniz varsa. Sözlerin hepsini dinleyip en güzeline tabi olunuz.

Âşık Dertli'nin bir dörtlüğüyle kapatmak istiyorum. Aslında önüm açık, herhâlde son ben konuşuyorum gibi geliyor, sabaha kadar. Bu senaryoyu daha önce biz yaşamıştık, o rüyayı da yaşamıştık. Yıllarca avukatlar, öğretmenleri iltisaklı, intisaplı vesaire diye çalıştırmadınız kamuda. Öğretmenler çalışamadı ama doktorlar çalıştı. 5'inci maddede sabahın körüne kadar, sabah ezanlarına kadar kanun teklifi geçirdiniz, talimatlıydı büyük bir ihtimalle. Daha sonra da o doktorlar şu anda çalışıyor. Ama neden farklı meslek gruplarına o şekilde davrandınız? Şu anda öğretmenler özel sektörde dahi olsa çalışmıyor. Her yer riya kokuyor, her yer riya kokuyor.

Âşık Dertli'nin dörtlüğüyle kapatacağım.

"Yaşanılası dünyanın

Ne tadı ne tuzu kaldı.

Ömür denen şu zamanın

Çoğu gitti azı kaldı.

Çalışmadan yiyenlerin

Derimizi giyenlerin

Nice benim diyenlerin

Ne izi ne tozu kaldı."

Hepinize iyi sabahlar diliyorum.