KOMİSYON KONUŞMASI

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Sayın Zozani, iltifat ettiğinizi düşündüğünüz için teşekkür ediyorum ama sözlerinizi iltifat olarak algılamıyorum, bir.

"Konuya hâkim değilsiniz, konu hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz, mevzuyu bilmiyorsunuz, bu konuda sizi aydınlatayım." tarzındaki cümlelerinizi sabırla dinledim. Bunların iltifat olmadığını düşünüyorum. Konuya hâkim olmayan bir insanın gelip burada oturmaması gerektiğini düşünüyorum. Konuyu enikonu biliyorum yani buraya gelmem gerektiğini öğrendiğim andan itibaren neyi tartışacağımızı okudum, konu hakkında fikir sahibiyim, bilgi sahibiyim. Söylediklerinizi, bütün diğer arkadaşların söylediklerini anlayacak kadar konuya hâkimim, bu bir. Bunu bir iltifat olarak kabul etmiyorum.

İkincisi: Sözlerimi tercüme etmenizi, "Bakan bunu söyledi." diyerek söylediğim şeyleri tercüme etmenizi de kabul etmiyorum. Çok net konuşan bir insanım, sözümün tercümeye ihtiyacı olduğunu hiç düşünmüyorum. Bunu da iltifat olarak kabul etmiyorum ama iyi niyetiniz size çok teşekkür ediyorum.

Söylediğim şey şu: Ortaya yepyeni atılan bir fikir değildir, Türkiye'de uygulan bir sistemdir, yurt dışında uygulanan bir sistemdir. Türkiye'deki örnekleri her ne kadar vakıf üniversitesi ise de herhangi birisinin şefi olarak atanmış rektörler değildir bu sistemle atanmış olan rektörler. Gayet iyi işleyen müesseselerin rektörleridir. Herhangi bir konuda mevzuat ne diyorsa dünyanın son gününe kadar o mevzuatı uygulamak mecburiyeti yoktur. Her mevzuat yenilenebilir, değiştirilebilir. Tartışmak iyidir bu konuda ama tartışmayı niyet okumalara kadar götürmemek gerekir. Tartışmayı iddiaların karşı taraf tarafından çürütülebileceği ya da karşılanabileceği bir düzlemde tutmak gerekir. Yani, "Sizin fikriniz bu, ben yüzde 100 eminim, bunu ifade etmiyorsunuz ama aklınızdan bunlar geçiyor, ben sizin niyetinizi okuyorum, şimdi de onu ifşa ediyorum." doğru bir tartışma düzlemi değildir. Bunu söylüyorum.

Teşekkür ediyorum.