| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile 2 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3037) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .07.2020 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan Sayın üyeler, hepinize selamlar.
Evet, bu, torba yasa corona döneminde getirildiği için önemli bir torba yasa, önemli bir yasal düzenleme. Ben içeriye girmeden öncelikle İç Tüzük 38 gereği bir kısa değerlendirme yapacağım. "Komisyonlar kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler. Bir Komisyon bir teklifin Anayasaya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder." biçimindeki hükme dayanarak buna bakmak istiyorum. Gerçekten, birinci nokta torba yasa konusu. Dile getirildiği gibi, esasen, 6771 sayılı Anayasa değişikliğiyle ilgili Kanun'la torba yasa uygulamasına son verilmesi gerekirdi. Anayasa'ya tamamen aykırı hâle gelmiş bulunuyor çünkü artık Hükûmet tasarısı uygulaması bulunmuyor.
İkincisi, teklif münhasır yetkidir, Meclisin yetkisidir.
Üçüncüsü, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yoluyla düzenlemeler yapılıyor ve torba yasa esasen Anayasa Mahkemesinin de denetimini çok zorlaştırdığı için Anayasa'ya aykırı hâle gelmiş bulunuyor.
Bu açıdan, birinci genel saptama budur çünkü 27'nci Dönemde bugüne kadar yapılan düzenlemede 28 torba yasaya bu eklendiği zaman, 981 madde torba yasa yoluyla yapılan kanunlar şeklinde karşımıza çıkıyor. Gerçekten, Anayasa Mahkemesinin denetimini son derece zorlaştırıyor. Bunu da Anayasa'ya uygun olarak yapmadığımız gibi, Anayasa Mahkemesi de etkili bir denetim yapamıyor. Aslında bu, Anayasa'ya aykırı olduğu gibi, 64 Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin 24'ünün de torba şeklinde düzenlenmiş olduğuna bakarsak, gerçekten, gerek gerçek olması gereken yasama gerekse paralel yasama Anayasa'ya aykırı bir biçimde ilerlemektedir. Bu birinci nokta.
İkinci nokta ise: Belirtildi yine ama burada 6 kanunda değişiklik yapılıyor, neredeyse her maddeye 1 kanun düşüyor. Bu 6 kanun aslında daha önce 1'den çok kez görüşülmüş olan, değiştirilmiş bulunan kanunlar. İşsizlik Sigortası Kanunu 4 kez değiştirilmiş, İş Kanunu 3 kez değiştirilmiş, Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun 2 kez değiştirilmiş, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yine 1 kez değiştirilmiş olmakla birlikte, Sayın Kuşoğlu'nun beyan ettiği bu özensiz yasama ve etki analizinin yapılmadan -diğer üyeler de belirttiler- yasamanın ne kadar dağınık olduğunu ve Anayasa açısından okunuşunun ne kadar zorunlu olduğunu gösteriyor.
Şimdi, bu yasa önerisine baktığımız zaman, çoğu maddesi esasen Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunu ilgilendirdiği hâlde buraya gelmiş bulunuyor; yine anayasal açıdan bunu da anlamak zor. Plan ve Bütçe Komisyonunun işi çok fazla ama Plan ve Bütçe Komisyonuna nedense bir perdeleme komisyonu, bir torba komisyonu işlevi yükleniyor. Bu açıdan da konunun sakıncalı yönüne değinmek gerekir, ihtisas komisyonlarının amacı bu olmasa gerek.
Üçüncü nokta: Bu kadar önemli bir yasal düzenlemede -ki Covid-19 dönemine ilişkin sosyal düzenleme- Anayasa yok. Oysa Anayasa'nın madde 41-65 arasında çok önemli sosyal haklara, güvencelere ilişkin düzenlemesi söz konusu; Anayasa'nın 5'inci maddesi, hak ve özgürlükleri ilerletme konusundaki hükmü ve tabii ki çerçeve hüküm, sosyal devlet özelliği, madde 2. Madde 5, madde 41 ve madde 65'in olmayışı, bu düzenlemede hiç dikkate alınmamış olmaları, esasen daha önceki hatiplerin değindiği üzere, bu dağınıklığı, yetersizliği ve eksiklikleri beraberinde getiriyor.
Bir husus daha -sizler gerekçenizde de yazmışsınız- dördüncü nokta: Şu anda Türkiye sağlık OHAL'i döneminde yaşıyor. Sağlık olağanüstü hâl döneminde yaşayan bir ülkede, esasen biraz önce değindiğim anayasal hükümlerin bunların lehine maksimize edilmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Lütfen toparlayın Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sağ olun, toparlıyorum.
Yani olağanüstü sağlık hâline uygun olarak, bu maddelerin, geniş kitleleri nasıl koruyacağına dair yorum yoluyla uygulamaya geçirilmesi gerekiyor ama bu maksimize etme çalışması bir yana, en azıyla yetinilmiş, dağınık, yetersiz ve Anayasa'ya aykırı bir biçimde. Bu açıdan aslında üzgünüm ama bir anayasacı olarak daha çok üzgünüm. Sanki Anayasa'nın uğramadığı bir Meclis ve Komisyon çalışması yapmaktayız. Bu hem İç Tüzük'e göre hem de Anayasa'nın amir hükümlerine göre, özellikle 11'inci maddesi ve 81'inci maddesi açısından ciddi sorunlar yaratıyor.
Ben son söz olarak, şuna dikkat çekmek suretiyle sözlerimi bitireceğim: 16 Nisan 2017'ye kadar anayasa fetişizmi yapıldı bu ülkede ama 9 Temmuz 2018'den bu yana bir bakıma Anayasa unutuldu ve bu düzenlemeler Anayasa analizi yapılmadan, Anayasa'ya uygunluk değerlendirmesi yapılmadan gündeme getirildiği için tekrar tekrar, parça parça, bölük bölük düzenlemeler yapma gereği doğuyor.
Bu itibarla, Sayın Başkan, bu metnin geri çekilerek İç Tüzük madde 38 ışığında bir Anayasa'ya uygunluk yönünden incelenmesi ve ondan sonra Komisyona getirilmesiyle esasen torba kanunların yarattığı sakıncaları da önleyecektir diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.