| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir ile 2 Milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3037) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 16 .07.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani bu İşsizlik Fonu'nu yiye yiye gerçekten bitiremedik. Yani İşsizlik Fonu'nu gerçekten dönemin iktidarı çıkarmıştı, 99 yılında sanıyorum. Tamamen kanunu işçilerin ve işsizlerin yararına kullanılması için buraya getirdik ama corona döneminde bütün kaynaklar bitti ve kaynak olan tek bir yer var; İşsizlik Sigortası Fonu.
Yıllardır arkadaşlar bakın, dört yıldır çok inanılmaz bir şekilde burada yasalar geçirdik ve her yasada kaynak olarak İşsizlik Sigortası Fonu gösterildi. İşsizlik Sigortası Fon'undan... Hadi diyelim ki -işin kötüsü, işverenlere belli adımlar atıyorsunuz ondan dolayı yüreğim sızlıyor- olağanüstü bir dönemde yaşıyoruz, burada bir adım atıyorsunuz yani. En azından, bakın, işverene sağlanan teşvik -belki hiç olmasın istiyoruz biz ama- diyelim ki işverene doğru böyle 1 adım atılıyorsa işçiye doğru 3 adım, 4 adım atılması lazım. İşçilere dönük bu adımları biz göremiyoruz, doğrudan gelir desteği olarak bu adımlar maalesef sağlanmıyor ve burada da getirdiğiniz maddeyle İşsizlik Sigortası Fonu'ndan işverenlere teşvik olarak 24 milyar TL verilmesiyle ilgili Cumhurbaşkanına yetki vermiş olacağız arkadaşlar; 24 milyar TL, çok büyük bir kaynak.
Arkadaşlar, tabii ki buna kategorik olarak karşıyız...
AYŞE KEŞİR (Düzce) - 24 milyar değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, Ayşe Hanım, altı aya kadar uzatma yetkisi veriyorsunuz Cumhurbaşkanına yani altı ay uzattığı takdirde -12 milyar- 24 milyar TL yapar basit bir hesapla.
Arkadaşlar, şimdi, diyelim ki buna biz kategorik olarak karşıyız ama uygulamaya geçecek, orada da yanlışlıklar olduğunu düşünüyoruz. Sebebi şu: Şimdi, bu pandemi dönemine bir şekilde güçlü giren, öz sermayesi güçlü firmalar vardı ve işçilerini de mağdur etmediler, kısa çalışma ödeneğine de başvurdular; belli anlamda onların sağlığı için de faaliyetlerini durdurdular, talep olmasına rağmen durduran firmalar da söz konusu oldu ama bunun yerine arkadaşlar, çalışmaya devam etmeyi tercih eden firmalar da oldu yani talep vardı ve çalışmaya devam etmeyi tercih eden firmalar oldu aynı sektörde. Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Bu kısa çalışma ödeneğine başvuranlara ben teşvik getiriyorum ama çalışmaya devam edenlere teşvik getirmiyorum." Bir sefer, burada ciddi anlamda bir haksızlık söz konusu.
Arkadaşlar, ikinci boyutu: Bütün bu teşvikleri biz yıllardır konuşuyoruz, getiriyoruz -bakın, Ayşe Hanım, burada son istihdam verileri var, incelemişsinizdir mutlaka- 61 milyon nüfus var çalışma çağında, iş gücü geçen yıldan bu yana 32 milyondan 29 milyon kişiye düşmüş yani iş gücünden kopmuş insanlarımız; istihdamdan da kopmuşlar, 29-30 milyon olan rakamdan 25 milyona düşmüşüz. Yani eğer ki bu adımlar yani işverene verilen bu teşvikler bir sonuç veriyor olsaydı istihdam rakamı buralarda olmazdı, işsizlik rakamlarımız da bu seviyede olmazdı. Bu adımlar yanlıştır arkadaşlar. Bütünü üzerinde de uzun uzun söylediğim için çok uzatmayacağım.
Bu adımlarla işverene istediğiniz kadar teşvik verin... Dediğim gibi, SGK primi teşviki verdik, vergi teşviki verdik, "Maaşlarını bile biz vereceğiz." dedik... Bakın, geçen yıl çıkan yasayı hatırlayın, iki yıldır çıkarıyoruz. Ne dedik? "Arkadaş, sen işçi al, maaşını da ben vereceğim." dedik. Öyle değil mi Sayın Bakan Yardımcım? Öyle dedik. Arttı mı istihdam? Artmadı. Demek ki sorun başka yani yatırım ortamıyla ilgili bir sıkıntımız var. Bu, tabii, daha derin bir mesele, siyasi sebepleri var bunun yani yatırım ortamıyla ilgili ciddi sıkıntılar var. Bununla ilgili demokratik adımları, hukuk açısından adımları, yapısal reformları ekonomik alanda, siyasi alanda atmamız gerekirken hep palyatif tedbirlerle elde avuçta olanı da tüketiyoruz arkadaşlar.
Gerçekten, İşsizlik Sigortası Fonu'yla ilgili ben İŞ-KUR Başkan Vekilimize de soruyorum, Sayın Bakan Yardımcım, siz de cevap verebilirsiniz: Ya, rakam herhâlde ciddi anlamda azalıyor, bu 24 milyar da gittiğinde 100 milyar TL'nin altına düşeceğiz; öyle gözüküyor İşsizlik...
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKAN YARDIMCISI AHMET ERDEM - Şu anda 114 milyar.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 114 milyar kaldı. E, devam eden teşvikler de var; herhâlde bu 24 milyar da gidecek, artı, devam eden kısa çalışma ödeneği...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Ben şöyle hatırlıyorum: Sanki "Bunları kullanalım." falan diyen sizdiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, kullanalım ama patronlara vermeyelim diyoruz, biz işçiye verelim diyoruz arkadaşlar. İşçiye hepsini kullanalım. Bakın, yasa getirin, deyin ki: "10 milyon işsize her ay 2.500 lira doğrudan gelir desteği verelim." Hemen el kaldıracağız, "evet" diyeceğiz. Doğrudan işçiye verelim.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Bak, böyle yaparak işçinin işini kaybetmesinin önüne geçiyoruz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır; değil. Bakın, Nilgün Hanım, size söyleyeyim: Bakın, siz bu teşvikleri veriyorsunuz, patronlara gidecek. Patronların sıkışık olanları da var, hâli vakti çok iyi olanları da var.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bize gelmiyor Garo Bey.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır; size gidiyor, size gidiyor.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Binlerce çalışanımıza gidiyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, size gidiyor.
AYŞE KEŞİR (Düzce) - İyi de kısa çalışma ödeneği işçiye verildi; bu 17 milyon, bugüne kadar işçiye verilen para.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, yapmayın.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Neyse, polemik yok.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şu anda teşviklerde dünyada en kötü sırada Türkiye var, biliyor musunuz? Niye? "250-300 milyar lira destek verdik." diyorsunuz değil mi? Yüzde 90'ı yeniden yapılandırma, borç erteleme, şu bu. Doğrudan gelir desteği 17 milyar, 20 milyar TL ya. Dünyada en düşük sıradayız, OECD ülkeleri arasında pandemi sırasında doğrudan gelir desteğinde en geri sıradayız. İşçimize ne önerdik? "Git bankaya, borç al." dedik, doğrudan gelir desteği vermedik arkadaşlar. Bu anlamda işçinin de işverenin de geleceği ipotek altına alındı.
Bakın, bu açıdan yapmamız gerekeni söyleyeyim: Bir skandal durum daha var Sayın Başkan. Biliyorsunuz, bordroda -bütün işçi temsilcileri burada var- ne yapılır? İşçinin bir brüt maaşı vardır, 3 bin lira, 4 bin lira...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sen patron olduğun için iyi bilirsin.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İşçi de oldum, işveren de oldum.
3 bin lira, 4 bin lira brüt rakam. Ne yapar işveren? Arkadaşlar, buradan işçi payını keser, SGK işçi primini keser devlete yatırmak üzere, öyle değil mi? Kendi işveren primini de koyar. Şimdi, ne diyor madde biliyor musunuz, skandal orada. Madde diyor ki arkadaşlar: "Bu madde kapsamında Fon tarafından işverene sağlanan, sigortalı hissesine karşılık gelen destek tutarının sigortalıya ödenmesi işverenden talep edilemez." Yani işveren sigortalının primini kesecek, ne güzel, kesti; e, sonra devlete yatırmayacak yani devlet diyecek ki: "Ben İşsizlik Sigortası Fonu'ndan onu karşılıyorum." Ama kesmiş olacak arkadaşlar yani orada bir haksızlık yok mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 200 lira, 300 lira, 400 lira işçiden kesecek ama bunu devlete yatırmayacak. Devlet diyecek ki: "Ben o primi İşsizlik Sigortası Fonu'ndan..." Yani işçinin kesilmiş primi, işçinin fonundan bir kez daha işverenin ödememesi için işverene teşvik olarak verilecek. Büyük bir adaletsizlik yok mu burada Ayşe Hanım? Var. Yani bu anlamda burada ciddi bir skandal maddeyle karşı karşıyayız arkadaşlar.
Son olarak müsaadenizle şunu da söyleyeyim Sayın Başkan: Arkadaşlar, burada işverenlerden de başvuran kadar başvurmayanlar var; onu söyleyeyim. İşverenlerden, çeşitli sektörlerde de -burada Cumhurbaşkanına sektörel yetki de veriyoruz- başvuranlar/başvurmayanlar konusunda ciddi ayrımlar var ve 24 milyar TL'yi belli sektörlere aktaracaksınız. Bakın, size söyleyeyim...
AYŞE KEŞİR (Düzce) - Israrla "24 milyar" diyorsunuz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Altı aya kadar uzatma yetkisi veriyorsunuz, üç ayla sınırlayın, 12 milyar diyelim Ayşe Hanım. Altı aya kadar uzatma yetkisi verdiniz mi 24 milyar gider.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, burada mesela belli sektörlerde, araba sektöründe 3 vardiya çalışıyor yani düşünün ki Tofaş, Renault, şu bu çalışıyor; ya, siz buraya niye bu teşviki veriyorsunuz, niye veriyorsunuz arkadaş, niye veriyorsunuz? 3 vardiya çalışıyor ya. Bakın, burada yapmamız gereken ne biliyor musunuz? Size söyleyeyim: İlla yapacaksanız zor durumda kalan yani bu şartlardan yararlanamayan sektörlere, zorlanan sektörlere belli teşvik verilecekse verilsin. Karşıyız ama o da hazineden verilsin, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan değil. Bunları desteklemek gerekir ama siz, 3 vardiya çalışan Tofaş'a, Renault'a milyarlarca lira teşvik vereceksiniz. Şu anda imalat sanayisinde 3 vardiya çalışan sektörlere milyarlarca lira teşvik aktaracaksınız.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Ama zaten Tofaş çalıştırıyorsa kısa çalışma ödeneğinden yararlanmamış demektir.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, yararlandı, iki ay boyunca yararlandı; kapattı. İki ay yararlandı arkadaşlar, nisan ve mayısta kapattı, haziranda tekrar faaliyete geçti. Sen diyorsun ki: "Sen nisan, mayısta kapattın..."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yararlandıysa o faydalanamayacak zaten.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, arkadaşlar, çalışana teşvik veriyorsunuz yani şu anda 3 vardiya çalışan sektörlere teşvik veriyorsunuz. Büyük bir yanlış, büyük bir skandal var. Yani bunun derinlemesine tartışılması lazım, böyle "Torba yasa içinde bir madde yalap şap getirelim, işverenlerin şu anda desteğe ihtiyacı var..." İşverenler de bu şekilde abat olmaz, işçi de abat olmaz. İşçinin fonunu işçi için kullanalım diyorum.
Teşekkür ediyorum.