KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Tabii, bu İş Kanunu'nun hayata geçmesiyle beraber "Türkiye'de ne değişti?" diye, sanki hiçbir şey değişmemiş gibi, bazı arkadaşlar, bazı milletvekillerimiz, sanki iş kazaları sayısı artmış ve ölümler artmış gibi gösteriyorlar. Oysa, bu kanun 2012 yılında yürürlüğe girdikten sonra Hükûmetimizin çalışmaları neticesinde, kayıt altına alınan kişilerin de sayısının arttığını düşünürseniz ve her ölümlü kazaların kayıt altına alındığını düşünürseniz ve diğer taraftan işçi sayısının da arttığını düşünürseniz, aslında ölümlü kazaların artmış gibi görünmesine rağmen, oransal açıdan düşündüğünüz zaman, bu kanunun yürürlüğe girmesiyle beraber, uygulanmasıyla beraber iş kazalarının sayısında ve ölümlerde azalma olmuştur. Yani bu pencereden bakmak gerektiğini düşünüyorum.

Tabii, bu kanun aslında özü itibariyle çok güzel fakat uygulamada, sahada bazı eksiklikler var. Niye derseniz, Sayın Vekilimiz de ifade etti, bu kanundaki en büyük eksiklik, iş uzmanlarının, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının ve iş yeri hekimlerinin ücretlerini işverenden alması en büyük handikap diye ben görüyorum. Burada, aynı yapı denetimde olduğu gibi, bu merkezi bir yerde toplanıp oradan para alırlarsa eğer, buradaki yaptırımlar artacaktır. Esas problem burada. Şimdi, şöyle bir şey var: Neticede işverenden ücretini aldığımız için ve sözleşmesini de işverenin rızasıyla yaptığımız için her an ücretinizi kesebilirler, her an sözleşmenizi feshedebilirler. Oysa, aynı yapı denetimde olduğu gibi sıraya göre bunu verseler, belki bu kanunun uygulanma imkânı daha fazla olacaktır ve şuradan kaynaklanıyor: Kanun güzel fakat uygulaması Hükûmetimizden kaynaklanan sebeplerden değil, birtakım sebepler işverenden, birtakım sebepler de ortak sağlık birimlerinden veya diyelim ki buradaki çalışanlardan kaynaklanan yani benim gördüğüm kadarıyla -ben de belli bir süre iş yeri hekimliği yaptım- çoğu şeyi kâğıt üzerinde, teorik, yapıyormuşuz gibi, önlüyormuşuz gibi yapıyoruz ama onun da bir katkısı, maalesef, olmuyor.

Burada, tabii, bu kanun ilk yürürlüğe girdiği 2012 yılından sonra, çok tehlikeli ve tehlikeli iş yerlerinde ve 50'nin üzerindeki az tehlikeli yerlerde çalışanlarda da yürürlüğe girdi. Tabii ki bu sayı, tüm iş göre baktığımız zaman yani 50'nin altındaki çalışan iş yerlerine baktığımız zaman bu sayı az. Sayın Vekilimiz de ifade etti. Bu sayı 1 milyon, öbür tarafta 5 milyon var. Zaten şu da var yalnız; bu kanunu her seferinde yürürlüğe koymak istiyoruz, hem uzmanların yetersiz olması hem de kurumların buna hazır olmamasından dolayı sürekli erteliyoruz bu 4'üncü sefer ertelenişi.

Yani burada şöyle bir şey var: Mesela diyelim ki uzmanlarınızın sayısı az olduğu için, normalde çok tehlikeli sınıfa A sınıfı iş güvenliği uzmanı bakması gerekirken, biz ne yaptık? B sınıfını buna bakar hâle getirdik. Bu doğru mu? Doğru değil. Şimdi, burada, tabii ki arz talep meselesi de var. Eğer siz bunun altyapısını yeterince hayata geçirmezseniz, yeterince elemanı hazırlamazsanız ve bu kanunu birden yürürlüğe sokarsanız burada da bazı problemler çıkacaktır. Niye? Diyelim ki piyasada yeterince uzman bulunamayacaktır, yeterince hizmet verecek kişi bulunamayacaktır ve dolayısıyla da talep çok arttığı için ücretleri de yukarıya doğru çekme gibi veya yeterli hizmet verememe gibi problemleri de var.

Biz burada diyoruz ki gerçekten de bunun ertelenip durması çok mantıklı değil ama diğer taraftan da bu hizmeti verecek kişiler veya personel sayımız veya eğitim durumumuz yeterli mi değil mi ona bakmak gerektiğini ben düşünüyorum.

Bu kadarlık görüşümü bildiriyorum, teşekkür ediyorum.