KOMİSYON KONUŞMASI

KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri -hoş geldiniz Sayın Bakanım- Covid-19 süreciyle ilgili bilgilendirme yapılması amacıyla düzenlenen bu toplantı nedeniyle sizlere teşekkür ederim.

Bu toplantı vesilesiyle sizlerin ve kamuoyunun dikkatini çekmek istediğim birkaç konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışma Bakanlığının genelgesi... Bilindiği üzere Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 7 Mayıs tarihinde Covid-19 konulu bir genelge yayımlamıştır. Söz konusu genelgeyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından coronavirüsün bulaşıcı bir hastalık olduğu, bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı sigortalarından sayılmaması gerektiği kararı alınmıştır. Dünyada pek çok ülke sağlık çalışanlarının coronavirüs nedeniyle hastalanması hâlinde bu durumun nasıl değerlendirileceğini, hangi işlemlerin yapılacağını, sağlık çalışanlarına ne tür haklar sağlanacağını açıklıkla ortaya koyan kararları derhâl almıştır ve uygulamaya koymuştur. Coronavirüs pek çok ülkede iş kazası ve meslek hastalığı olarak sayılmıştır, ülkemizde ise aksi yönde bir karar alınmış ve bu kararla her geçen gün emekçiler aleyhine ve yalnızca sermaye ve siyasal iktidarın çıkarlarına uygun geliştirilen politika ve uygulamalar derinleştirilerek, Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının durumunun mesleki maruz kalma sayılacağını ve sonucundaki hastalığın da meslek hastalığı olarak değerlendirileceğini açıklamıştır. Uluslararası Çalışma Örgütünün -ILO- meslek hastalıkları listesinde virüs enfeksiyonu olarak HIV, hepatit virüsleri kabul edilmiştir. Tüm bulaşıcı hastalıkların yanı sıra, tüberküloz ve viral hepatit gibi hastalıkların da meslek hastalığı kapsamında değerlendirilmesi 5510 sayılı Kanun'un maddelerinde de yer almaktadır. Hâl böyleyken, kaynağını Anayasa'dan, usulüne uygun onaylanarak yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmelerden ve yasalardan almayan tanımlarla alanın yeniden tariflenmesi, var olan hukuka göre iş kazası, meslek hastalığı kapsamında olan bir durumun böyle olmadığının genelgeyle düzenlenmesi her yönüyle sakattır ve kabul edilemez. Yayınlanan bu genelgeyle büyük hak kayıplarının da önü açılmıştır. Genelgeyle ayrıca, hakkını aramak isteyenlerin hukuk yolları zorlaştırılarak, kayıt girilmediği için önce yıllarca süren tespit davaları açılması gereği yaratılmaktadır. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, sefere giden bir tır şoförünün yakalandığı domuz gribi sonucu ölmesini bir iş kazası olarak kabul etmiştir. Bu nedenle, bir genelgeyle kanunlarda ve içtihatlarda tanımlanan yükümlülüklerin ortadan kaldırılması söz konusu olamaz. Genelgenin derhâl tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Sayın Bakanım, bundan önceki toplantıda dile getirmiştim. İzmir ESHOT'ta çalışan 16 kişinin coronavirüs testinin pozitif çıkmasıyla birlikte kentte bu konuya dair endişeler bir türlü ortadan kaldırılamamıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda bir kısım çalışan işçilere tespit yapılmış ancak ESHOT'ta -açılımı Elektrik, Su, Havagazı, Otobüs ve Troleybüs olan bu işletmede yirmi yıl çalıştım, burası benim iş yerim- 3.500 şoför arkadaşımız günde en az bin vatandaşımız ve yolcuyla temas hâlinde olmaktadır. Dolayısıyla, İzmir Büyükşehir Belediyesinde 30 bine yakın personel çalışmaktadır. Ben, bu konuyla ilgili de tekrar konuyu gündeme getirerek İzmir'de ciddi bir çalışma yapmamız gerektiği düşüncesindeyim.

Son olarak, siz de biliyorsunuz, Türkiye'de 620 bin sağlık emekçisi, doktor, hemşire, tıp sekreterleri ve hekimler görev beklemektedir. Bu süreç içerisinde bu arkadaşlarımızla ilgili yapılan çalışmalardan da bahsederseniz mutlu olurum.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim.