| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 05 .11.2014 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Başbakan yardımcıları, sayın milletvekilleri, kamu kurumlarının değerli mensupları, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de 2015 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. Bundan da istifade ederek bir iki hususta görüşlerimi ifade etmek istiyorum.
Efendim, şimdi, bizim söyleyeceklerimiz sadece muhalefet olmak nedeniyle söylediklerimiz değildir. Biz ülkemizde huzur olmasını, ülkemizin iyi yönetilmesini, ülkemizin dünyada itibarının artmasını ve uluslar topluluğunun şerefli bir üyesi olmasını istiyoruz. Bizim ana amacımız budur. Bu nedenle ve bu amaca ulaşmak için elbette iktidarın yanlışlarını söyleyeceğiz. Şimdi bir arkadaşımız söyledi: "Efendim, doğruları yok mu?" Onu zaten millet takdir edecektir. Bizim görevimiz yanlışları ortaya koymaktır.
Bakın Sayın Başkan, ülkemiz kaotik bir ortama sürükleniyor. Bunu inkâr edebilirsiniz ama olaylar bizim nereye geldiğimizi gösteriyor. RTÜK'te görevli bir eleman, RTÜK üyesine saldırı cesaretini gösterebiliyor. Ankara'da -ister seversiniz ister sevmezsiniz- bir siyasi partinin mensubu saldırıya uğrayabiliyor. 18 yurttaşımız toprak altında, hâlâ onlara ulaşmaya çalışıyoruz. 17 yurttaşımız, sizin de milletvekili olduğunuz ilde trafik kazasında hayatını kaybetti. Her gün onlarca yurttaşımız bu şekilde hayatını kaybediyor. Ülkemiz huzursuz, ülkemizin güney sınırında bir ateş çemberi var ve maalesef Hükûmetin izlediği politika güney sınırımızdaki olayların ortaya çıkmasının en büyük nedenlerinden biri olmuştur.
Şimdi, bir arkadaşımız söyledi: "Efendim, hemen sınırımızda cereyan eden olaylara gözümüzü mü kapatacağız?" Elbette kapatmayacağız ama olması gereken olayları bu seviyeye gelmeden önce önlemek için çaba göstermekti, olaylar üzerine, yangının üzerine körükle gitmek değildi. Sayın Başkan, dış politikada elbette ülkeler zaman zaman gözden geçirebilirler politikalarını. Ancak, bu, ulusal çıkarlara hiçbir şekilde aykırı olamaz ve dışarıda gösterilen faaliyetler de ulusal çıkarlarımıza uygun olacaktır.
Şimdi, biraz hafızalarımızı tazeleyelim. 2013 yılında Bulgaristan'da milletvekili seçimleri yapıldı. İktidar partisi orada, Bulgaristan'da hükûmet ortağı olan Hak ve Özgürlükler Hareketinin bölünmesi için elinden gelen çabayı gösterdi. Bu nedenle, bakınız isim veriyorum: Bursa'da toplantılar yapıldı, diğer illerde toplantılar yapıldı ve Trakya'da toplantılar yapıldı. Maksat, Hak ve Özgürlükler Hareketinin, bir Türk partisinin gücünü bölmekti. Niye? Efendim, bizim onlarla frekansımız uyuşmuyormuş. Böyle bir şey olamaz. Ama, zannediyorum, 2014 seçimlerinde o hatadan belki dönüldü, bu sefer aynı hatayı işlemediler. Biz bunu söylemeyecek miyiz?
Şimdi, Sayın Başbakan Yardımcısı bir söylemde bulundu, dedi ki: "Efendim, Harun gibi geldiler, Karun oldular." Şimdi biz bunu söylemeyecek miyiz, bunu dile getirmeyecek miyiz? Bunu söyleyen zat, o oluşumun içerisinde yer almışsa biz bunu dile getirmeyecek miyiz? Gene, Sayın Başbakan Yardımcısı buyurdular ki: "Efendim, millî orduya kumpas kuruldu." Peki, millî orduya kim kumpas kurdu? "Millî orduya kumpas kuruldu." denen olay belli. Ama, zamanın başbakanı "Ben o davaların savcısıyım." demedi mi? Peki, davanın savcısının içinde olmadığı bir kumpas kurulabilir mi? Biz bunu dile getirmeyecek miyiz?
Efendim, neymiş "17-25 Aralık operasyonları Hükûmete darbeymiş." Kim yapmış? Paralel yapı...
BAŞKAN - Sayın Serindağ, lütfen, son sözlerinizi alayım.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Toparlıyorum efendim.
...adını koyalım, cemaat yapmış.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bütçeyle ilgili konuşmuyor Sayın Başkanım.
MÜSLİM SARI (İstanbul) - Ya, sen ne diyorsun? Sabahtan beri konuşuyorsun.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Bunlar, şimdi Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan'ın sözleri. "134 ülkede okul açtılar, sanıyorlar ki bunu kendileri başardı. Oysa gerek ben gerekse bakanlarım gezilerimizde o ülkenin hükûmetlerinden destek rica ederek o okulların açılmasını sağladık. 13 üniversite açtılar, hiç engel çıkarmadık, ticari faaliyetlerine yardımcı olduk." Gene devam ediyoruz. "Efendim, ne istediler de Tayyip Erdoğan vermedi." dedi. Şimdi biz bunları dile getirmeyecek miyiz? Efendim, "millî irade" Elbette, millî irade demokrasinin temelidir, ona bir şey demiyoruz. Ancak, "mutlak millî irade" Rousseau'nun ortaya koyduğu bir kavramdır. Bu, zamanın o dokunulmaz ve her şeyin üstünde olan millî irade artık günümüzde hukukla sınırlanır hâle gelmiştir. BAŞKAN - Sayın Serindağ, teşekkür ediyorum.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Efendim, sözlerimi toparlıyorum, lütfen.
BAŞKAN - Son cümleyi alayım lütfen.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Şimdi, şöyle tabii: Biz maalesef beş dakika süreyle bu görüşlerimizi dile getirmek zorunda bırakılıyor ama.
BAŞKAN - Haklısınız Sayın Serindağ.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Buradan ayrılmazsan her beş dakikada bir söz alırsın.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, siz de biliyorsunuz ki bizim bu söylediklerimiz sadece sırf muhalefet olsun diye söylediklerimiz değildir.
Ben inanıyorum ki bu salonda bulunan pek çok arkadaşım bu görüşleri zaman zaman kendine soruyordur.
BAŞKAN - Sayın Serindağ, özgür iradenizle düşüncelerinizi aktardınız.
Teşekkür ettim, sağ olun.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Peki, teşekkür ederim.