| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Manisa Milletvekili Erkan Akçay, Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 5 Milletvekilinin İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3050) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 23 .07.2020 |
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Bütün bunları tartışırken çok önemli bir meseleyi bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Sürekli hatırlatıyoruz ama maalesef iktidar tarafının duymamak, görmemek istediği, aslında kendi pratiğinin sonucu olan bir meseleden, avukat arkadaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal'dan bahsetmek istiyorum: Ölüm orucundalar, bugün aslında çokça konuştuğumuz bir meseleden dolayı ölüm orucundalar. Uzunca anlatmaya çalıştık bu ülkede neden yargıya güvenilmediğini, neden yargı kararlarına insanların artık inancı kalmadığını anlattık. Aslında bunun somut örneklerinden biri avukat arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın yargılandığı, Ebru ve Aytaç'ın da içinde olduğu dosyanın sonucu. Aslında bu dosyanın kendisi...
MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman) - Dünden beri yasayla ilgili hiç konuşmadınız?
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Sayın Toprak, müdahale etmeyelim.
ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Müdahale etmeyin isterseniz istediğim şekilde sözümü kuruyorum.
Tam da bu dosya aslında bu ülkede adaletin olmadığını, yargının neden bağımsız olmadığını çok açık gösteren örneklerden biriydi. Avukat arkadaşlarımız bu yargılandıkları davada avukatlık mesleğinin gereklerini yaptıkları için, savunma noktasında, kendilerine düşen noktada insan hakları, demokrasi ve özgürlükler bağlamında savunmayı güçlü savunan bir yerde durdukları için yargılandılar. Hatırlarsınız belki ilk duruşmada tahliye oldular ama o gece hatta cezaevlerinden tahliyeleri geciktirilerek geç saatlere kadar, gecenin sabahına doğru tahliye edilmişlerdi. Orada da itiraz üzerinde bıraktırmamaya çalışarak, hukuku da hiçe sayarak tahliyeleri geciktirilmiş, yine de karar çıkmayınca, itirazla birlikte yeniden yakalama kararı çıkamayınca bırakmak zorunda kalmışlardı ama ertesi sabah arkadaşlarımız yeniden yakalama kararıyla, hukuksuz bir yakalama kararıyla yeniden tutuklandılar. Yargılama hızlandırıldı, neredeyse tek duruşmada, ilk duruşmadan sonraki tek duruşmada savunmaları dahi alınmadan, avukatlarının savunmaları alınmadan karar verildi ve yıllara varan cezalarla cezalandırıldılar ve şimdi arkadaşlarımız bu ülkede 2 avukattan bahsediyoruz. Adalet olmadığı için adaleti ölüm orucuyla arıyorlar. Çok kritik günlere gelmiş durumdalar. Özellikle Ebru -200'üncü günleri geçmiş durumda- 43 kiloya düşmüş durumda, bilinç kaybı, hafıza kaybı, ağızda yaralar, vücut dengesini koruyamama, konuşamama belirtilerini uzun bir zamandır göstermeye başladı, çok ciddi bir hayati riskle karşı karşıya. Talepleri şu: Bu dosyanın adil yargılanmadığını ve bir adil yargılanma talep ediyorlar. Yargıtayın bir an önce dosyayı ele almasını ve bozmasını, bu ülkenin hukukuyla tanımlanmış adil yargılanma taleplerinin yerine getirilmesini istiyorlar. Bu talep kabul edilemez bir talep değil. Aslında ölüm orucuna gerek olmaksızın zaten uygulanması gereken bir talep. O nedenle bir kez daha buradan 2 meslektaşımızı kaybetmemek için tekrar tekrar hatırlatmak istiyorum: Yargıtay dosyayı bir an önce ele almalı ve dosyada bozma kararı verilerek yeniden adil bir yargılanma yapılması sağlanmalıdır.