KOMİSYON KONUŞMASI

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan biraz önce konuşurken bir dil sürçmesi sonucunda yasanın adını "işçi sağlığı ve güvenliği" olarak telaffuz ettiler, ne kadar da iyi ettiler diyorum ben. Çünkü şu anda gerçekten, içinde insan olmayan bir isme sahip bir yasa var önümüzde. Yeni değil, tabii ki, bu düzenleme ilk bugün yapılmıyor ama baştan itibaren hem bilimsel olarak hem de terminolojik olarak son derece yanlış isimli bir yasa üzerinde konuşuyoruz. İçinde işçi yok, içinde insan yok -ne demekse- işin sağlığı ve güvenliği var ama işçinin sağlığı ve güvenliği yasanın adında ifade bulmuyor. Şimdi bu eleştiriler yapıldığında şöyle yanıtlar alıyoruz: "Efendim, bu yabancı dilden çeviri." Hayır, yabancı dildeki karşılığı öyle değil, yabancı dilde "occupational health", yani mesleki, mesleğe ilişkin sağlık var, yoksa, iş sağlığı diye bir şey yok. Çalışanın o meslekle ilgili sağlığı, o iş yerinde uğrayacağı kazalar, esas budur. Dolayısıyla, "iş sağlığı" diye yer yüzünün hiçbir ülkesinde bulunmayan bir kavramı bu yasanın adına koyarsanız ki siz konuşurken dayanamayıp "işçi sağlığı" diyorsunuz çünkü doğalı budur. Sonuçta biz de "İçinde insan olmayan isme sahip bir yasa üzerinde konuşuyoruz." diyebiliriz.

Şimdi, tabii, bu noktadan hareket ettiğinizde, 40'ıncı maddede gece çalışmasıyla ilgili getirilen sınırsızlık uygulaması zaten içinde işçi sağlığı olmadığı için, belki adına bakarak yasanın normal de karşılanabilir çünkü iş sağlığından bahsediliyor aslında bu uygulama, bu yedi buçuk saatlik sınırın kaldırılması bence çok önemli, çok ciddi, çalışanın sağlığı açısından, güvenliği açısından çok önemli olumsuz sonuçlara da yol açabilecek bir düzenleme olacaktır. Bu düzenlemeden geri dönülmesini diliyoruz. Eğer bu düzenleme, zaten fiilen 40'ıncı maddedeki düzenlemeyi uygulamakta olan, yani yedi buçuk saatin üstünde çalıştırılmakta olanlara bir yasal kılıf, bir şemsiye getirmek için yapılmıyorsa, bu düzenlemenin, bu çağ dışı, bu 19'uncu yüzyıl koşullarını çağrıştıran düzenlemenin mutlaka geri çevrilmesine ihtiyaç vardır ama biz bugün biliyoruz ki, insanlar 3 kuruş daha fazla para almak için veya ne yazık ki işten atılmamak için kayıt dışı olarak hatta gece mesaisinde bir ücret de almayarak bu fazla çalışmaları yapıyorlar. Bu düzenleme sadece onları yasa dışı çalıştıran işverene bir yasal şemsiye olacaktır. Umarım bu karardan vazgeçilir.

Şimdi, tabii, Millî Eğitim Komisyonuna eğitimle ilgili konular hiçbir zaman gelmediği için mecburen burada konuşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Şimdi, iyi niyetli olduğuna inandığım 13'üncü maddede bir düzenleme yapılmış. Kuşkusuz, işte işçi sağlığı ve güvenliği gibi bir konunun ilgili üniversitelerin ilgili birimlerinde zorunlu ders olarak okutulmasına ilişkin bir düzenleme. Niyet iyi ama hiçbir sonuca ulaşmayacak bir düzenleme. Yani "Biz ne güzel, üniversitelere bir de zorunlu bu dersi koyduk." demenin ötesinde, pratikte hiçbir geri dönüşümü olmayacak ama öğrencilere "Lanet olsun, bir ders daha geldi." dedirtecek bir düzenlemedir bu yani işin aslı esası budur: "Bir iki saat daha okuyacağız." Bunun ötesinde bir katkısı olmaz. Zaten ilgili birimlerde benim bölümümde, mesela çalışma ekonomisi bölümünde olduğu gibi bu dersler yıllardır okutulur. "Okutulur da niye okutulamaz zaman zaman?" derseniz, dersi verecek öğretim elemanı bulunmadığı için okutulmaz, bulunamadığı için okutulmaz. Bu konuda doktora programları, yüksek lisans programları, doktora tezleri hazırlanmıştır. Birçok üniversitelerde merkezler kurulmuştur ama bu dersi ehliyetli bir biçimde verecek öğretim elemanı yetersizliği olduğu için bu ders gerektiği değeri görememiştir. Şimdi bir de bu dersi zorunlu ders yapıp fakültenin bütün öğrencilerine okutmaya kalkarsak daha da anlamsız, trajik, öğrencinin hiçbir şey öğrenmeden sadece boşa geçirdiği saatlerden ibaret bir eğitim anlayışını üniversiteye sokmuş oluruz. Dolayısıyla, anlamı yoktur, sadece propaganda açısından "Biz üniversitelere de bu dersi koyduk, artık insanlar bu konuda çok iyi yetişecek." demenin ötesinde hiçbir getirisi yoktur. Tabirimi mazur görün ama biraz komik bir uygulama olacaktır hayata geçirilirse.

Şimdi, gerçekten bu çok önemli bir eğitimdir, çok gereklidir ama uzmanları tarafından teknik ağırlıklı olarak, teknik bilgileri de içerecek iş kollarındaki uzmanlaşmayı da beraberinde getirecek şekilde sağlanırsa yani bugün bir kültür dersi gibi konmak yerine, o zaman ilgili alanlarda verilmesinde yarar vardır. Ama, ben şu anda bu zorunlu ders kategorisi içinde bunun altından kalkılabileceğini samimiyetle düşünmüyorum, sadece bir göstermelik ders konulmasından ibaret görüyorum. Gerçekten ciddi bir katkı yapılmasına ihtiyaç var bu konuda. O zaman, uzmanların, iş güvenliği uzmanlarının eğitimi konusunu ayrı bir başlık altında üniversitelerle birlikte, meslek okullarıyla, yüksekokullarıyla birlikte ciddi biçimde yeniden düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bunun da Türkiye'ye çok büyük yararı olacaktır. Bu konuda uzmanların pek çoğunun da aynı görüşü paylaştığını biliyorum.

Teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için.