KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Vallaha, başlayalım mı Sayın Başkan, başlamayalım mı; ben de bilmiyorum yani kötü başladık bu dönem de.

Sayın

Başkan, değerli Komisyon

üyesi milletvekilleri, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Çok umutlu olmamakla beraber yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum

Şimdi, bugün yürütme ve yürürlük maddelerini düşünce 15 maddelik bir kanun teklifini görüşüyoruz. Bunlar da ağırlıklı olarak kamudan gelmesi gereken yani yürütme erkinin bize göndermesi gereken maddeler. Teklifle değil de, geçen dönem olduğu gibi tasarıyla gelmesi gerekenler çünkü sonuç olarak yürütmenin uygulamalarıyla ilgili konular bunlar. Tabii ki aslında yürütmeden geliyor, onu da biliyoruz ama... Değerli arkadaşlarım İbrahim Bey ve Ekrem Bey alınmasınlar, onlarla ilgili değil, şahıslarıyla ilgili olarak çok olumlu düşüncelerim var, kendileri de biliyorlar ama kanun yapma, yasama yapma tekniği açısından burada ilgili bakanların olması gerekirdi, onların bu konuları savunması ya da bizim soracağımız sorulara cevap verebilir olması gerekirdi.

Şimdi, benim görebildiğim kadarıyla, 15 madde içerisinde en az 8 farklı kanun var.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 9.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - En az 8-9 kanun var ve 5018'le ilgili değişiklikler çok önemli, çok önemli.

Şimdi "performans esaslı program bütçesi" deniyor "Performans esaslı program bütçesi sistemine geçiyoruz." deniyor. Ne demektir bu, niye geçiyoruz, hangi gerekçeyle geçiyoruz? Gerekçelerde yok böyle bir şey, anlatılmamış.

Kamu mali yönetiminde saydamlık çok önemlidir, saydamlık esastır, mümkün olduğunca kamu harcamasının kim tarafından yapıldığı, neden yapıldığı, ne kadar yapıldığı, hangi amaçla yapıldığı, bunlar çok önemli konular. Şimdi, bunların daha fazla bilinir olması lazım her geçen gün. Bilgisayar ortamında bütün bunları bilebilir olmamız lazımken tam tersine, geri doğru gidiyoruz. 2003'te 5018 sayılı Kanun kabul edildi, 2003'ten önceki sisteme bizi tekrar geri götürüyorsunuz. Neden geri götürülüyor? Şimdi, bizim Türkiye'deki kamu harcamaları 2006'dan beri analitik sınıflandırma çerçevesinde yapılıyor. 4 sınıflandırma var bizde, 4 tür sınıflandırma var: 1) Kurumsal sınıflandırma. 2) Ekonomik sınıflandırma. 3) İşleve göre fonksiyonel sınıflandırma. 4) Finansman tipine göre sınıflandırma. Şimdi, siz bunlardan fonksiyonel sınıflandırmayı kaldırıyorsunuz. Fonksiyonel sınıflandırma nedir? Kamu harcamalarının özellikle yıllara sâri olanlarının tutarının, kaynağının tespiti açısından çok önemlidir. Yani bugünkü adıyla netleştirmek gerekirse mesela sağlık harcamaları fonksiyonel sınıflandırmaya girer çünkü Sağlık Bakanlığının ya da Millî Eğitim Bakanlığının yaptığı harcamalar kurumsal sınıflandırmaya girer, sadece Sağlık Bakanlığının harcamasıyla kurumsal sınıflandırmada Sağlık Bakanlığının sağlık konusundaki harcamalarının ne kadar olduğunu görürüz ya da Millî Eğitim Bakanlığının ne kadar eğitim harcaması yaptığını görürüz ama diğer bakanlıklar da sağlık harcaması yapar, eğitim harcaması yapar. Kurumsal sınıflandırmaya göre sadece Millî Eğitim Bakanlığının ya da Sağlık Bakanlığının yaptığı harcamayı görürsünüz ama fonksiyonel sınıflandırmada sağlık harcamalarının tümünü görürsünüz ya da eğitim harcamalarının tümünü görürsünüz. Siz bunu kaldırıyorsunuz, kaldırıyorsunuz "Görünmesin." diyorsunuz. Yani sağlık harcamalarının, bu şehir hastanelerinin yıllara sâri olanları görünmesin istiyorsunuz. Bu Allah'tan reva mıdır, doğru mudur bu? Bunun kaldırılması çok kötü, çok yanlış bir şey.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Böyle bir şey yok Bülent Ağabey.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Vallahi böyle yani onun için üzülüyoruz. İşte, fonksiyonel sınıflandırma...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kitaplarda böyle yazıyor, kamu maliyesi kitaplarında böyle yazıyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ekrem Bey, böyle yazıyor ya. Böyle olmamasına sevinirim.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bakın.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kamu maliyesi kitaplarına bakın arkadaşlar.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Kuşoğlu, siz devam edin lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ekrem Bey, keşke dediğiniz gibi olsa yani nasıl sevinirim öyle bir şey olmamasına.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kitap ismi vereyim, Profesör Doktor İsmail Türk Hoca'nın Kamu Maliyesi kitabı var, açın, bakın.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Kuşoğlu, buyurun lütfen siz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakın, 2'nci maddenin (k) bendinde "Bütçeler program yapısı esas alınarak kurumsal -'işlevsel'in üzeri çizilmiş- ve ekonomik sonuçların görülmesini sağlayacak şekilde Cumhurbaşkanlığınca uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya tâbi tutularak hazırlanır ve uygulanır." deniyor. "İşlevsel" çıkarılmış yani fonksiyonel bütçe çıkarılmış. Bu, maalesef. Yani mali saydamlık ortadan kaldırılıyor. Yani bundan sonra şehir hastanelerine, köprülere verilen paraları falan bunları göremeyeceğiz, buradan denetlemeyeceğiz; bu.

Ayrıca, performans esaslı program bütçesi... Şimdi, bunun için, bir kere, bazı düzenlemelerin yapılması lazım, bu şekilde ezbere geçilmez ki. 5018 sayılı Kanun'un 31'inci maddesine bakın, orada "Harcama yetkilisi"ni tanımlıyor. Harcama yetkilisi ile program sorumlusu kimdir, bir bakın bakalım, farklılık var. Bu düzenlenmeden nasıl performans esaslı bütçeye geçiyoruz. Sayıştay bu konuda hazır mı? Sayıştayın bu konuda yapacağı çalışmalar var, bunlarla ilgili hazırlıklar yapıldı mı? Yok. Yani bu kadar ezbere olabilir.

Şimdi, Sayın Başkanım, burada ben Ekrem Bey'i veya İbrahim Bey'i zor durumda bırakmak istemiyorum, zor durumda kalmalarına da gerek yok ama burada bu konulara cevap vermesi gereken kamudur, Maliye Bakanlığıdır, Maliye Bakanlığının siyasi yetkilileridir. Şimdi, bunlar olmadan olur mu?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Kuşoğlu, arkadaşlarımız burada, Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcımız burada; yine, Hazineden arkadaşlarımız buradalar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Strateji ve Bütçe Başkan Yardımcımız da sağ olsun, o da bir bürokrat olarak bize cevap verecektir aldığı talimat gereğince ama bu, siyasi bir konu.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bu anlatılacak, maddeye geçtiğimizde arkadaşlarımız maddede detaylı olarak anlatacaklar.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunlar siyasi konulardır. Yani diyoruz ki: Bütçe hakkı, vatandaşın bütçe hakkı elinden alınıyor. Buna ne diyebilir arkadaşlarımız? Bütçe hakkı elinden alınıyor, bu siyasi bir konu; mali saydamlık yok ediliyor, bu siyasi bir konu. Şimdi, bunlar ortadayken benim değerli arkadaşlarımla ya da değerli bürokratlarla tartışmamın bir anlamı var mı? Ama yapılan bu maalesef. Bu şekilde performans esaslı bütçeye geçilmez, bu şekilde mali saydamlık yok edilirken konu tartışılamaz ki.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Dinleyeceğiz, onları da dinleyeceğiz, o konuda daha sonra belki daha sağlıklı bir değerlendirme imkânı olur.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Üzülüyorum, başka bir şey diyemiyorum. Onun haricinde, başka konular var.

Şimdi, bu 5'inci maddeyle ilgili ben her dönem söylüyorum: YSK'nin dâhil edilmesi lazım. YSK ayrı bir kurum, kendi bütçesinin ayrıca olması lazım. Bu listelerde hiçbir zaman olmadığı için listelerde yer almıyor dedik. Onu yine dâhil etmemişiz. Uyuşmazlık Mahkemesi yok. Her dönem saydığım birkaç tane mahkeme vardı, kurum vardı, onları da dâhil etmemişiz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Şenel, bunları bir not alırsanız... Bakın, Sayın Kuşoğlu'nun ifade ettiği hususlar. Bu hususlar neden alınmadı?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Benim bütçe tenkitlerimde, özellikle Adalet Bakanlığı bütçesinde her dönem sayıyorum, demek ki hiçbir şekilde dikkate alınmıyor, demek ki hiçbir etkimiz yok ya da demek ki bürokrasi yok ya da karşımızda duymayan bir siyasi otorite var.

Özel hastanelerle ilgili düzenleme tamam, güzel, bu tıp fakültelerinin olması lazım ama bunun şimdiden itibaren olması lazım yani bir geçiş dönemi de saymadan, doğrudan doğruya -afili olanları da hariç tutarak- yapmamız daha doğru olur görüşündeyim.

Bu 8'inci maddedeki -biraz önce usulle ilgili olarak söyledim- Cumhurbaşkanlığı raportörlüğü... Bakın, Cumhurbaşkanlığı raportörlüğüyle ilgili bir tanım yok, görev ve yetki tanımlanmamış, sorumluluklar tanımlanmamış, Anayasa'nın 128'inci maddesine göre bu doğru değil, Anayasa'ya aykırı, bunun düzenlenmesi lazım, maddesinde tartışırız.

13'üncü maddede kırsal yerleşim... Evet, büyükşehir belediyeleriyle beraber kırsal yöreleri sıkıntıya soktuk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Büyük bir rahatsızlık var, şikâyet var, düzelmesi lazım, biz de destekliyoruz ama kırsal yerleşim nedir? Büyük farklılıklar söz konusu olacak uygulamada, yeni bir şikâyet, sıkıntı söz konusu olmasın, bunun da iyi tartışılması lazım. Kırsal yerleşimle ilgili belli kriterlerin konması lazım. En azından fiziki kriterleri, nüfus kriterlerini, demografik ve benzeri kriterleri koyabilmemiz lazım yoksa çok farklılıklar olur.

14'üncü maddede 7075 sayılı OHAL Kanunu'yla ilgili yapılan düzenleme yani şu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ya da Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuruların uzatılması, geciktirilmesine yönelik bir düzenleme gibi görünüyor. Yani iyi niyetle yapılmış bir düzenleme değil bu da maalesef. Meclisin açıldığı gün getirilen, alelacele getirilen bu düzenlemelerin halkla ilgisinin olmaması, ülkenin sorunlarıyla, gündemiyle ilgili olmaması ama böyle keyfî olmasından, hatta olumsuz sonuçlar doğurmasından da maalesef mutsuzum, üzülüyorum. Ülkemin bu vaziyette olmasından, Meclisimizin bu vaziyette olmasından ve yürütmenin bu niyette, bu kadar kötü niyetli olmasından üzüntü duyuyorum.

Teşekkür ederim.