| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3112) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .10.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim tekrar Sayın Başkan. Her zaman böyle bir nezaket gösteriyorsunuz, özellikle teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli teklif sahipleri ve tüm milletvekillerimiz, katılımcılar; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum ve başarılı, özellikle de sağlıklı bir dönem diliyorum hepimize.
Benden önceki bütün konuşmacılar açıkçası çok önemli, detaylı vurgularda bulundular. Ben de Komisyon üyesi olmamakla birlikte kanunu incelediğim zaman görüşlerimi paylaşmak üzere Komisyona katıldım. Açıkçası genel anlamda gerekçeye baktığımız zaman ve Sayın Köktaş'ın da konuşmasında, sunuşunda da vurgu yaptığı temel kavramlar vardı. İşte, burada özellikle yatırım imkânlarının iyileştirilmesi, iş yapma kolaylığı, teknoloji üreten bir ülke olmak gibi. Şeffaflık terimini kullandı burada. Yatırım ortamını olumlu etkileyecek özellikle de dış yatırımları çekmek anlamında belli vurgular var burada. Tabii ki benden önceki katılımcılar da vurgu yaptılar, uluslararası yatırımları çekmek için en temelde ülkemizin gerçekten temel sorun alanları var ve bu sorun alanlarına ben Parlamentoda beş yıldır görev yapıyorum ve katıldığım birçok komisyonda da özellikle vurgu yapıyoruz. Yani temel, bu kanundan evvel görüşmemiz gereken ve tartışmamız gereken genel, bütüncül bazı alanlar var. Bunun içinde de evrensel tabii ki koşullar var uluslararası yatırımları çekmek ve ülkemizi yatırım yapılabilir bir ülke hâline getirmek için. Tabii ki güçlü aday sistemi, güvenilir bir ülke olmak, güvenlik, istikrar, özgürlükler gibi temel sorun alanlarımız var, bunlarla ilgili çözümler gerekmekte. Şeffaflık, kurumsal şeffaflık özellikle çok önemli ve uluslararası yatırımcıların dikkat ettiği bir alan. Güçlü, güvenilir aday sistemiyle birlikte denetlenebilir özerk kurumsal yapılar, denetim mekanizmalarına ihtiyaç var. Yani kişisel, şahsi müdahalelere açık olmaması gerekiyor kurumsal yapıların ve denetleme mekanizmalarının, bunların uluslararası ve ulusal yatırımcılara da güven vermesi gerekiyor. Ama, biz baktığımız zaman bunlardan hızla uzaklaşıyoruz. Endeksler zaten ortada ve bunlarla ilgili hukuk endeksinde, demokrasi endeksinde, ekonomi endeksinde hangi noktalara geldiğimizi uluslararası kuruluşların belirlemiş olduğu veriler var. Özgürlükler endeksi, yargı bağımsızlığı endeksi, basın özgürlüğü endeksi, internet özgürlüğü endeksi gibi verilerin istatistiklerine hepimiz ulaşabiliyoruz, bunları sıralamak istemiyorum. Sadece hukuk endeksinde, örneğin hukukun üstünlüğü sıralamasında 126 ülke arasında 109'uncuyuz yani uluslararası yatırımcıların bakmış olduğu temel endekslerden birisi. Demokrasi endeksi... Yine, son on yılda demokraside en çok gerileyen 2 ülkeden biri olduk. Gelir dağılımında 5'inci en adaletsiz ülkeyiz OECD'de, Özgürlükler Endeksi'nde ise 100 üzerinden 31 puan noktasındayız. Bunlar önemli değerler ve bunlara dikkat etmemiz gerekiyor ve bu alanlarda düzenlemeye ihtiyaç var.
Tabii ki bu yasada sektörel belli talepler var ve gerçekten teknik olarak yapılabilir veya yapılamaz noktalarda ihtiyaçlar dâhilinde getirilmiş. Sayın Altıntaş Hocamızın da söylediği gibi, gerçekten bu teknopark ve üniversite iş birliği noktasında -ben de beş yıldır Parlamentodayım- gerek YÖK'ün gerek Sanayi Bakanlığının bu noktada birçok yasası geldi bu Meclise üniversite-sanayi iş birliğini geliştirici. Ama veriye dayalı... Gerçekten neye ihtiyaç var? Bunu sağlıklı bir şekilde bir analizle ortaya koyarak bir yasa yapılmıyor. Burada diğer kanunlarda da aynısı oldu. Belli sektörel talepler dercediliyor bir araya, getiriliyor ve biz bu kanunları görüşüyoruz. Ne kadar sağlıklı, ne kadar analiz ediliyor, ne kadar ihtiyaç var? Üniversite-sanayi iş birliği ayağında gerçekten üniversiteler noktasının iyi tartışılması gerekiyor. Hepimiz de biliyoruz, orada üniversitelerin kurumsal yapıları, atamaları, AR-GE altyapıları, rektör atamaları, liyakate dayalı kadrolaşma, doktora öğrencilerinin üniversitelerde neden istihdam edilemediği... Sayın vekilimiz işte "teknopark" dedi. Asıl önemli olan doktoralı öğrencilerin üniversitelerde bilgi üretmesi ve daha sonra da onları teknolojiye dönüştürücü projeler yaratmalıyız. Hangi alanlarda hangi stratejik sektörlerimiz var bizim? Hangi üniversitelerimizi ne kadar desteklemeliyiz? Geçen yıl YÖK'ün raporunda üniversiteler en çok yatırımı, en çok harcamayı reklam ve halkla ilişkilere yapmışlar. Bunları bizim analiz etmemiz gerekiyor.
Değerli milletvekillerimiz, değerli katılımcılar; Sanayileşme politikaları bütüncül politikalardır. Kalkınma, eğitim, istihdam politikalarıyla bütüncül uygulayabiliriz. Bunu başaran ülkeler bunları yaptılar. Güney Kore -bir "case"i var karşımızda- nasıl yapabildi bunu? Eğitim... Bizim öncelikle eğitim politikasında ve üniversiteler ve temel eğitim noktasındaki eksiklerimizi bu Meclis, eğer bu yasa yapacaksa elbette yapsın ama bu yasadan önce öncelikli temel alanlar üzerine odaklanmamız gerekiyor. Üniversitelerde bir tek kişinin atadığı bir rektör, liyakat sistemi yok, üniversitelerde yaşanan olaylarla zaten hepimiz karşılaştık, üniversitelerde neler olduğunun hepsi ifşa oluyor, ortaya çıkıyor. Üniversiteleri rekabet ortamından uzaklaştırdık ve doğal olarak şeffaflık, denetim yapısı olmadığı için üniversitelerde, liyakat sistemi de olmadığı için giderek vizyonsuz hâle gelmeye başladı üniversitelerimiz. Bu Meclisin temel politikasının şu an eğitimi, Türkiye'nin eğitim sistemini masaya yatırması gerekiyor ama Eğitim Komisyonu çalışmıyor şu an Mecliste.
Yine, kalkınma stratejileri... Biz bütüncül kalkınma stratejilerini ortaya koyamazsak, sektör bazlı bir vizyon ortaya koyamazsak... Elbette son zamanlarda yapılan yatırımlardan bahsettik. Bunlar zaten ulusal politikalar, ki Sanayi Komisyonunun da çalışma sistematiği bu şekilde çünkü bugün konuştuğumuz konular Türkiye'nin, ülkemizin ulusal çıkarlarını ve kalkınma stratejilerini ortaya koyar. Ama bu, günübirlik, geçici politikalarla ya da getirilen vergi avantajları, muafiyetler... Ki denetim mekanizmalarını daha sorunlu hâle getiriyoruz. Bakanlar Kurulunun yetkisini doğal olarak yeni sistemle birlikte Cumhurbaşkanına devrediyoruz. Orası sorunluysa o sorunu daha şeffaf ve denetlenebilir hâle getirecek politikalar uygulamamız gerekiyor.
Bunun dışında şunlara belki vurgu yapabilirim: Üniversiteler konusunu söyledim. Dedi ki Sayın Vekilimiz: "İstihdam sorunu." Bu politikanın gerekçelerinden biri de istihdamı, özellikle genç istihdamı tekno alanlarda ve o bölüm alanlarının değiştirilmesi... Burada dediğim gibi, belli üniversite mezunlarına iş bulma imkânları bu geçici kısmi düzenlemeyle olacak bir alan değil. Genç işsizliğin artmasının arkasındaki temel sorunlar üzerine odaklanmamız gerekiyor. Neden genç işsizlik hızla artıyor, neden üniversite mezunlarımıza iş yaratamıyoruz? Bu tür sorunlar üzerine odaklanmamız gerekiyor. AR-GE ve bilimsel araştırma noktasında birçok yasa yapılmasına rağmen hiçbirinden somut bir sonuç alınamadı şu an itibarıyla. Türkiye yüksek teknoloji ürünlerde hızla geriye gidiyor. Bu kadar yatırım yapılırken neden yüksek teknoloji ürünlerde... Bu soruları sorarak veri ve etki analizi yaparak yasa yapmamız gerekmekte. Türkiye, Dijital Rekabet Raporu'na baktığımız zaman 63 ülke arasında en düşük 4'üncü sırada. "Startup" endekslerinde yine Türkiye iş yapılabilir alanlarda ki burada Ankara, İstanbul gibi önemli şehirlerimiz dahi gerilemek durumunda. Birçok ülkeden, Kolombiya, Şili, Sırbistan gibi ülkelerden ve Arap ülkelerinden daha da geriye gidiyoruz. Kapsamlı eğer bir yasa yapacaksak kapsamlı ve gerçekten bütüncül yasalar üzerine odaklanmamız gerektiğini belirtmek istiyorum.
Sanayisizleşme yolundayız. Türkiye şu an sanayisizleşme yolunda. Nedir? Bakın, ülkemizin bütün üretim alanlarında, temel sektörlerde, tarım başta olmak üzere, bu alanlarda çekiliyoruz ve geriye gidiyoruz. Dış tasarrufa dayalı, finansal spekülasyon ve maalesef şişirilmiş değerlerle baz alınan inşaat ve rant odaklı bir büyüme stratejisi devam ettikçe biz sanayileşme noktasında adımlar atamayız, geçici, bu tarz, vergi, muafiyet, teknik düzenlemelerle bir adım ilerleyemeyeceğiz.
Makroekonomik ve sosyal verilerde, maalesef, bütün verilerde bir bunalım süreci yaşamakta ekonomimiz. Sanayisiz, istihdamsız, rant ve borçlanmaya dayalı, dışa bağımlılığı gittikçe pekiştiren ekonomi politikaları maalesef bizi hızla ekonomik kriz noktasında gerçekten içinden çıkılamayacak bir noktaya ulaştırmakta. Özellikle istihdam politikalarının üzerinde niceliksel değişimin yanında niteliksel olarak da çalışma yapmamız gerekiyor. Bu, Türkiye'nin temel sorunlarından birisi. Kalkınma, istihdam ve eğitim politikalarının bütüncül...
Bakın, şu an için gelir dağılımı adaletsizliği, belli sektörlerin, belli firmaların teşvik edildiği, desteklendiği alanlar var karşımızda ama bugün ekonomimizin motoru olan küçük esnafın yaşamış olduğu sorunlar... Belli sektörler ve belli alanlardaki teknik anlamda firmaları destekleyip ama diğer taraftan da ekonominin motoru olan alanlarda hiçbir şey yapmadığımız zaman temel olarak ülkenin gelir dağılımı adaleti ve ekonomik anlamda kalkınma noktasında da bir aşama kaydedemeyeceğiz.
Şöyle belirtmek istiyorum ben: Belli maddeler var, bu maddeler düzeltilirken denetim mekanizmaları, denetim mekanizmalarında özellikle Sanayi Bakanlığının yetkisi, Cumhurbaşkanının yetkileri gibi temel alanlardaki düzeltmelerde iyileştirmeler yapılması gerekiyor. En azından kurumsal şeffaflık ve uluslararası yatırımcılara güven verme noktasında düzeltmelere ihtiyaç var.
Bütün katılımcılar da söyledi, bütüncül bir politikaya ihtiyaç var. Ben kanunu incelerken dikkatimi çeken belli noktalar bunlardı. Eğer zaman olursa maddelerde de belli görüşmelerimi paylaşabilirim.
Teşekkür ediyorum tekrar.