KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, burada, aslında biliyorsunuz 2000'li yılların başlarında yapısal reformlar çerçevesinde belli sektörler, özellikle tekel niteliğindeki sektörlerin piyasaya açılmasıyla birlikte düzenleme ve denetleme kurumları kuruldu. İşte; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Telekomünikasyon Kurumuydu eski ismiyle şimdi BTK diyoruz, bankacılıkla ilgili... Aslında burada temel bir sorun var, bu maddeyle doğrudan alakalı değil ama yine de ilişkisi olduğu için söylüyorum. Şimdi, daha önceden bakanlıklar bünyesinde yapılan birtakım işler, denildi ki: "Ya, siyasi etkilerden burayı arındıralım, yarı otonom kurumlar bu sektörleri yönetsin hem düzenlesin denetlesin ve sektörü büyütsün." Fakat geldiğimiz noktada insan diyor ki, keşke eskisi gibi kalsaydı. Çünkü bakanlık bünyesinde olduğu zaman yine bir siyasi sorumluluğu vardı, belli ölçüde de olsa bakan sorumluluğu vardı. Şimdi, yarı otonom gibi dediğimiz birtakım düzenlemeci kuruluşlara bu sorumluluğu verdik fakat buralarda o kadar sorumsuzca atamalar, o kadar sorumsuzca işler yapılıyor ki bunları anlamak mümkün değil. Örneğin, biz bu ülkede şunu yaşadık: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun başkanı, denetlediği kurumun yönetim kurulu üyesi oldu bu ülkede. Yani, bu kadar çıkar çatışmasının olduğu, aleni olarak hukuksuzlukları yaşadık. Şimdi tabii bu noktada bir defa bu kurumlar görevini yapmıyor, BTK da görevini yapmayan kurumlardan bir tanesidir. Sektörü denetlemiyor, sektörün fiyat ayarlamalarıyla ilgili ve denetimle ilgili işleri yapmıyor. Ama siyaseten de baktığınız zaman da aslında buradan Hükûmete de söyleyecek çok fazla bir şey yokmuş gibi oluyor. Tabii atamalar eskiden neydi? Bunlar, yönetim kurulları Bakanlar Kurulu kararıyla atanıyordu, şimdi Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor. Bir güvenceleri de yok, zaten çoğu zaman vekâletle gidiyor. Bir ara BDDK'nin -yanlış hatırlamıyorsam- 7 kurul üyesinden 5'i boştu. 2 kurul üyesiyle bir süre sektörü idare ettiler. Bu tür tuhaf işler oluyor. Bunlara önem vermek lazım. Yani, bu düzenleyici ve denetleyici kurumları öngörüldüğü şekilde, kuruluş amacına uygun şekilde çalıştırmazsak bu sektörler hem elimizin altından kayıp gidecek hem de ülke çok ciddi zarar görecek. Şimdi, burada, hem kanun teklifini getiren arkadaşlar hem ilgili kurumdaki genel müdür arkadaş hem de dernekten gelen arkadaş, burada biz bir borç siliyoruz, bir borç silinecek bu kanun çıktığında ama bunun miktarını kimse bize söyleyemiyor. Yani, böyle bir şey olmaz. Hadi, onun etkilerini falan da sormuyoruz ama sildiğiniz borç miktarı nedir, lütfen bunu birisi bize söylesin. Dernek "Olumlu karşılıyoruz." diyor, elbette olumlu karşılayacaksınız, yani çok güzel açıklama yaptınız hakikaten: "Olumlu karşılıyoruz." Yani, tabii derneğin borcunu silen, derneğin işini kolaylaştıran...

Bir de yükümlülüğünü yerine getirmiş olanın hem parasını iade etmiyoruz, yükümlülüğünü yerine getirmeyip borcunu ödemeyenleri de ödüllendiren bir sistem kuruyoruz, yani borç silme de bu demek. Bunu tekrar düşünelim ve soru olarak da tekrar soruyorum: Silinen borç miktarı nedir? Bu rakamı burada mutlak surette söylemek durumundasınız. Olay sayısı ve borç miktarı nedir?

Teşekkür ederim.