KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; iki günden beri uğraşıyoruz, ülkenin bu hâlinde vatandaşa değil de yine biraz kutuplaşmaya çalıştık herhâlde. Gereksiz de geriliyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii ki bütün dünyayı etkileyen bir pandemi var, sıkıntılar var ama Türkiye'deki kriz bundan çok önce başladı. Zaten 2013'ten beri hem gayrisafi yurt içi hasılanın hem de kişi başına millî gelirin düşüşünden bunları çok net olarak görüyoruz. 2020'yi de hesaplarsak en az yüzde 50 değer kaybetmiş vaziyette 2013'ten beri Türkiye; yüzde 50 değer kaybetmiş vaziyette. Pandemi dolayısıyla tabii ki bu değer kaybetme artmış vaziyette. Özellikle ekonomi politikasındaki yanlışlıklar Türkiye'ye en az 120 milyar dolar döviz kaybettirdi, büyük sıkıntılar geldi. Bunları tartışmaya gerek yok ama ben şurada usul olarak bir şey söyleyeceğim. Şimdi, iki dönemden beri bu geliyor, dediğiniz gibi Anayasa Mahkemesi tarafından da uygun görüldü gerçekten de ama şöyle bir şey var: Bir borçlanma gereği varsa gelip de burada siyasilerin -ne kadar hukuka yani yazılı kanunlara ne kadar uygun olursa olsun- gelip şurada "Efendim, biz baştan şöyle bir bütçe yaptık, plan programımız böyleydi ama şu, şu, şu sebeplerle de borçlanma ihtiyacımız 2 kat artmıştır." demesi lazım, anlatması lazım, bir hesap vermesi lazım yani Meclis, Parlamento, millet iradesi, bakın, millet iradesi bunu gerektirir. Başka bir şey değil, millet iradesi bunu gerektirir; şurada şu açıklamaların yapılıyor olması lazım. Millet iradesi, burada biz millet adına oturuyoruz, birbirimize millet adına... Ben burada sadece İsmail Bey'i, Uğur Bey'i görmüyorum, ona oy veren milleti görüyorum; saygı duymam lazım, sizin de aynı şekilde saygı duymanız lazım. Birbirimize saygı duymamız lazım, sadece bireysel nedenlerle değil, bu nedenlerle birbirimize saygı duyup bu açıklamaları yapmamız lazım. Yani mevzuat öyle olabilir, mevzuat Anayasa Mahkemesi tarafından da bu şekilde uygun görülebilir ama şurada birilerinin bu açıklamaları yapıyor olması lazım; bu saygı gereği.

İki: Biraz önce bazı tartışmalar oldu, Durmuş Bey de sinirlendi, siz de sinirlendiniz. Şimdi, bazı görüntüler vardır, görüyorsunuzdur, mesela tren gidiyor mu görünüyor, geliyor mu görünüyor? İki şekilde de kafanıza göre görmek mümkün. Ben de öbür yönüyle anlatayım, sizin gördüğünüzün tersi yönde anlatayım: Ülke zayıf olduğu için, zayıf yönetildiği için, zayıfladığı için, zayıflattırıldığı için, yönetim yanlış olduğu için mi Türkiye'nin üzerine geliyorlar? Doğu Akdeniz'de yalnızız, Ege adalarında yalnızız, Yunanistan'da, Balkanlarda yalnızız; oralarda da bir oyun var. Bu tarafta Azerbaycan'da yalnızız.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hep yalnızdık, 74'te de yalnızdık. Rahmetli Ecevit vardı, Erbakan vardı; yalnız değil miydik?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, yanımızda...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yalnızdık, hep yalnızdık.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şöyle: Böyle kolay kolay zayıflamazsanız Türkiye'nin üzerine gelemezler.

Bakın, şimdi, Ege adalarında durum nedir? Türkiye'nin sahip olduğu bazı adalara Yunanlılar el koydular değil mi? Türkiye'nin adalarına el koydular ve Lozan'a göre silahsız olması gereken bazı adaları da silahlandılar. Geliyor Genelkurmay Başkanları, Cumhurbaşkanları bizim hemen bağırsan duyulacak mesafede gösteri yapmıyorlar mı? Bunların hepsi hukuka aykırı, anlaşmalara aykırı. Niye yapabiliyorlar bunu? Zayıfladığın için. Daha önce yapabilmiş miydi bunu? Yapamamıştı. Zayıf olduğun için. Paşam anlatsın size Hava Kuvvetlerimizin durumunu, donanmamızın durumunu.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Anlatsın, savunma sanayisi yüzde 15'ti, şimdi yüzde 80.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yaşar Bey bana bunun cevabını verebilir misiniz: 9 Ekim nedir biliyor musunuz, 9 Ekim? 9 Ekim 2019 Barış Pınarı Harekâtı'nın yapılışının yıl dönümüdür yani iki gün sonra Barış Pınarı Harekâtı'nın yıl dönümü. 9 Ekim 2019'da Barış Pınarı Harekâtı başladı, hani meşhur "Bir gece ansızın gelebiliriz harekatı." Hedef neydi? YPG'yi yok etmek. 30 kilometre derinliğinde, 800 kilometre genişliğinde bir alanı açmak ve oraya Suriyelileri yerleştirmek. Geçen haftaydı, Amerikan Büyükelçisi YPG'ye "Kesinlikle size dokunulmayacak." diye söz verdi, hatırlıyorsunuz değil mi?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ama biz o hedefimizden vazgeçmedik.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Barış Pınarı Harekâtı 9 Ekimde başladı, bir hafta sonra durdu, askerimizin karşısında kimse yoktu, bir askerî güç olduğu için durmadı; sadece talimat geldiği için durduruldu. O talimat neydi biliyor musunuz? Mektup getirdi ya bu Trump'un Yardımcısı ve bir şeyler söyledi; bir mektup getirildi "Mal varlığınıza el koyarız." dendi. Sadece bundandı biliyor musunuz? Yani bunları da düşüneceksiniz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Şimdi, arkadaşlar, Sayın Kuşoğlu, yani lütfen...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ege adalarını da düşüneceksiniz, Ege adalarındaki haklılığımızı neden teyit edemiyoruz; bunları da düşüneceksiniz. Yani bunlar bizim hepimizin görevi, bunların kimseyi...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Burada Dışişleri Bakanlığımız...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkanım, rahatsız oluyorsunuz değil mi? Ben de rahatsız oluyorum.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Rahatsız olmuyorum, şöyle Sayın Kuşoğlu...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Haklı olarak rahatsız oluyoruz, hepimizin rahatsız olması gereken konular bunlar.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Şimdi, burada sayın Dışişleri bürokratları yok, Dışişleri Bakanımız yok yani olayın arka planını bilmiyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Dışişleriyle ilgisi yok bunun ya.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bütçe geldiğinde... Mesela Yunanistan'a yönelik ifadeler kullandınız...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunlar Dışişleriyle ilgili konular değil Sayın Başkanım, sizi rahatsız etmesini de çok iyi anlıyorum, hakikaten vicdanı olan herkes rahatsız olur bu konuda, gerçekten öyle.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Başkanım, o zaman biz de söz alıp Türkiye'nin iç ve dış politikadaki elde etmiş olduğu başarıları anlatalım.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen tamamlayalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Sizin ekonomiyi getirdiğiniz yeri konuşuyoruz zaten.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hayır, ekonomiyi konuşmuyorsunuz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen arkadaşlar, tamam...

ABDÜLLATİF ŞENER (Konya) - Dış politikayı siz başlattınız.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hayır, siz başlattınız.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Neyse arkadaşlar, bitirelim.

Sayın Kuşoğlu, lütfen buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ben de konuşmuyorum, gerçekten; gerçekten ben de konuşmuyorum.