KOMİSYON KONUŞMASI

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) - Şimdi, 3'üncü maddeyle ilgili evet, ben alt komisyonda dedim ki: "Farklı bir ceza uygulaması olabilirse olur." dedim. Doğrudur, aynı sözümdeyim, onu da ifade edeyim. Buraya katılamadığım için de kusura bakmayın. Bu bir.

İkincisi: Orada İş Kanunu'nun 25'inci maddesindeki, işçinin aleyhine olan durumu daralttık. Çok daha "large" olan ve işçi için iş akdinin feshine neden olan hususları biz bu maddede daralttık. Dolayısıyla, işçinin aleyhine bir durum yok ama buna rağmen bu ekipmanı kullanmadığı için işçi, iş sağlığı güvenliği kurallarına uymadığı için üç uyarı meselesini belki iki uyarıya indirebiliriz, o cezayı da dediğiniz gibi süreli yapabiliriz, doğrudur. Bunun üzerine ben alt komisyonda söylediğimin aynen arkasında duruyorum, onun üzerine çalışacağız. Genel Kurul düzeyinde veya madde nihayetinde daha sağlıklı bir çıkış yolu bulursak onun yanındayım.

Sayın Başkanım, burada yaptığımız, üç yıl boyunca bir iş yerinde sürekli iş göremezlik durumuyla bir işçi karşı karşıya kalmıyor, ölümlü bir durum da olmuyor. Şimdi, bu durumda diyoruz ki: Madem işverene hapis cezasına varıncaya kadar müeyyideler getirdik, burada kendisinin ödediği yüzde 2'lik işsizlik sigortası payından birini ödemesin diyoruz. Kendisinin ödediği, işveren payından bahsediyoruz. İki ödüyor ya her işçi için, bu birini ödemesin şeklinde bir teşvik, ne kadar teşvik olabiliyorsa. İşverenlere sorduğumuz zaman bunu teşvik kabul etmiyorlar zaten. Diyorlar ki: "Bizim bahçemizden bize gül veriyorsunuz." diyorlar ama yine de biz bunu teşvik görüyoruz. Onun için yanlış bir uygulama değil efendim, doğru bir uygulama yaptığımız inancındayız. Süleyman Bey'in önergesine katılamıyoruz bundan dolayı.