SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Bu, uzaktan çalışma getiren bir düzenleme. Bununla ilgili daha önce alt komisyonda da çok uzunca gerekçelerimizi söyledik ve bunun sisteminin yine aynı şekilde kaldığını burada üzülerek ifade ediyorum. Bu anlamda, özellikle, ben İtalya örneğini verdim, Avrupa örneğini verdim. Sayın Bakan sürekli Avrupa'nın bu konudaki direktiflerinin uygulanabileceği konusundaki değerlendirmesini alt komisyonda söyledi. Ben bu "uzaktan çalışma" diye tanımlanan ve buraya getirilen düzenleme bu Avrupa'daki direktiflerin karşılığı değildir, bir daha altını çizerek söylüyorum ve bu daha çok sömürü düzeninin yaygınlaşmasına yönelik bir projenin hayata geçirilmesidir. Daha çok sömürün, daha çok kölelik koşullarında çalışmanın yeniden düzenlenmesidir. Burada sağlık açısından da ciddi riskler, tehditler oluşturan bir düzenlemedir. Kimyasalların hangi alana nasıl gideceği konusunda denetimden uzaklaştırılan bir sistem vardır bu anlamda.

İkincisi: Çocukların aynı ortamda bulunmalarının yaratacağı sakıncalar vardır. Bu tip aileler yani iş olsun da yürüyelim diye çok ilkel koşullarda üretim ilişkilerinin yaygınlaştırılması adına bu düzenleme yapılıyor ve tam bir vahşi kapitalizmin buradaki uygulama alanlarına gidilen bir düzenleme. Bu uzaktan çalışmayla ilgili yapılan düzenlemelerde -ev eksenli çalışmalarla ilgili daha önce de açıkladım, şimdi de açıklıyorum- genel örgütlenme özgürlüğünü de tamamen ortadan kaldıran bir düzenlemedir bu. Ev eksenli çalışmalarda Avrupa'da onlara yönelik bir standart vardır ve o alanda sendikalaşma hakkı dahi vardır. Bırakın, bizim ülkemizde o uzaktan çalışanların sendikalaşma hakkını, normal iş yerinde çalışan işçilerin örgütlenmediği, sendikalı olamadığı, olduktan sonra işten atıldıkları bir sistem içerisinde bu uygulamanın ciddi bir sıkıntı yaratacağını ve bu vahşi kapitalizmin yeniden hortlatılması ve kölelik düzenindeki bir çalışmanın yaygınlaştırılması anlamına geliyor. Onun için bu madde üzerinde çekincelerimizi hâlen net koruyoruz ve gerçekten, Türkiye için bir tehdit oluşturacağını görüyoruz. Bunun birçok uygulamaları, şu anda sizin de bildiğiniz Sayın Bakan, alanda uygulanıyor. Özellikle, Suriye'den ülkemize gelen vatandaşlar arasında bu sistemin evlerde nasıl yapıldığını ben sizlere tek tek kanıtlarım. Bağcılar'a gelin Sayın Bakanım, bir evde kaç kişinin kaldığını görün. Bırakın orada çalışma koşullarını, insan orada yaşarsa deyin ki: "Helal olsun, bu insanlar nasıl yaşıyorlar bu koşulda." Bırakın çalışma ortamını. Gelin, size Güngören'de -İstanbul'dan bahsediyorum, çok uzaklara gitmeyin- Arnavutköy'de, Merter'de bu çalışma sisteminin evlerde nasıl olduğunu sizlerle paylaşalım. Ondan sonra bu düzenlemeyi yapın. İlk önce onlara çözüm üretmeden burada yapılacak bu düzenleme, gerçekten, bu aşamadan sonra riskli süreçlerin başlayacağı, meslek hastalıklarının yaygınlaşacağı, çocukların geleceğinin karartılacağı, yaşam haklarına yönelik tehditlerin oluşacağı bir döneme doğru bu izin verecek bir düzenlemedir. Onun için, bunun bir kez daha dikkate alınmasını burada diliyorum.