KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

4'üncü maddeyle getirilen bu değişiklik, uzman devlet kuruluşlarına, ruhsatlarını değişik adlarla ihale, işletme, redevans, başka kurum ve kuruluşlara ruhsat verme hakkı doğurmaktadır. TKK ve TKİ gibi devlet kuruluşları, bu ruhsat sahalarını çok eskiden almış olup bunlarla ilgili izinlerin, muvafakatların mevcut kanundan önce alınmış olmasından kaynaklanmaktadır, müktesep hak olarak korunmuştur.

Günümüzde yapılan üretimlerle muafiyet alanı dönem arasındaki gelişmeler çok farklı olduğundan aynı şekilde değerlendirilmesi düşünülemez. Yıllar içinde gelişen teknolojiler ve değişen üretim teknikleri nedeniyle aynı taahhütlerin verilerek diğer izinlerden muaf tutulması anlaşılır değildir. Ek 1'inci maddeyle Maden Kanunu'nda ikili bir hukuk sistemi yaratılmıştır. Bir taraftan TKİ ve TTK sahaları, diğer taraftan ise bunun dışındaki kurum, firma ve şahıslara ait sahalar için farklı hukuk sistemi oluşturulmuştur. Özellikle TTK önceki ve mevcut maden kanunlarından birçok muafiyete tabi olduğundan aynı muafiyetlerin özel sektöre devredilmesi, yasal açıdan bir sorun yaratabilir ve haksız rekabete yol açabilir.

Bir diğer sorun, devredilen kapasite ile sözleşme kapasitesi birbirinden farklıysa ve sözleşme kapasitesi için gerekli izinler alınmamışsa ne olacak? Kanun düzenlemesindeki eksikliklerden biri de müeyyidelerin bulunmamasıdır. Bugüne kadarki örneklerden bilindiği gibi, sözleşmelerde belirtilen üretim rakamları, asgari üretim rakamlarıdır. Devir alan, taahhüdünün üzerinde üretim yaparsa yani taahhütnamenin gerekliliğini yerine getirmez ise ne olacağı kanun düzenlemesinde yer almamıştır. Bu nedenle maddenin çekilmesini, çıkarılmasını teklif ediyoruz.