| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 46 milletvekilinin İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2020 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, 1'inci maddeyi prensip olarak destekliyoruz tabii ki fakat burada şu anda acil olan, aslında işsiz kaldıkları süre içerisinde sigorta primi ödemesinden ziyade, hani istihdama bir katkı vermek, işe almayı kolaylaştırmak olmalı veya işe almanın maliyetini azaltmak olmalı. Yani burada, aslında, dünya genelinde yapılan bir kısım ampirik çalışmalara baktığımızda, böyle parça parça -sosyal güvenlik açısından söylüyorum- yapılan veya kesim kesim yapılan teşviklerden ziyade, genelinde yapılacak sigorta prim indirimlerinin çok daha verimli olduğu, faydalı olduğu şeklinde analizler var. Bunu Çalışma Bakanlığındaki arkadaşlarımız biliyorlardır muhtemelen. Biz Planlamadayken bu tür çalışmaları inceledik. Dolayısıyla, doğrudan bu maddeyle ilişkili olmamakla birlikte, aslında bizim bir miktar kaynak oluşturup sigorta primlerini... Çünkü OECD'nin de bizi sürekli eleştirdiği şey oydu, arkadaşlar bilir onu yani "Sizin çalışanlar üzerindeki vergi ve prim yükünüz çok fazla..." Yani bunu bir miktar aşağı çekecek tedbirleri almamız lazım. Ben bunu bir öneri olarak burada zikretmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Akif Hamzaçebi'nin söylediği konuyla ilgili olarak kendisine tamamen, yüzde 100 katılıyorum. Sayın Başkan, siz yoktunuz. Tabii, teamül ne zaman oluştu bilmiyorum. Ben, 1989'dan beri, milletvekili olarak olmasa da bürokrat olarak -uzman yardımcılığımdan itibaren- Plan ve Bütçe Komisyonuna geliyorum. 2016 yılında da Grup Başkan Vekili oluncaya kadar, o dönemde, bir yıl süreyle Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliği yaptım. O zaman -yanılıyorsam arkadaşlar düzeltsin ama- böyle bir sınırlamayı bilmediğimiz gibi, böyle bir de grup sözcüsü ile diğer Komisyon üyesi olan milletvekilleri arasında 2 katlık bir süre farkından da bizim bir bilgimiz yok. Yani bu neye istinaden alındı? Bu yanlış bir şeydir. Burada hiç kimse, kimsenin amiri-memuru değil. Komisyon üyesi ile Komisyon üyesi olmayanı belki ayrıştırabilirsiniz ihtisas komisyonu olduğu için. Ancak Komisyon üyeleri arasında böyle bir farklılaştırma yapmanın veya... İç Tüzük'ün üzerinde genişletici bir şey yapabilirsiniz ama milletvekillerinin talep etmesi durumunda onların haklarını İç Tüzük'e aykırı bir şekilde kısıtlamanın ben yanlış olduğunu düşünüyorum. Geneli üzerinde böyle bir şey konuşuldu örneğin yani on dakika olduğu söylendi süremiz. Hâlbuki geneli üzerinde milletvekilinin konuşma süresi yirmi dakikadır. Şimdi, bir de geçen gün oldu, o zaman çok emin olamadığım için bir şey söylemedim ama bugün teyit ettim, yine -yanılıyorsam arkadaşlar düzeltsin- her bir maddede de soru-cevap olması lazım. Elbette, her maddeyi hani kimse uzatmaktan yana değil, önemli olan maddenin yeteri kadar incelenmesi. Ben geçenki torba kanun teklifinde, soru-cevapta soru sorma hakkımı kullanmak istediğimde Başkanlık makamından "Öyle bir geleneğimiz yok." şeklinde böyle bir şeyle karşılaştık. Yani burada mümkün olduğu kadar bir defa İç Tüzük'te verilen haklardan hiçbir kısıntı yapmamamız lazım. Hele hele mümkünse de onun da ötesine geçecek şekilde, konunun daha iyi anlaşılması açısından da milletvekillerine söz verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.