KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Biz hem dinlediğimizde hem de daha önce bize ulaştırılan bilgilere baktığımızda ve kamuoyundan takip ettiğimizde gerçekten basında çalışanlar çok zor durumdalar. Bir: Çalışma koşulları açısından zor durumdalar. İki: Gerçekten ekonomik açıdan da zor durumdalar. Bu, yerelde ve genelde de öyle çünkü basın giderek Türkiye'de hiç olmaması gereken bir noktaya geldi ve artık "ana akım" diye tanımlanan, "yandaş" diye tanımlanan bir basın gelişti. Basının tekelleştiği, tek sese dönüştüğü yerlerde özgürlükler kısıtlanıyor, vatandaşın, yurttaşın talepleri kısıtlanıyor ve giderek bunlarla ilgili kim ne istiyor, ne diyor, toplumda neler oluyor, bilinemiyor. Sonucu ne oluyor? Bir: Algı yönetmeye dönüşüyor. İki: Var olan sorunlar istenildiği şekilde manipüle edilebiliyor.

Türkiye'de geçmişten bugüne baktığınızda basında çok sayıda yaşamını yitirmiş insanlar var; burada saygıyla anmak lazım. Hâlâ cezaevinde olan çok sayıda insan var, hiçbir gerekçesi gösterilmemiş, hiçbir tanımlama yapılmamış ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirken -işte partili bir sistem, Cumhurbaşkanı geldiğinde- bunun riskleri gündeme getirilmişti. Şimdi İletişim Başkanlığı tarafından istenene kart veriliyor, istenmeyene kart verilmiyor, bir seçimle gelinmiş ve bu şekilde bir düzenleme yapılıyor. Dünyanın birçok yerinde basın etik kuralları var, basınla ilgili düzenlenen şartlar ve sivil toplum örgütleri var ve basın kartı da genelde o kurumlar tarafından düzenlenir ve etik kurallar açısından iktidarlar da onları desteklerler. Çünkü bugün var olan iktidar yarın muhalefet de olabilir, daha özgür olması için daha fazla çaba harcamalıdır.

Yerele baktığımızda, yerelde birçok basın çalışanı zor şartlarda çalışmakta, ekonomik olarak çok zayıf noktalara düşmekteler. Hele bu basının teknolojiyle beraber giderek yeni bir formasyona girdiği dönemde basın çalışanlarına tam sahip çıkılması ve desteklenmesi gerekirken, yerelde de sahip çıkılması gerekirken mevcut üst düzeydeki politika yerele de yansıyor. Bir vali, bir kaymakam istediği zaman istediği gazeteyi, yerelde çıkan bir şeyi tersine dönüştürebiliyor, bir tehdide dönüştürebiliyor. Burada, en başta bizim yapmamız gereken, bütün siyasi partilerin yan yana gelip bu gazetecilerin, basında çalışan emekçilerin tekliflerine destek vermek, basın kartı konusunda da onların, sivil toplum örgütlerinin inisiyatif almasını sağlamaktır.

Teşekkür ediyorum.