KOMİSYON KONUŞMASI

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Doğrusunu isterseniz ben bu açıklamalardan hiç tatmin olmadım. Oylama konusunda hiç sıkıntınız olmasın nasılsa öyle olacaktır, geçecektir fakat burada ciddi bir sorun var, ben tam anlamış değilim. Bir kere, Anayasa Mahkemesi niye bozdu bu kararı? Yani sizin söylediğinizden anladığım, 3 tane bakanlık personelinin mütevelli heyetinde olmasından kaynaklanan bir nedenle yani "devlete fazla entegre olması nedeniyle" diye anlıyorum ben. Bu kararı bozmuş.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bilimsel özerkliğe aykırı.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ama mütevelli heyetinden siz bütün yetkiyi alıyorsunuz. Norm kadro meselesi mütevelli heyetin uhdesinde olması gereken bir şey, şimdi YÖK buna karar veriyor. Allah aşkına, Adalet ve Kalkınma Partisi YÖK'ü kaldırmak üzere Türkiye'de iktidara gelmiş olan bir parti değil miydi ya da vaatlerinden bir tanesi de bu değil miydi?

Başka bir şey söyleyeyim ben size, dünya daha çok yerel yönetimlere yönelen bir gelişme içinde, ademimerkeziliğin öne çıktığı bir trend içinde fakat Adalet ve Kalkınma Partisi en azından 2011'den beri inanılmaz bir şekilde merkezîleştiriyor, her şeyi merkezîleştiriyor yani değdiği her şey merkezîleşiyor ve bu da öyle bir mesele bence. Yani gerçekten kabul edilmesi son derece zor.

Ben de üniversite öğretim üyeliğinden gelen bir insanım. "Üniversite" dediğimiz şeyin özerk bir yapıya sahip olması lazımdır. Bu özerklik meselesi uzun yıllar Türkiye'de tartışıldı. YÖK diye bir teşkilat geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi de YÖK'e karşıydı çünkü orayı da o günün koşullarında bir tür itiraz etmesi gereken bir nokta olarak gördü. Fakat birdenbire kendi iktidara gelince ve de bir şekilde sistemi daha fazla etkileme şansına sahip olduğu bir yere doğru evrilince inanılmaz bir şekilde her şeyi merkezîleştiriyor. Yani şimdi ne var, bu mütevelli heyeti karar versin norm kadrosuna; siz niye karar veriyorsunuz, YÖK niye karar veriyor? YÖK kim ki? Yani Allah aşkına, YÖK olsa olsa bir düzenleyici kurul olması gereken bir kurum, asistanların atanmasına kadar kendi karar veriyor. Yani böyle bir şey olamaz ve böyle bir şeyin olamayacağını bizim değil sizin daha çok konuşmanız lazım çünkü Türkiye'ye verdiğiniz vaatlerden bir tanesiydi bu. Şimdi ben ne görüyorum? Gördüğüm şey, giderek daha fazla üniversitede de zaten üniversiteler benim gözümde... Ben de son olarak Marmara Üniversitesinden emekli oldum yani bütün hayatım üniversitelerde geçti ama bu kadar merkezîleşmiş, bu kadar hükümete bağlı hâle gelmiş olan bir üniversite kabul edilebilir değil ama sizler oy konusunda dert etmeyin, nasıl olsa geçecek buradan.