KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, bu madde önemli bir madde, torba kanunda yer alan. Bu maddeyle yapılmak istenen en önemli şey, esas itibarıyla baktığımızda -geçici madde kapsamında vergilendirilen bir kısım- stopaj usulüyle vergilendirilen bu menkul sermaye iratlarının süresinin uzatılması.

Şimdi, burada ne yapılıyor, neler var bu kapsamda diye baktığımızda, hisse senedi alım satım kazancı, işte varantlardan sağlanan kazançlar, özellikle faiz, daha doğrusu paradan para kazanma şeklinde ifade edebiliriz, vatandaşın anlayacağı şekilde. İşte Eurobond faizlerinden elde edilen gelirler, bir de normal devlet tahvilleri var, mevduat faizleri var, repo gelirleri var. Şimdi, bu madde ne zaman çıkmış diye baktığımızda bu geçici madde 2004 yılında düzenleniyor. 2020 yılındayız, on altı yıl geçmiş, geçici madde kapsamında işlem yapıyoruz, hâlâ geçerli ve bunu beş artı beş, on yıl daha uzatma konusunda da yetki istiyoruz. Yani on altı yıl, yirmi altı yıl olacak. Bir defa bu kısmını genel olarak eleştirmemiz lazım. 2006-2007 yıllarında bu tür stopaj usulüyle vergilendirmelerin kaldırılarak beyan usulüne geçilmesi ve gerçekten bir vergilendirmenin yapılması konusunu Türkiye çalışmıştı. Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra, 2020 yılında... Şu da var aslında, bir on yıl daha bu ekonomi düzelmeyecek anlamı çıkar buradan. Yani bir on yıl daha biz bu süreyi uzatıyoruz. Bakın, "Faiz geliri elde edene -en net ifadesiyle- sağlanan vergi avantajını ben bir on yıl daha sürdüreceğim." diyoruz. Sayın Başkan, bu çok kabul edilebilir bir şey değil.

Hep söylüyorum, hakikaten şimdi illeri, ilçeleri geziyoruz, "Esnaf zor durumda." diyoruz, kira stopajı yüzde 20. Kira stopajının yüzde 20 olduğu bir ülkede ve nihayetinde hiçbir siftah yapmadan dükkânını açıyor bir esnaf, ondan sonra kirasını dahi ödeyemiyor, ödeyemediği kira üzerinden yüzde 20 stopaj alan kamu idaresi, devlet bir faiz gelirinden kimi türlerinde sıfır vergi alıyor, kimilerinde yüzde 10 alıyor; mevduatta da işte vadesi kısa olursa yüzde 18'e kadar çıkıyor bildiğim kadarıyla. Yani faizden hiç vergi almayacağız, orada bir gelir olduğu hâlde vergi almayacağız, gelirden vergi almayacağız; hiçbir geliri olmayan esnafın da stopajından yüzde 20 alacağız.

Tabii, şimdi ekonominin bu kadar sıkıntıda olduğu bir dönemde getirip bu heyetten bununla ilgili yetki isteyeceğiz. Ben bunun son derece yanlış olduğunu görüyorum. Bu yapılmazsa nasıl olacak? Yani finansmanın bu kadar zorlaştığı, sıkıntılı olduğu bir dönemde bu bir zaruret olarak gözüküyor, aslında öyle de değil. Az önce Durmuş Bey de bir vesileyle ifade etti, şu anda dünyanın tartıştığı şey bu tür sermaye kazançlarının daha fazla vergilendirilmesi, bunlara avantaj sağlanması değil veya sağlanmış avantajların devam ettirilmesi değil. Yani gelir eşitsizliğinin son derece arttığı, efendim hele hele bizim Türkiye açısından bakarsak dünyada faiz filan çok fazla yok ama mesela orada da borsa var, başka şeyler var. Reel faizin çok fazla olması bile, nominal faizlerin yüksek ve dünya standartlarının çok üzerinde olduğu ve çok ciddi gelirlerin elde edildiği bir dönemde ve diğer tarafta da insanların fakirleştiği bir dönemde, şimdi vergi ihtiyacımız var diyoruz, yüzde 16,7 2021 yılı bütçesinde vergi gelirleri artacak diyoruz. Yani, burada bu tür kazançlara ilave bir vergi getirmediğimize göre işte KDV üzerinden ve ÖTV üzerinden yani zengin vatandaş ile fakir vatandaşı ayırt etmeyen vergi türleri üzerinden bir vergiye abanacağız ama bu tarafta, bu tür kazançlarda sağladığımız avantajı devam ettireceğiz. Ben bunun hakkaniyete uygun olduğunu düşünmüyorum. Burada, tabii, hemen şimdi stopajdan vazgeçin, bu yapılmalıydı bu vakte kadar, 16 yıl beklenmemeliydi.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yok yani bitti zaten artık yıl sonuna kadar stopaj...

ERHAN USTA (Samsun) - Yıl sonundan sonrası da var.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır...

ERHAN USTA (Samsun) - Konumuz o değil, yani bütün mesele o değil; burada sıfır vergi, faizde sıfır vergi var değil mi? İşte listesi burada. Yıl sonuna kadardı, yıl sonundan sonra ne olacağı yine belli değil, yani yüzde 20, indirimi bir süreliğine getirmiş olabiliriz. Yani şunu söylemeye çalışıyorum: Bana göre devletin gelire ihtiyacı var, devletin pandemiyle ve ekonomik fakirlikle, yoksullukla mücadele anlamında mücadele etmesi lazım. Parası yok, işte rakamları daha önce konuştuk, aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Yani bu şey kapsamında, 2020 yılında, pandemiyle mücadele kapsamında merkezî yönetim bütçesinden harcanan para sadece 8 milyar TL, sadece 8 milyar TL harcayabilmişiz. Niye? Çünkü bütçe açıklarımız çok fazla, paraları o tarafa bu tarafa çarçur etmişiz, kaynakları dağıtmışız, şimdi vergi toplamakta da zorlanıyoruz. Dolayısıyla 8 milyar liralık bir harcamayla bu koskoca pandemiyle mücadele etmek durumundayız, zaten insanlar zor ve sıkıntılı durumdaydı, bu zor ve sıkıntılı durumun daha fazla devam etmesini talep eder gibi bir durum var. Burada, bugün, aslında bu heyetin, hadi burada gerçek usulde beyana geçemeyebiliriz ama bu stopaj oranlarının artırılmasının tartışılması gerekir diye düşünüyorum, bu bir zaruret. Yani kaynakların yeniden dağıldığı, artık işte gelir eşitsizliğinin arttığı ve sermayenin daha fazla vergilendirilmesinin gerektiği bir ortamda tekrar bunu bu şekilde geçirmenin ben yanlış olacağını düşünüyorum. Aslında, bize, bakın hep yabancılar şöyle böyle filan diyoruz ama OECD bile, bizim gittiğimiz bütün Türkiye incelemelerinde "Bu tür sermaye kazançlarını daha fazla vergilendirin." şeklinde hep tavsiyelerde bulundu. Çünkü bunlar daha fazla, daha yüksek gelir grubunun kazançları, buraların daha fazla vergilendirilmesi lazım Sayın Cemal Öztürk Bey.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama tam tersini anlatıyorsunuz. Yani getirilen düzenlemeyle FOREX vergiye tabi değildi, biz, şeye alıyoruz onu, kayıta alıyoruz, yani bir vergiye tabi tutuyoruz.

ERHAN USTA (Samsun) - Değil, burada on beş çeşit vergi türü var, onların stopajlarının sıfırını devam ettiriyoruz. FOREX filan değil, türev ürünler. Onun da ne kadar doğru olduğu ayrı bir şey. Orada da şunu söyleyeyim o zaman. İstanbul Finans Merkezi Projesi kapsamında yapılan çalışmalar var. Türev ürünlerden İstanbul'un bir finans merkezi hâline gelebilmesi için türev ürünlerin vergilendirilmeyeceği konusunda piyasaya verilmiş bir taahhüt vardı, yani o işlemleri değil; işin ben daha büyük bir kısmıyla ilgileniyorum. Esas olarak faiz üzerinden almadığımız stopajları...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ama kanunun öngördüğü, o sizin anlattığınız...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Öztürk... Sayın Öztürk, lütfen...

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır, siz yine buna cevap verirsiniz. O zaman şöyle anlaşılıyor, meramımı ifade etmekte zorlanıyorum demek ki. Burada yapılan şey şu: Özü itibarıyla faiz üzerinde bir beyana dayalı bir vergilendirme yok. Yani siz bir gerçek kişiyseniz, asgari ücretliyi bile nasıl yapıyoruz, yüzde 15'ten başlayarak yüzde 40'a kadar -eğer gelir oraya çıkıyorsa- ücretleri vergilendiriyoruz değil mi? Asgari ücretliler yüzde 20'lik vergi dilimine giriyor ama sizin ne kadar faiz geliriniz olursa olsun, hemen hemen neredeyse öyle, size diyoruz ki kimisinde yüzde sıfır kimisinde yüzde 10 bir stopajı ver, tamam ondan sonra beyan etmenize gerek yok. Burada ciddi bir vergi avantajı sağlıyoruz. Bu vergi avantajını da fakirliğin bu kadar arttığı, sıkıntının bu kadar arttığı daha doğrusu, devletin gelire ihtiyacı olduğu bir dönemde, devletin bu pandemi ve ekonomik sıkıntılarla mücadele etmek için kaynağa ihtiyacı olduğu bir dönemde biz bu faiz avantajını, faiz üzerindeki bu vergi avantajını devam ettirecek sistemi, bir on yıl daha uzatacağız diyoruz. Bunun hakla adaletle bir alakası yok, dolayısıyla burada yapılması gereken şey bir defa beyana geçilemeyecekse bile çok kısa bir süre içerisinde ki bunu geçmeyi tartışmamız lazım, Türkiye bunları 10 yıl önce tartıştı. Ama şimdi bunlardan vazgeçip bir on yıl daha stopaj usulünü, artık hiçbir gelişmiş ülkede olmayan bu sistemin devam edeceğini öngörmek son derece yanlış olur ve burada da bu faiz üzerinden alınan vergilerin mutlak suretle artırılması gerekir diye düşünüyorum.

Çok teşekkür ediyorum.