KOMİSYON KONUŞMASI

NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, ben aslında bir soruyla başlamak istiyorum. Arkadaşlar belirttiler, on iki yılda 6 kez... Bu, 6 kez boyunca hedeflenen neydi, ne kadar geldi?

Şimdi, burada bir bunu bilmemiz lazım ve peyderpey niye uzatılıyor? Yani ilk önce başladığında ne kadar hedeflenmişti, yüzde kaçı geldi ve bununla ilgili bir araştırma yapılıyor mu? Yani kimler, hangi şirketler, bireyler mi değil mi?

Şimdi, Türkiye, zaten son dönemde gerek komşularıyla gerek Orta Doğu'da bir yığın gelişmelerle beraber dışarıda iyi bir fotoğraf sergilemiyor ve ne olduğunu bilmediğimiz, nasıl kazanıldığını bilmediğimiz paranın Türkiye'ye gelmesi sadece itibar açısından değil gelecek açısından da bir yığın endişe ve kaygıyı beraberinde getirecektir ve en çok da toplumsal barış açısından, ayrımcılık, kutuplaşma açısından; ekonomik açıdan, makasın açılması açısından birileri açlık seviyesinin altında asgari ücretle geçim derdindeyken birileri ayağını üst üste atıp hiçbir vergi vermeden buraya gelecek. Türkiye'deki en büyük vergiyi emek hattında, işçi katında çalışan insanlar vermektedir. Gayrimeşru diyelim; uyuşturucu mu, silah mı, kayıt dışı bir yığın para kazanan ve bununla beraber hak ihlal eden, yurt içinde veya yurt dışından gel, ayak ayak üstüne at, otur, hiç kimse senden hesap sormayacak. Bunun hiçbir izahı yok. Ne hedefleniyor, ne yapılıyor? Yani sosyolojide, sağlıkta, hangi branşta, hangi bilim dalına sorarsanız sorun bir düzenleme yaparken korumak zorundasınız, önlemek zorundasınız. Ya, teşvik, anladık teşvik teşvik de siz kara parayı mı teşvik ediyorsunuz? Bu maddenin gelişinde gerçekten hedef ne, amaç ne? Hiç anlamıyoruz. Ya, o zaman Türkiye'de vergi verenler desin ki: "Ya, biz vermeyelim, kaçıralım vergiyi. Nasıl olsa yılda bir veya iki yılda bir af gelecek, o şekilde verelim." Veya hiç hesap sorulmayacak. Ne diyoruz? Yetinmiyoruz, altı ay olmak kaydıyla bir yıla bunu uzatabilme yetkisini Cumhurbaşkanına veriyoruz. Bugün bunu bilen "Nasıl olsa bir yıla kadar bir madde çıkacak, ben en iyisi kara para kazanayım, bunu kaçırayım, hiç vermeyeyim. Nasıl olsa bir yıl sonra bunu çıkartacağım." diyecek. Ya, bu tür şeylerin izahı yok. Bugün, siz yurt dışından ev almaya kalksanız, siz yurt dışına Türkiye Cumhuriyeti'nden para göndermeye çalışsanız, karşı taraf şunu diyor: "Bu parayı siz Türkiye'de nasıl kazandınız, bana belgeleyin." Yani siz dünyanın herhangi bir yerinde gidip ev alamazsınız, belgelemek zorundasınız. Ben kazandım değil, ben şundan aldım değil, belgelemek zorundasınız. Biz ne yapıyoruz? Gelin. Yani bu, gerçekten ülkede barış açısından da baktığımızda, ekonomik dengeler açısından da baktığımızda, makas açısından da baktığımızda hiç kabul edilebilir bir şey değildir. Ya buna birileri bile bile ortam yaratıyor ya da ortaklık yaratıyor yani bizim bilgimiz dâhilinde "Yapın, nasıl olsa altı ayda bir getireceğiz." anlamına geliyor bu; bunun okuması o. Bir, soruma yanıt bir de bu maddenin tümüyle geri çekilmesini talep ediyoruz.

Teşekkürler.