| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim ile 45 Milletvekilinin; İşsizsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/3147) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .10.2020 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - ...hemen belirteyim Sayın Başkan, tam elli yıl önce, Ekim 1970'te Ankara Hukuk Fakültesine kaydoldum. Gazeteci soruyor Andre Malraux'a: "Sayın Malraux, sizin için en büyük mutsuzluk nedir?" Yanıt veriyor: "Yaşlanmaktan daha büyük mutsuzluk olabilir mi?" Aynı soruyu kendime soruyorum: Hukuk devletinden uzaklaşmaya tanık olmaktan daha büyük mutsuzluk olabilir mi?
Şimdi, doğru, haklısınız, biraz önce Öztürk de dile getirdi, Sayın Aydemir de dile getirdi "Artık alışın Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine." diye, "İtiraz etmeyin." diyorlar fakat şu var, bakın, dikkat edin: 104 açık, doğru, tarihimizde ilk kez -Osmanlı dâhil- devlet yetkisi ve yürütme yetkisi 1 kişiye verildi. İlktir, dünyada da bir örneği yoktur, hiçbir çağdaş devlette böyle bir örnek yok. Ama şu yapılmadı, başaramadınız ya da gerek görmediniz: Normativite ilkesi kalkmadı. Çok şükür, Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, laik ve demokratik sosyal bir hukuk devletidir; bu, normdur. Bu bakımdan, biz bu maddeden, Anayasa madde 104, fıkra on yediye kadar, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini çerçeveleyen kurallara kadar Anayasa'nın bağlayıcılığı ilkesini mutlaka gözetmek durumundayız. Mesela, biraz önce, benden önce yapılan konuşmalar çerçevesinde, bu oranın, Cumhurbaşkanına artırma eksiltme yetkisinin verilmesi "Cumhurbaşkanına niye veriliyor?" değil. Cumhurbaşkanına verilmesini de savunabilirsiniz ama bu, esasen Anayasa madde 2'nin öngördüğü hukuki belirlilik ilkesiyle ilişkili bir şeydir; bu, bir yasama yetkisine giren, kanunilik ilkesine giren bir durumdur ve bu açıdan bunu yasa belirlemeli. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üzerine yaptığı denetimde "Yetki bakımından bu senin düzenleme alanına girmiyor; bu, yasanın düzenleme alanına giriyor diye yetki yönünden içeriği incelemiyorum." diyor, "Bu senin yetkinde değil." diye iptal ediyor Anayasa Mahkemesi. Bu bakımdan, hani "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" kavramını kullanabilirsiniz ama hiçbir zaman unutmayalım, Anayasa'nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesi sona ermiş değildir ve çok şükür son ermiş değildir, madde 11 yürürlüktedir.
Bu itibarla, biraz önce tabii ki sevgili Cemal Öztürk Bey dedi ki: "Siz endişe etmeyin, Fransa'daki bankadaki paranızı muhafaza edin." Hayır, Sayın Öztürk, bu burada oylandığı anda ben üç ay da beklemeyeceğim, hemen bildireceğim. "Benim Fransa'da Credit Lyonnais'de şu kadar param var." diye kaynağını da belirteceğim çünkü ben hukuka saygılıyım, hep öyle oldum ve öyle olacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bir yasal düzenlemeye karşı olmak başka şeydir ama yürürlükteki mevzuata uygun davranmak başka bir şeydir. Bizim burada yaptığımız, yapmaya çalıştığımız, kaliteli yasama çerçevesinde, Anayasa'nın üstünlüğüne saygılı yasaların çıkmasını sağlamaktır. Yoksa biz kişilerin, "Cumhurbaşkanı kimdir, kim olacak değil?" ama tabii ki nihai hedefimiz, asıl hedefimiz Türkiye'nin Osmanlı'dan bu yana, Tanzimat'tan bu yana oluşturduğu "devlet"e ilişkin kurallar ve kurumlar çerçevesinde parlamenter demokratik rejime dönmektir ama dönünceye kadar Anayasa madde 11 yürürlükte, normativitesi yürürlüktedir. Bu nedenle, sistem ile, sistem veya rejim deyimi ile Anayasa'nın üstün hükümlerini lütfen birbirinden ayıralım.
Teşekkür ederim.