| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Konya Milletvekili Abdüllatif Şener?in, Manisa Milletvekili Uğur Aydemir?in, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı?nın, İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu?nun, İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır?ın, Uşak Milletvekili İsmail Güneş?in ve İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir?in, İstanbul Milletvekili İbrahim Özden Kaboğlu?nun (2/3147) esas numaralı Kanun Teklifi?nin 19 ve 20?nci maddeleri üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Komisyon Başkanı Lütfi Elvan?ın aynı konuyla ilgili yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklamaları |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 23 .10.2020 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğrusu bu tür tartışmalar olunca birkaç cümle söylemek zorunda hissediyorum kendimi. Aslında buranın küçük bir Türkiye olduğunu düşünebiliriz ve bunda hiçbirimizin suçu olmayabilir ama sonuçta kutuplaşmış bir Türkiye'nin yansıması burası.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Hocam, etme ya, Komisyon üyeleri olarak aile gibi değil miyiz? Yani kutuplaşma...
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Bir dakika dinleyin. Hayır, bir dakika müsaade edin.
Biz burada tabii ki bu söylediğim sınırı aşan dostluklar geliştiriyoruz, arkadaşlıklar geliştiriyoruz. Bu da iyi oluyor esasında fakat şu gerçeği değiştirmiyoruz, değiştiremiyoruz, yani bizim dışımızda bir şey bu: Türkiye'de siyaset kurumu öyle bir hâle gelmiş durumda ki, uzlaşma ki bunu tersten söylersek taviz verme diye bir kültürü yok bu ülkenin, bu Parlamentonun. Esasında demokrasi dediğimiz şey, tabii ki fikirlerin tartışılmasıyla ilgili bir şey ama biz benimsediğimiz değerler üzerinden cümle kurarak konuşuyoruz, o zaman da anlaşamıyoruz. Anlaşamamak da tabii ki bir şey ama benim söylemek istediğim şey şu: Türkiye'de maalesef hiçbirimizin suçu olmadığı hâlde böyle bir durumdayız. Çıkın dışınıza, dışımıza çıkalım ve Türkiye'ye bakalım. Bu -biz parti olarak da esasında derdimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz- beni ve arkadaşlarımı rahatsız eden bir durum. Nesi rahatsız ediyor bunun? Şunu söylemek istiyoruz: Bu ülkede var olan demokrasi çıtasını daha yüksek bir yere çıkaralım ve aramızdaki farklılıkları, değerler farklılığının ötesinde, fikir farklılığına dönüştürelim. Fikirleri tartışalım, anlaşamazsak anlaşamayalım ama hiç olmazsa bir müzakere yapalım. Buradaki tartışmalarımız tam olarak müzakere değil.
Arkadaşlar, kabul edin, yani Başkanın söylediği birkaç istisna dışında gelen hiçbir kanunu değiştiremedik biz. Yani, bizim tarafımızdan bakın bir de muhalefet olarak ve şu duygudayız arkadaşlar yani bunu nasıl görmüyorsunuz, ben herkese, tanıdığım dostlarıma söylüyorum: Ben normal olarak buraya gelmem, katılmam hakikaten çünkü bu kadar birbirini duymayan insanlar topluluğu hâline gelmişiz gibi bir duygu veriyor bana bu yani birlikte bir iş yapıyoruz duygusunu alamıyorum ben. Hâlbuki bizim birlikte bir iş yapıyor olmamız lazım. Ne için yapıyor olmamız lazım? Ülkemizdeki sorunların çözümüyle ilgili olarak yapıyor olmamız lazım ama böyle bir ruh hâline ben şahsen iki buçuk senedir gelemedim, bütün gayretlerime rağmen gelemedim.
Ben kimseyi suçluyor değilim, yanlış da anlaşılmasın. Ben sadece ülkeye dışarı çıkıp baktığımda gördüğüm tablo, kutuplaşmış bir Türkiye'dir. Ama diyeceksiniz ki "Amerika da kutuplaşmış." Doğrudur ama mesela bu kutuplaşmanın geldiği durum itibarıyla, bakın...
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Tahkim mi edelim Komisyonu?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Hayır canım yani bu konuşmalara devam edeceğiz anlaşılan. Yani birbirimizi anlamak, birbirimizi tartışmaya davet etmek biçiminde bu görüşmelere devam edeceğiz büyük bir olasılıkla. Ama şimdi Sayın Kaboğlu'nun ifadesinde kullandığı benzetmeleri de esasında başka bir koşulda olsaydık öyle anlamayacaktınız zaten çünkü sizin o kavramlara verdiğiniz anlamlar ile Sayın Kaboğlu'nun verdiği anlamlar aynı değil. Aynı gibi geliyor ama verilen yük farklı, anlam yükü farklı. Onun için...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Lütfen ya, lütfen ya!
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Uğur Kardeşim, sana da bir şey demiyorum, sen de öyle bakıyorsun, onu da anlıyorum ama şunu kabul edin ki aramızdaki farklılıkları normal görerek dostluklarımızı, arkadaşlıklarımızı sürdürmemiz lazım. Birbirimizin düşmanı değiliz sonuç olarak.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Beraber çalışıyoruz burada, niye düşman olalım? Ama daha saygılı olalım, ne var bunda?
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Yani, anladınız ne demek istediğimi.
Teşekkür ederim.