| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .10.2020 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2021 bütçemizin, 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Komisyonumuz adına da görüşmelerin başarılı geçmesini niyaz ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sizin sunumunuzdan önce, önemli gördüğüm için şimdi tekrarlıyorum, usul konuşmasında bu bütçe "sahipsizdir" demiştim. Siz de: "Bütçe sahipsiz değil, bütçenin bir sahibi var, Cumhurbaşkanı bizatihi sahibidir ve Strateji ve Bütçe Başkanlığı da fonksiyon olarak sahibidir." demiştiniz.
Şimdi, cumhuriyet tarihinde, hatta Osmanlı'da -1863-64'te galiba ilk bütçe yapılmış- o tarihten beri yapılan tüm bütçelerde hiçbir bütçe, bu bütçede olduğu gibi sahipsiz bir şekilde, -onun için sahipsiz dedim- şimdiye kadar hiçbir açıklama olmadan, hiçbir bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, konunun ilgilisi açıklama yapmadan bütçe sunulmadı. İlk defa böyle bir şey oluyor. Neden Sayın Cumhurbaşkanı ya da Strateji ve Bütçe Başkanımız ya da Maliye Bakanımız 2021 bütçesiyle ilgili hiçbir açıklama yapmadılar da bu şekilde, sahipsiz bir şekilde sunuldu? Yani, sanıyorum, Hazine ve Maliye Bakanlığıyla, Strateji ve Bütçe Başkanlığı arasında bütçenin sahibi kimdir, kim açıklama yapacak gibi bir soru işareti söz konusu oldu da ondan dolayı mı böyle bir durum ortaya çıktı? Yani bu sistemin bir azizliği sonucu mu ortaya çıktı acaba?
Usul konuşmamda bütçenin Meclise sunulmasının gecikmeli olduğunu söylemedim, bütçe gecikmiştir demedim ama şunu söyledim: Bütçe 17 Ekim Cumartesi akşamı 24'e kadar gelmek zorundaydı, "21.54'te" sizin dediğiniz Meclise sunulduğuyla ilgili gibi bir giriş kaydı var. Ancak o saatte, burada bekleyen muhabirler, "Biz hiçbir şekilde birisinin geldiğini, birisine bütçe teslim ettiğini görmedik, o gün bununla ilgili bir bilgi almadık, -Önemli bir konudur, saat 24'e kadar beklenir, bu, tarihimizde böyle olmuştur- böyle bir bilgi almadık, görmedik." Bu da Türkiye Cumhuriyetinin geleneklerine, usulüne aykırı bir durumdu, normal bir durum değildi. Sizin de bu devlet gelenekleri konusunda hassas olduğunuza inanıyorum, bu konuyla ilgili olarak bana hak vereceğinize inanıyorum.
Bir diğer konu da, bütçeler ekleriyle sunulur. 17 Ekim gecesi bütçe sunulmuşsa, kayıtlara göre öyledir. Ekleriyle beraber sunulması gerekirdi. Eklerini biz, sizin sunum yaptığınız gün aldık 21'inde, dört gün sonra eklerini alabildik. Bakın, bunlar da 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı bu, biraz önce geldi, beş dakika önce geldi, henüz sayfasını açmadım. Ayrıca genel ekonomik hedefler ve yatırımlar da ayın şekilde biraz önce, bununla birlikte geldi daha kapağını açmaya fırsatımız olmadı. Yani bunlar bir devlet açısından hassasiyet gösterilmesi gereken önemli konulardır. Çok önemi yoktur deyip geçiştirmemiz gereken konulardır. Bizim gibi köklü devletlerin bu konularda hassasiyet göstermesi gerekir.
Bütçeyle ilgili bir diğer konu, -bunlar aynı zamanda usulle ilgili konulardı ama önemli konular Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım- Şimdi, bütçe kanununda, 5018 sayılı kanunda çok önemli bir değişiklik yaptınız. 16 Ekimde mükerrer Resmî Gazete'de yayımlandı. Meclisin açıldığı gün kanun teklifi geldi, 16 Ekimde de mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bütçe usulüyle ilgili değişiklik yaptınız. Yani bu bütçe, 2021 bütçesi, 17 ekimde yani bir gün sonra Meclise sunulan 2021 bütçesi bir gün önceki değişikliğe göre, 5018'deki değişikliklere göre hazırlanmıştı. Şimdi, bir günde bu değişiklikleri nasıl hazırladınız? Ha, önceden hazırladıysanız; Meclisin iradesi söz konusu, Meclisin iradesi var, o iradenin öyle tecelli edeceğini nasıl düşündünüz? Ve neden bu 2021 bütçesine o değişiklikleri hemen getirmek, o değişiklikleri yapmak arzusunda oldunuz? 2022 bütçesinde de yapılabilirdi o. Neden çok acil oldu? Neden o kadar acele edildi? Hatta millet iradesine, dolayısıyla Meclis ve millet iradesine ipotek koyma durumu söz konusu oldu? Bütün bunların, tabii, cevaplanması gerekir, bu hassasiyetin hepimiz tarafından gösterilmesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, şimdi, baktım, 56 sayfa bir sunum yapmışsınız, 56 sayfa. Geçmişten bazı sunumlar var, mesela 2014 yılı sunumu Sayın bakanın 135 sayfa. Buradaki şey daha küçük puntolarla yazılmış, 135 sayfa. Çok detaylı olarak bütçeler sunuluyormuş beş altı sene önce. Şimdi, 56 sayfa sunum yaptınız. Kesin hesaba ne kadar yer ayırdınız, biliyor musunuz? Sayfa değil, üç cümle, 2019 kesin hesabına üç cümle yer ayırdınız. 37'nci sayfada var, üç cümle gerçekten.
Şimdi, biz 2021 bütçesini yapıyoruz, 2019 bütçesiyle ilgili olarak da hesap veriyorsunuz. 2021 bütçesinin yapılması keyfiyeti Hükûmete aittir. Nasıl istiyorsanız, sizin siyasi görüşleriniz doğrultusunda 2021 bütçesinin yapılması gerekir. Bu keyfiyet size ait ama 2019 bütçesiyle ilgili olarak hesap verme sorumluluğunuz var, öyle bir sorumluluğunuz var. Onun için 2019 bütçesiyle ilgili -geçen yıl da uyarmıştım- bu dönemde çok daha fazla konuya yer vermediniz gerekirdi. Üç cümle olmuş, sadece üç cümle. Çok daha fazla yer verilmesi gerekirdi.
1 trilyon 27 milyar harcama yapılmış. Bu harcamalarla ilgili olarak, usulüne göre yapıldı mı; sorunlar, sıkıntılar neydi, bunları anlatmanızı beklerdik doğrusu.
Şimdi, Sayıştay dış denetim genel değerlendirme raporuna göre 6.549 hata söz konusu, Sayıştay 6.549 hata tespit etmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sık sık kesiliyor Sayın Başkanım. Sorun mu var?
BAŞKAN - Hayır, hayır, sorun yok.
Buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tamam.
Sayıştay dış denetim genel değerlendirme raporuna göre 6.549 hata tespit edilmiş kamu idarelerinde. Bunlar ağırlıklı olarak mahallî idarelerde ama kamu idarelerindeki de 2 bine yakın. Bunlarla ilgili sizden bilgi almamız lazım yani neden oluyor bu hatalar, nedir sebebi; bunları sizin de bilmeniz lazım, bizlerin de bilmesi lazım kamu idaresinde nedir bu sıkıntı diye.
Genel uygunluk bildirimine göre 53 milyar 396 milyon -küsuratı da var- yedek ödenek aşımı söz konusu. Yedek ödenek en fazla yüzde 2 aşar, yüzde 4,85'lik bir aşım söz konusu. Neden oldu, bununla ilgili bir bilgi vermediniz.
Ödenek üstü gider 42 milyar 728 milyon küsur. Şimdi yani buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden alınan yetkinin üzerine 42 milyar 728 milyon liralık fazla bir harcama yapılmış yani Meclisin iradesi dışında. Bu kesin hesapla buradan tamamlayıcı ödenek alınması gerekiyor. Ama, hani verilir d bir gerekçesini... "Arkadaşlar, tamamlayıcı ödenek verin. Biz bütçeyi aştık, verdiğiniz harcama limitlerini aştık, sebebi de budur. Şuralara harcadık, şuralara harcamamız gerekti." demeniz gerekir en azından. Böyle bir açıklama da yok yani en azından bu Meclisin şahsiyetine bir saygı olarak yapılması gereken iştir.
Yine, birçok önemli konu var, mesela Sayıştay raporlarına göre iç kontrol sistemi ortalama puanları 73'ün üzerinde yok, hiç yok, hiçbirinde yok. Faaliyet genel değerlendirme raporuna göre, mesela, sunum ve içerik yönünden değerlendirildiğinde faaliyet raporu yayımlamayan kamu idaresi sayısı 30, zamanında yayımlamayan kamu idaresi sayısı 81, bilgileri eksik olarak hazırlayan 104, kullanılan kaynaklar hakkında bilgi vermeyen kamu idaresi sayısı da 38. Çok önemli konular bunlar yani 200 küsur kamu idaresinden birçoğu bu hataları, eksiklikleri, yanlışlıkları veya bunların sonucu olarak yolsuzlukları yapmış.
Mali tablo, mesela şekil 3; faaliyet genel değerlendirme raporunda mali tablo bilgisinin değerlendirilmesi. Temel mali tablolara yer vermeyen kamu idaresi sayısı 206, yardım yapılan birlik, kurum ve kuruluşlara ilişkin bilgilere yer vermeyen kamu idaresi sayısı 134, tüm varlık ve yükümlülükleri açıklamayan kamu idaresi sayısı da 113. Bunlar da önemli, bunların gerekçelerinin bilinmesi lazımdır, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım.
Mesela "Bu yıl Performans Esaslı Program Bütçeye geçildi." diyorsunuz, performans bilgilerine bakın, performans programında belirlenen hedef ve göstergelere ilişkin gerçekleşmeleri raporlamayan ya da eksik raporlayan kamu idaresi sayısı 72 yani 200 küsurda 72'si bunu yapamamış. Performans bilgisi eksik, ölçülebilir olmayan kamu idaresi sayısı 76, hedeften sapmalara ilişkin açıklama yapamayan kamu idare sayısı 155. Ne oluyor kamu idaresinde, neden bu kadar sorun sıkıntı var?
BAŞKAN - Sayın Kuşoğlu, lütfen tamamlayabilirsek...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yirmi dakika konuşmayacak mıyız?
BAŞKAN - Hayır, efendim ben usul üzerine söz verdim ama siz...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır söz, usul üzerine değil, ben...
BAŞKAN - Tamam, usul üzerine değil, o zaman usul üzerine söz isteyen arkadaşlarımız var Sayın Kuşoğlu, müsaade ederseniz onlara söz vereyim ya da sizi kesmeyelim, siz devam edin konuşmanızı tamamlayalım ondan sonra usul üzerine söz isteyen arkadaşlarınızı... Ben usul diye düşündüm açıkçası.
Buyurun Sayın Kuşoğlu, kusura bakmayın.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, arkadaşların dediği gibi siz oylama da yapmıştınız, ben usulle ilgili söz vermiyorsunuz diye düşündüğüm için başladım.
BAŞKAN - Buyurun, buyurun devam edin.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, içinde bulunduğumuz 2020 yılıyla ilgili olarak da fazla bilgi vermemişsiniz yani 2019'la ilgili üç cümle var ama 2020 yılıyla ilgili olarak da sunumunuzda fazla yer yok.
Şimdi, 2020'yle ilgili olarak biz yine o 16 Ekimde çıkan mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan 4749 sayılı Kanun'daki bir değişiklikle bütçe açığının borçlanma yetkisini 2 misli olarak vermiştik Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkan, buradan da Plan ve Bütçe Komisyonundan çıkan bir kanun teklifiyle. Bütçe açığı buna göre 239 milyar lira görünüyor. Pardon, sizin OVP'yle yaptığınız çalışmaya ve sizin sunumunuza göre bütçe açığı 239 milyar görünüyor. 16 Ekimde mükerrer Resmî Gazete'de yayımlanan kanun teklifine göre de 300 küsur milyarlık bir borçlanma yetkisi alındı, 300 küsur milyarlık. Hâlbuki borçlanma miktarı bütçe açığı kadar olur. Şimdi, aynı tarihte siz 300 küsur milyarlık borçlanma yetkisi alıyorsunuz, bu bir anlamda açığımız bu kadar olacak demektir ama "239 milyar açık vereceğiz." diyorsunuz aynı zamanda. Arada 60 küsur milyarlık bir fark var, 60 küsur milyarlık fark var. Neden bu kadar fazla borçlanma yapıldı acaba? Bununla ilgili bir bilgimiz var mı? Benim yaptığım çalışmaya göre bu fark, 60 küsur milyarlık fark, kamu bankalarının, 3 kamu bankasının fonlanmasında kullanılmış. Kamu bankalarında bu tutarda donuk kredi oluşmuş maalesef, bu donuk kredileri karşılamak üzere kullanılmış. Şimdi soruyorum Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım: Bu donuk krediler kimlere aittir? Kamunun parasıyla, bütçe olanaklarıyla fonlanan kamu bankalarındaki donuk krediler kimlere aittir? Ve bütçeden elde edilen bu fonlar kamu bankalarında vadesiz hesaplarda mı tutuluyor acaba? Bunu da öğrenmek isterim.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, gelelim 2021 bütçesine. Kusura bakmayın, normalde sizin sunumunuz ile bizim değerlendirmemiz arasında bir hafta süre olması lazım ama araya kanun görüşmeleri girdi. Doğru dürüst bu çalışmaları yapamadığımız için bir sunum olarak hazırlayamadım ben de, en azından sizin gibi bir kitapçık olarak ya da ekranlara yansıtacağımız bir sunum olarak hazırlayamadık. O bir haftalık süre bu sefer söz konusu olmadı.
Şimdi, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'ne bakıyoruz. 1 trilyon 346 milyar liralık bir teklifle gelmişsiniz bütçe gideri olarak, bütçe geliri olarak da 1 trilyon 101 milyar lira, açık 245 milyar lira görünüyor. Şimdi, bakıyorum bütçe giderlerine, personel gideri 326 küsur milyar, 326,6, sosyal güvenlik prim ödemeleriyle birlikte bu yaklaşık -54,5 milyar lira da o- 400 milyara yakın, 400 milyara yakın personel ödemesi var. Cari transferler de 536 milyar konmuş. Hâlbuki 2020 için siz zaten 500 milyarı geçeceğini söylüyorsunuz, 2020 için cari transferlerin ama bu 536 yine düşük kalacak, daha da fazla olacaktır mutlaka. 536'da bu, ikisi 1 trilyona yakın yapıyor, 900 küsur milyar yapar. Faiz gideri de 180 milyar, 1 trilyon küsur. Yani 3 kalemde oluşuyor aslında 2021 bütçesi, 3 ana kalemden oluşuyor. Bunun ne kadarı yatırıma gidecek, gerçek anlamda gayrimenkul dışındaki yatırımlara gidecek, mümkün değil. Hâlbuki bu yıl bir pandemi yılı, geçen yıl pandemi mart ayında başladı. O nedenle bütçenin hani pandemi konusunda esnek olmamasını anlıyorum ama bir ekonomik kriz yaşıyorduk, o ekonomik krize göre aslında o bütçenin de yapılması gerekiyordu. Geçen yıl da bununla ilgili eleştirilerimiz vardı ama bu yıl hem ekonomik kriz hem de pandemi söz konusu, çok da etkilenmiş vaziyette, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de çok etkilenmiş vaziyette. Böyle bir dönemde vergi toplanması sıkıntılı, vatandaşın çok daha fazla sosyal yardım alması gerekiyor, yeterince sosyal yardımlar yapılamadı. Dolayısıyla, bu şekilde 3 kalemde tükenen bir bütçenin -bütçe giderleri biraz önce anlattığım şekilde- pandemi ortamında vatandaşa, bu ekonomik kriz ortamında esnafa, çiftçiye, köylüye fayda getirmesi, vatandaşımıza fayda getirmesi mümkün değil.
Vergi gelirleri ağırlıklı olarak, yine 922 milyar konmuş, ağırlıklı olarak vergi gelirlerinden oluşuyor. Böyle bir ortamda bu vergi gelirlerinin toplanması da çok zor. Gerçi şöyle, diyeceksiniz ki: "Beyana dayanan gelir vergisi 10 milyar. Biz aslında vergiyi ÖTV ve KDV olarak topluyoruz." Onları da topladığınız zaman zaten 450 milyar liraya yakın, daha da fazla daha doğrusu. "Biz ÖTV ve KDV'yle işi hallediyoruz." Tabii, doğrudur ama bu da vatandaş üzerinde nasıl bir etki yaratıyor biliyorsunuz. "922 milyar liralık vergi toplayacağız." diyorsunuz. Biz cuma gecesi buradan bir kanun geçirdik, önümüzdeki günlerde Parlamentoda görüşülecek, ona göre Maliyenin 289 milyar vergi alacağı var. -289 milyar, ağustos itibarıyla bu da- 165 milyar da prim alacağı var. Yani, bu kadar ödenmeyen primler söz konusu iken -ki biliyorsunuz sürekli olarak vergi afları, servet affı vesaire çıktığı hâlde, yeniden yapılandırmalar hemen hemen iki yılda bir yapıldığı hâlde bu durum söz konusu- böyle bir durumda bu vergilerin toplanması da çok büyük sıkıntı olacaktır, gerçekçi değildir.
Vergi harcamalarına bakın, bilmeyenler için söyleyeyim: Vergi harcaması, Hazine ve Maliye Bakanlığının normalde vergi kanunlarına göre alması gereken ancak teşvikler vesaire nedenlerle almaktan vazgeçtiği meblağdır, 230 milyar tutuyor. Sadece vergi harcaması 230 milyar tutuyor, böyle bir dönemde çok büyük bir meblağ.
Bir de demin bütçenin gider bölümü, harcama bölümüyle ilgili konuşmuştum, orada da 31 milyar liralık yap-işlet-devret -KÖİ- harcaması var; bu her sene de artıyor, artacak. Bunlarla ilgili baktığımız zaman bu bütçenin ekonomide istediğimiz etkileri yaratacak çapta bir bütçe olmadığı çok açıktır.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli arkadaşlar; bizim çok daha iddialı bütçeler hazırlamamız lazım, çok daha iddialı bir şekilde ülkeyi yönetmemiz lazım. Bakın, çok fazla geriye gitmeyeceğim 2017'de IMF'nin -Uluslararası Para Fonunun- sıralamasına göre gayrisafi millî hasıla açısından, millî gelir açısından Türkiye 859 milyar dolarlık gayrisafi hasılasıyla 17'nci sırada. 2019'da -kesin hesabın olduğu yıl- yani geçen yıl 761 milyar dolara düşüyor bu rakam ve 19'uncu sıraya geliyoruz, 17'den 19'uncu sıraya düşüyor Türkiye. Gelecek yıl -2020'yle ilgili bundan sonraki yıl- ilk 20'de olamayacağız, dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisi içerisinde olamayacak Türkiye maalesef. Dolayısıyla, Türkiye'nin çok daha farklı bir şekilde yönetilmesi lazım, çok daha farklı bütçelere ihtiyacı var.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, New World Wealth diye bir kuruluş var, dünya ülkelerini takip ediyorlar. Hazırladığı bir rapor var her sene hazırlıyor bu raporu. Açık bilgidir bu, her tarafta var, buna göre Türkiye dünyada en fazla paranın kaçtığı ilk ülke. 2016-2019 -geçen yıl- arasında milyon doların üstündeki 17.300 hesap yurt dışına çıkmış. 2015'le ilgili olarak o zamanki Sayın Maliye Bakanının açıklaması vardı: "138 milyar dolarımız -Türklere ait para- tahmin ediyoruz yurt dışında" demişti. O tarihten beri -2016'dan beri- en fazla Türkiye'den para kaçıyor dünyada ve art arda sürekli olarak bu para çıkışı söz konusu. Böyle bir ortamda en az 200 milyar doların yurt dışında olduğunu tahmin ediyoruz, en az. Şimdi, böyle bir ortamda biz geçen, altıncı defa servet affını çıkarttık "Yurt dışındaki paralarınızı Türkiye'ye getirin." dedik, hiçbir vergi almadan. Hâlbuki daha önce, on beş yıl önce, yirmi yıl önce, çok daha önceki yıllarda yüzde 20-25 vergi varken insanlar paralarını Türkiye'ye getiriyorlardı, vergili olarak getirebiliyorlardı. Şimdi, sıfır vergiyle 6'ncı defadır servet affı çıkarıyoruz, paralarını getirmiyor insanlar. Neden getirmediklerini, neden götürdüklerini çok iyi sorgulamamız lazım. Türkiye maalesef böyle bir durumdadır. Bu da çok çok önemli bir konudur. Bununla ilgili de tedbirler alınması lazım.
Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.
Bütçelerimizin hayırlı olmasını diliyorum.