KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 2021 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

AK PARTİ, on dokuz yıldır, inandığı değerler etrafında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, ülkemizin gelişmesi ve kalkınması hedefi doğrultusunda emin adımlarla yoluna devam etmektedir. Bugün burada 19'uncu bütçemizi yapmamız, milletimizin bize karşı olan güveninin bir tezahürüdür.

Şimdi, konuşmalara bakıyoruz, muhalefet partisi milletvekillerinin konuşmalarına, tırnak içerisinde ifade etmek istiyorum ki "sahte", "düşük profil", "yalan", "gafil" gibi sözlerle beraber bu bütçeyi yorumlamaya çalışmaktadırlar. Esasında tüm bu sözleri, kendilerinin bu bütçeyle ilgili çalışmamalarının, tembel davranmalarının bir sonucu olarak değerlendiriyorum. Biz burada bütçe görüşmelerinde çok defa şahit olmuşuzdur ki muhalefet partisi milletvekillerinden de istifade ettiğimiz zamanlar olmuştur. Biz isteriz ki burada muhalefet partisi milletvekilleri, eksiği, aksağı, yapıcı ve çözüm önerisi sunacak şekilde dile getirerek bizim de vakti zamanı geldiğinde şapkamızı önümüze koyup eksiğimizi değerlendirme imkânına kavuşmak isterdik ama nafile ki muhalefet partisi milletvekillerinin konuşmaları tamamen süreci sabote etmeye yönelik -son konuşmacıya özellikle ifade etmek istiyorum- provokatif söylemlerle bütçedeki bütçe kültürünü, Bütçe Komisyonunun kültürünü bozmaya yönelik ifadeler kullanılmıştır.

Değerli arkadaşlar, şunu ifade etmeliyiz ki biz milletimizden topladığımız paraları, vergileri yine milletimize hizmet olarak döndürüyoruz. Sonuçta, eğer biz bu imkânı oluşturmamış olsaydık, milletimizden toplanan paraları, vergileri çarçur etmiş olsaydık bugün milletimiz bize bu imkânı sunmazdı. 19 kez bütçe yapıyoruz ve kendi kendinize sormuyorsunuz: "Bu kadar her şey kötü ama bu millet niye AK PARTİ'ye on dokuz yıldır bu bütçe yapma yetkisini veriyor da bize vermiyor?" Bunun temeli samimiyetle alakalıdır. Sizi samimiyetsiz buluyorlar, biz yaptığımız harcamalar, yatırımlar noktasında, ülkemizin gelişmesi, kalkınması noktasında attığımız adımları daha samimi buluyorlar.

Şimdi, şunu söylemek istiyorum: Bu bütçe kalemlerinde ben hukukçu olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda birçok şeye tanık oldum yani ekonomik büyüme, bütçe kalemleri, millî gelir, millî hasıla, ihracat rakamları, ithalat rakamları, cari denge... Bu tip kavramlar esasında sivil hayatımda yabancı olduğum kavramlar. Şimdi, bunlara baktığımız zaman, burada öğrendiğimiz bilgilere göre olayı değerlendirdiğimizde, hangi rakamımız kötü, ekonomik büyüme rakamlarımız mı kötü? Hangi rakamımız kötü, ihracat rakamlarımız mı kötü? İhracatın ithalatı dengeleme oranı mı kötü? Hangi rakamlarımız kötü, istihdam oranlarımızda mı geçmişe oranla bir düşüklük vardır? Kadının iş gücüne katılımı dengesinde mi bir bozukluk vardır? Hangi rakamlarımız kötüdür, bankacılık sektörü daha mı kötüdür, İşlem hacmi daha mı azalmıştır? Bankalar mı batmış, iflas etmiştir, vatandaş banka kuyruklarında, eylemlerde bankadaki mevduatlarım çekmenin çabası içerisinde midir? Finansal sistemde veya mali piyasalarda hangi oranlarımız kötüdür? Bunlarla alakalı olarak hiçbir açıklama yok. Satın alma paritesi geçmişe oranla daha mı düşüktür? Yine enflasyon geçmişe oranla daha mı yüksektir? Enflasyon şu anda yüzde 9 oranına kadar düşürülmüş bir durumdaydı. En kötü şartlarda bile bizim yapmış olduğumuz çalışmalarla beraber rakamlarımız, değerlerimizin hepsi üzerinde olmuştur. Bizim her alanda yaptığımız çalışmalar vatandaşımız tarafından dikkatle takip edilmelidir. Biz şunu bekleriz, muhalefet partisi milletvekili şunu diyebilir: "İhracatı daha fazla artırmanız gerekiyor. Şöyle yapmanız gerekiyor." Bizim cari açığı düşürebilmemiz için tespit ettiğimiz doğal gaz rezervlerinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu ülkenin sevinciyle, bu ülkenin coşkusuyla hiçbir şekilde mutlu olmayan bir kesim karşımızda ve vatandaşımız da milletimiz de ferasetiyle bunu görmektedir, net bir şekilde görmektedir. Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıları, zorlukları bütün süreçlere baktığımız zaman geçmişte Sayın Bakanımız Abdüllatif Şener şunu ifade etti: "1999'da çok önemli bir kriz yaşandı." Evet, doğrudur ama Türkiye AK PARTİ iktidarı döneminde çok önemli badireler atlatmıştır, engellerle karşılaşmıştır, darbeleri görmüştür. 17-25 Aralık darbesini, 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimini, hendek-barikat terör olaylarını, ekonomiye yönelik spekülatif ve manipülatif taarruzları gördük ama tüm bunlara rağmen ayakta kalabilmiş, hedeflerini gerçekleştirme noktasında emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye vardı ve milletimiz bunu görüyordu. 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz veya hendek-barikat olayları, cumhuriyet mitinglerinden tutun da işte parti kapatma süreçlerine kadar bütün bu olaylar normalde tek başına bir iktidarı koltuğundan etmeye yetecek önemli olaylardı. Ama tüm bu olanlara rağmen milletimiz eğer AK PARTİ'nin etrafında kenetlenmişse, son seçimlerde yine Cumhur İttifakı'yla beraber yüzde 53'lük bir oy oranını yakalamışsa ve on dokuz yıl içerisinde yıpranma payı bu kadar düşük bir iktidar olmuşsa şapkayı siz kendi önünüze koyun, siz kendiniz değerlendirin. Şu anda bizim ne yaptığınızı bilen bir iktidar vardır, her alanda. Bütün rakamlar ortadadır. Yatırımlara kesintisiz devam edebiliyoruz, sağlıkta şehir hastaneleri bizim gurur tablomuz, iftihar tablomuz olmuştur; yapılan duble yollar, havalimanları, barajlar, köprüler, tarıma sağlanan destekler... Bizden önce kamuda toplamda 5 bin engelli vatandaşımızın istihdamı vardı, şimdi 60 binin üzerinde engelli istihdamı var.

Kadının istihdama katılıma oranı yüzde 34'lere kadar çıkmıştır. Her alanda, baktığımızda yerli ve millî savunma sanayimizde önemli adımlar atmıştık. Geçmişte bir siyasetçi büyüğümüzden dinlemiştik: "Suriye'de yaşanan gelişmelerden dolayı askerî bir harekât başlatılacaktı, bizim tanklarımız Suriye sınırına girdiğinde tankların ışıkları kesilmişti." Şimdi tankların askerî kabiliyetini ve savaş kabiliyetini ortadan kaldıracak SİHA'ları, İHA'ları üreten bir Türkiye vardır ve bununla beraber bölgesel bir güç hâline gelmiş bir Türkiye vardır. Bunları iyi bir şekilde analiz etmemiz gerekiyor.

Coronavirüs salgını sanki Türkiye'de çıkmış, Türkiye'nin üretmiş olduğu bir virüs noktasına, mertebesine olayı getireceksiniz. Maalesef, dünyada bir salgın yaşandı ama buna rağmen Türkiye'de şu anda kısa çalışma ödenekleriyle, yine diğer sosyal kalkan projeleriyle beraber yaklaşık 39 milyar bir sosyal koruma kalkanı, desteği kapsamında vatandaşımıza hizmet ettik, milletimizin yanında olduk. Bununla da yetinmedik dünyaya destek olan bir yaklaşım ortaya koyduk. Dünyada 60'ın üzerinde ülkeye yardım götüren bir Türkiye olduk. Nerede bir mazlum millet varsa onun yanında olan bir Türkiye var. Suriye'de yaşananlar belli, Doğu Akdeniz'de, yine, Kafkaslarda yaşanan olayların hepsini görüyoruz. Şimdi içimize kapanıp sinen bir ülke mi olmamız gerekiyor, bölgesel güç hâline gelen bir ülke mi olmamız gerekiyor? Biz geleceğimize, bundan sonraki nesillere kendimizi nasıl aktaracağız, ne diyeceğiz onlara Suriye'deki yaşanan gelişmeler karşısında? Biz, dışarıda eğer güvenliği sağlayamazsak içerideki güvenliğimiz sağlayamayız. Geçtiğimiz yıllarda terörle alakalı bir gündem vardı. Şu anda terörle mücadele neredeyse ülke gündeminden kalkmış pozisyonda. Dün bir saldırı planı hazırlanmıştı. Saldırı planlanmadan önce harekete geçilmiş ve bu saldırıyı gerçekleştirecek olanların önemli kesimi etkisiz hâle getirilmiştir. Bunlar güçlü bir istihbarat teşkilatıyla oluyor ve yine aynı şekilde devletin içerisindeki, devlete ihanet eden, düşmanlık eden unsurlar temizlendikten sonra işte, her alanda nasıl başarılı olduğumuzu burada da görmüş oluyoruz.

Değerli arkadaşlar, bu bütçe milletimizin bütçesidir, halkın bütçesidir; esnafın bütçesidir, yaşlının bütçesidir, gencin bütçesidir, çiftçinin bütçesidir, öğrencinin bütçesidir. Bu bütçe toplumun her kesiminin bütçesidir. İnşallah, önümüzdeki süreç içerisinde yerli ve millî otomobilimizi inşa ettiğimiz zaman, yerli ve millî silahlarımızın tamamını envantere kaydettiğimiz zaman, doğal gaz rezervlerimizi ülkemizin kaynakları içerisine kattığımız zaman bu bütçe Türkiye'nin özgürleşmesine, Türkiye'nin tam ve bağımsız bir ülke olması noktasında, güçlü ve zengin bir ülke olma noktasında önemli bir bütçenin işaretidir. Ben bunu bu şekilde değerlendiriyorum. Dolayısıyla ben gelecekten çok daha ümitliyim. Bu yıl görebileceğimiz en zor yıldı. Neredeyse üç ay şalterin kapatıldığı, üretimin durduğu bir dönemde yine rakamları çok iyi buldum. Bütçe rakamlarını ben bu kadar beklemiyordum, harikulade olabilirdi. Bu süreci yaşadık, önümüzdeki 2021 yılı içerisinde de ben inanıyorum ki Türkiye'de bu rakamların her birini daha iyi noktalarda göreceğiz.

Bütçenin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Katkı sunan özellikle Strateji Bütçe Başkanımız, önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanımıza ve bürokrat arkadaşlarına, Cumhurbaşkanı Yardımcımıza ve diğer bürokrat arkadaşların her birine teşekkür ediyoruz. Bütçe görüşmelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Özellikle bizlere bu imkânı sağlayan, böyle bir yeri bu coronavirüs tedbirlerine en iyi şekilde, sıkı sıkıya riayet edebileceğimiz böyle bir alanı bize hazırlayan kıymetli Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımıza, değerli Bakanımıza özellikle teşekkür ediyorum. Bütçe görüşmelerine katkı sunacak olan arkadaşlarımıza şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Başkanım, unuttum, Erhan Usta Başkanımız gelince aklıma geldi, son olarak şunu söyleyeceğim: İşte, Samsun'da dolaştığında "Bu köyün ne kadar borcu var?" diye soruyormuş. Biz her bir ilde iz bırakan eserler ortaya koyduk. Samsun'da 1 tane OSB vardı, şimdi 7 tane OSB var; bizim Trabzon'da 1 tane OSB vardı, şimdi 3 tane OSB var. "1 OSB daha nasıl kurarız?" diye onun çalışması içerisindeyiz, yer tahsisi yaptık, yatırımcıların hepsi hemen tahsis talebinde bulundular. Yani ülkede ekonomi, her şey kötü olacak, yatırımcı da bir taraftan yatırım yapmak için çaba harcayacak, böyle bir şey mümkün olmaz. Karalamaya gerek yok, kötümser bir tabloyla olaylara bakmamak lazım. Gözlüklerinizi değiştirin diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.