| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Sayıştay Başkanlığı c) Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .10.2020 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli Meclis Başkanım, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan milletvekili arkadaşlarımın söylediklerinin dışında çok fazla bir şey söylemeyeceğim yani bir bakıma onların söylediklerini tekrar etmiş olacağım.
Önce şuradan başlayalım, benden önceki arkadaşlar da söylediler: Sayın Başkanım, gerçekten kanun yapma tekniğimiz son derece kötü yani bizden sonra gelen nesillere çok kötü bir miras bırakacağız. Eğer bu gidişle, bu tempoyla, bu yöntemle torba kanun yapmaya devam edersek bu sistem bir yerde tıkanacak. Gerçekten tıkanacak ve biz maalesef, üzülerek söylüyorum, Roma'nın 2 bin yıl gerisinden gidiyoruz şu anda. Çünkü son dönemde 3 tane kanun çıkardık. Neredeyse aynı kanun, aynı ad altında 3 tane kanun ortaya çıkmış olacak. Madde geliyor bazı maddeler ya 3 kelime ya 4 kelime. Açıp bakıyorsun "Filan sayılı kanunun filan yerinden sonra şu yapılmıştır." diyorsun. Onu buluyorsun, o maddeyi buluyorsun, o maddeden sonra bir başka yere atıf yapıyor falan. Orada ne denilmek istediğini anlamak için bir saatiniz gidiyor. Tamam, bütün bunlara katlanalım fakat uzun vadede bu kanun yapma tekniği bizi bir çıkmaza sokacak ve ülkeye hizmet etmiş olmayacağız. Benim sizden istirhamım, bu millet bizi buraya gönderdi, gerekirse yirmi dört saat çalışalım, millet bize çuvalla para veriyor. Dolayısıyla her kanunun değişikliğini kendi içinde yapalım ve bizden sonra gelen nesle bir yön, yol ve yöntem bırakalım ve dolayısıyla da gelenler bizi hayırla yâd etsinler. Yani şu anda gidişat, kanun yapma tekniği hiç hayra alamet değil; bu bir.
İkincisi, bu Komisyon yani Plan ve Bütçe Komisyonu hangi organın parçası? Yasamanın mı, yürütmenin mi, yargının mı? Cevabınız nedir Sayın Başkanım?
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - İmtihan mı ediyorsunuz?
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet, evet.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Yılmaz, böyle bir şey yok ki, lütfen ya!
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bu cevabı alayım, ondan sonra...
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Böyle bir şey yok ki. Elbette yasamanın bir parçası.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Pas geçiyorum, siz devam edin konuşmanıza.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Elbette yasamanın bir parçası, ben cevap vereyim.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Tamam, peki; güzel. Cevabı sizden aldım: "Yasamanın bir parçası."
Şimdi, burada yasamanın bir organı olarak yasa teklif bize geliyor ve biz burada tartışıyoruz. Tartıştıktan sonra ortaya çıkan durumu yeniden Plan ve Bütçe Komisyonu düzenliyor ve Genel Kurula gönderiyor. Şimdi, Genel Kurula vardığında, kanun Genel kurulda görüşülürken Plan ve Bütçe Komisyonunun iktidar partisi üyeleri yürütmenin yerine oturuyor ve milletvekilleri, yürütmenin yerine oturan ve yasama organının bir parçası olan Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine soru soruyor. Şimdi, eğer, buradaki bütün muhalefet ve iktidarda bulunan partinin milletvekilleri, hepimiz eşit isek ve ben de bu Komisyonun bir parçasıysam, ben de Komisyona gitsem otursam ve orada Genel Kurula gelen herhangi bir maddeyle ilgili bir değişiklik önergesi gelse, Başkan "Katılıyor musun?" diye sorduğunda ben "Katılıyorum." desem yanımdaki de "Katılmıyorum." dese ne olacak?
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Olmaz ki...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Peki, neyiz biz şimdi yani? Biz yasama organı mıyız, yürütme organı mıyız?
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Komisyonun temsili var.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Komisyon neyi temsil ediyor? Komisyon, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil ediyor. Dolayısıyla biz... Burada gerçekten bir anomali var. Yani bu ne yasamaya sığıyor ne yürütmeye sığıyor. Şimdi bir cümle kullanacağım, lütfen yine hakaret gibi algılamayın: Yani Komisyon, deve miyiz, kuş muyuz biz? Meclisin bir parçası mıyız, yasama organının bir parçası mıyız? Yoksa yürütmenin mi bir parçasıyız veyahut... Eğer yürütmenin bir parçası isek o zaman yarımız niye yürütmenin parçası, yarımız niye yasamanın parçası? Yani bunun bir açıklaması var mı? Siz Anayasa Hukuku Profesörüsünüz, nereye sığıyorsa bir söyleyin de biz de açıklayalım.
TBMM BAŞKANI MUSTAFA ŞENTOP - Tabii, açıklaması vardır ama siz devam edin.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Peki.
Bir başka husus -arkadaşlarım da dile getirdiler- gerçekten bu Komisyon konsepti hiç çalışmıyor; kaliteli, uzun vadeli... Yani mesela bu Medeni Kanun, borçlar hukuku, Türk ticaret hukuku vesaire gibi temel yasalar çıktıklarında, yani en azından altmış yetmiş sene çok cüzi değişikliklerle hayatlarına devam ediyor fakat bizim son zamanlarda çıkardığımız yasaların önemli bir kısmında bazı maddelerin ömürleri iki ayı, üç ayı geçmiyor; iki ay, üç ay sonra tekrar gündeme geliyor. Bunun da nedeni bence şu: En başta söylediğim gibi kanun yapma tekniğimiz düzgün değil, yerli yerine oturmamış vaziyette. Buraya en son gelen, şu anda Genel Kurulda görüşülmekte olan kanunun içinde 4-5 tane madde var, bu Komisyonu hiç ilgilendirmiyor. Mesela, kanun hükmünde kararnameyle işinden olanlar, onlarla ilgili kurulacak komisyon, o komisyonun yapacağı işler vesaire vesaire buraya geldi, burada bunun işi neydi; bu, Adalet Komisyonunu ilgilendirmiyor muydu? Daha doğru, daha dürüst, daha uzun vadeli, kalıcı, doğru çözümler bulabilmek için bunun Anayasa Komisyonunda görüşülmesi lazımdı; örnek olarak verdim ama bütün bunların hepsi böyle. Yani bence bunlara hiç izin verilmemeli, bunlara hiç izin verilmemeli ve dolayısıyla da ilgili komisyona gitmeli. Anayasa Komisyonunu ilgilendiren mesele de buraya geliyor, bütçeyi, parayı pulu ilgilendiren de buraya geliyor. Ya, bunlara hiç izin verilmemesi lazım.
Bir başka husus: Şimdi, Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Hükûmetin yaptığı harcamaları denetliyor ve bununla ilgili olarak da bir rapor yazıyor. Yani şu ana kadar bize gelen raporlardan... Ben bir kere bütün bu olan bitene rağmen, Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu konjonktüre rağmen -öyle raporlar görüyorum ki cesaret işi- Sayıştay denetçilerini ve Sayıştayı tebrik ediyorum. Fakat buna rağmen yine de şunu soruyorum: Mesela, üç numaralı listedeki düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar olarak, efendim, Kamu İhale Kurumuyla ilgili yaptığınız denetimlerde her şey şu andaki toplam harcamaların, kamunun yaptığı yatırımların önemli bir kısmı 21/a'ya geliyor. Yani bununla ilgili niye bir soru sormuyorsunuz? Bizim önümüze niye bir şey gelmiyor? Bunlara niye "Yanlıştır" demiyorsunuz? Yani niye bunlar bu şekilde yapılıyor? Ve dolayısıyla burada... Eğer bu 21/a'ya göre yapılmasaydı da genel bir ihale açılsaydı acaba bu projenin maliyeti çok daha mı az olacaktı, çok daha mı fazla olacaktı? Yani bu konularda hiç sesiniz çıkmıyor. Ben eminim, raportör arkadaşların, denetçi arkadaşların bu konuda yazdıkları var ama süzgeçten geçerken bir yerde takılıp kaldığını düşünüyorum.
Onun dışında, yani şu ana kadar -bu üçüncü bütçe zannedersem benim burada, Mecliste bulunduğum dönem içerisinde- bir tane "Şuraya zimmet çıkardık, şu yanlış yapılmış, şurada kamu zarara uğramış." diye hiçbir şey yok. Şurada bir yerde diyorsunuz ki "Kasım ayına kadar ilgili yargı dairesine gidecek olan dosyalar vesaireler hazırlanacak, verilecek." Bu dosyanın içinde ne var? Ve bugüne kadar yapılan yargılamaların sonucunda ne ortaya çıktı? Bu zimmetlerin eni, boyu, hacmi nedir? Yani bu konularda bize hiçbir bilgi verilmiyor. Dolayısıyla bu konularda... Mesela, geçen sene Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken yap-işlet-devretle ilgili bir rapor yazılmış -herhâlde gözden kaçmış- Bakan bayağı rahatsız oldu. En sonunda raporu geri aldılar, sonra ben Sayın Başkana söyledim, verilen 3 sayfalık bir açıklama geldi, onu gösterdiler, bakan geri aldı, "Bunu ben istiyorum." dedim. Bakan sonra özel olarak istedi, getirdi, gördük ki oradaki konuyla alakasız olarak "Sağlık Bakanlığının bütçesiyle ilgili olarak Sayıştayda açılmış veya görülmekte olan bir dava yoktur." gibi bir şey söylüyor. O konu başka bir şey, oradaki Sayıştay raporunda yazılan başka bir şey. Dolayısıyla eğer yetimin hakkı, kamunun hakkı korunacaksa... Ya, bu konularda da bir iki satır bir şey söyleyin en azından. Mesela, şu ana kadar kaç tane mahkeme görüldü? Konusu neydi? Niçin bu yapılmış?
Onun dışında, mesela, yetki aşımları var, ödenek aşımı, harcamaları vesaireleri var. Dün burada görüşüldü, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız da bunlara cevap verdi ve dedi ki: "Bunlar kara yolu yapımı için, şu için, bu için verilmiş." Baştan siz bu yetki aşımlarının ne olduğunu bize bir kere söyleseydiniz de biz bu soruyu sormasaydık ve vaktimiz boşa gitmeseydi; bir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bir saniye, efendim, ek süre vereceğim.
Buyurun, tamamlayınız.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İkincisi: Acaba ben söylenen açıklamaya güvenmeli miyim? Çünkü o açıklama sizden gelmeliydi. Öyle bir açıklama da gelmedi. Dolayısıyla daha şeffaf, daha hesap verilebilir bir raporlama sisteminin ülkenin lehine, milletimizin lehine olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.