| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Türkiye Büyük Millet Meclisi b) Sayıştay Başkanlığı c) Kamu Denetçiliği Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .10.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Meclis Başkanım, Sayın Genel Sekreterim, Sayıştay Başkanımız, Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanımız, değerli bürokrat arkadaşlarımız, çok değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli Komisyonumuz; öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Tabii, ben de bir tanımla başlamak istiyorum açıkçası. 2018-2022 stratejik planındaki Sayın Binali Yıldırım'ın metninden bir alıntıyla başlamak istiyorum: "Millî iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama erkinin yegâne organıdır." şeklinde başlıyor bu yazı. Şimdi, burada aslında, bütçe açısından da baktığımız zaman bütçenin yaklaşık yüzde 71,4'üne denk gelen yasama faaliyetlerinin üzerine en fazla konuşulması da normaldir. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli görevlerinden bir tanesi yasama ve denetim. O nedenle de milletin iradesinin milletin Meclisine ne kadar yansıdığı, ne kadar tecelli ettiği konusu sanırım asıl burada irdelenmesi gereken konu olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü en başından beri de konuşma yapan arkadaşlarımızın da üstünde durduğu ve tartıştığı gibi yeni yönetim sistemiyle beraber bu kavram biraz karmaşık bir hâl almış durumda.
Şimdi, kanun yapma yöntemimiz, Meclisin yetki ve sorumluluğu nerede başlıyor, nerede bitiyor? Cumhurbaşkanının yetki ve sorumlulukları nerede başlıyor, nerede bitiyor? Kanun hükmünde kararnameler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çıkan yasalar aslında bir anlamda Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni kabul edilen Anayasası'na rağmen bir karmaşıklık, belki yokmuş gibi görünse de aslında bu kargaşayı biz burada çok açık ve net bir şekilde yaşıyoruz.
Şimdi, şunun altını çizmek lazım Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletvekilleri olarak: Sayın Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinde özellikle yasama faaliyetleri çerçevesinde Anayasa'ya aykırı kararlar ve uygulamalar bir teamül hâline gelmeye başladı. Yasama faaliyetlerimizin belki de bu kadar çok tartışılıyor oluşu bu teamüllerin çok fazla tekrar etmesinden kaynaklanıyor. Şimdi bu durumu özellikle yasama görevinde ve özellikle de milletin bütçe hakkının denetimi üzerinde de görüyoruz. Bütçe hakkının denetimi üzerinde özellikle bir iki örnek verecek olursak; borçlanma yetkisinin iki yıldır kanuna aykırı bir şekilde sürekli aşılması, daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde aslında kanunen ek bütçe getirilmesi gerekirken bunun yapılmayıp bunun yerine yeni bir bütçe tahsis edilmesi şeklinde kanunsuz bir durumun kanun hâline getirilmesi, belki de bunun en önemli, en çarpıcı örneklerinden bir tanesi.
Şimdi, komisyonlarda yasalar görüşülürken de Meclisin yasa yapma şeklini incelediğimiz zaman, kendi yaptığımız çalışmaları incelediğimiz zaman özellikle kanun tekliflerinin torba kanun şeklinde gelmesi, yine bu teamüllerden birisini oluşturuyor. Tali komisyonlarda görüşülmeden, hatta tali komisyonların başkanlarının, muhalefet partilerinin komisyon sözcülerine haber bile vermeden görüşmeyi reddederek Plan Bütçe Komisyonuna bu kanun tekliflerini göndermesi, yine bu oluşan teamüllerden birisi.
Sayın Başkanım, bu uygulamalar hem Meclisin yasama kalitesini aşağıya çekiyor hem de komisyonların çalışmalarını gerçekten zor duruma düşürüyor. Bu şekilde bir yasama yöntemiyle, öncelikle Plan Bütçe Komisyonunun üzerine çok ciddi bir yük binmekte. Bunun yanında, yine kanun yapma kalitemizdeki düşüklükten dolayı... Şimdi, Anayasa'ya göre kanunları Türkiye Büyük Millet Meclisine milletvekilleri getiriyor, kanunlar milletvekili imzasıyla geliyor ama kurumlarla birlikte, kurumlarda hazırlanarak buraya geldiği için, biz de karşımızda kendi arkadaşlarımızı muhatap olarak bulduğumuz için, tam olarak tatmin edici cevaplar da alamadığımız için tartışmaların ve doğru sonuçlara ulaşmanın kalitesi düşüyor. Bu neyi getiriyor Sayın Başkanım? Bu, aslında -Plan Bütçe Komisyonunda özelikle- aynı kanun tekliflerinin daha sonra düzeltilmek üzere tekrar komisyona getirilmesine, bütün uyarılarımıza rağmen, olduğu gibi geçirildiği için aynı kanun tekliflerinin komisyona tekrar getirilmesine neden oluyor.
Yani, tanımlamalardan çok hoşlanmıyorsunuz arkadaşlar ama şimdi Plan Bütçe Komisyonu burada, aslında bir "tadilatçı komisyon" hâline getiriliyor, bu çok yanlış bir tutum. Bu Komisyon, hakikaten bu Meclis için çok değerli, üzerinde çok önemli görevler bulunan, bütçenin de görüşüldüğü bir Komisyon ama yasama kalitesi açısından artık bunun biraz aşağı çekildiğini görüyoruz.
Sayın Komisyon Başkanım, aslında bütün bu tartışmaların da kendi Komisyonumuz çatısı altındaki tartışmaların da sebebi yine bu yasama kalitesindeki düşüklükten kaynaklanıyor, aslında bir de siyasi sebebine bakmak lazım. Yani, evet, biz Komisyon çatısı altında bunu tartışıyoruz, bir sonuca ulaşamıyoruz çünkü bunun siyasi sebepleri var.
Siyasi sebeplerine baktığımız zaman da yeni Anayasa'nın aslında iktidar tarafından yorumlanış şekline geliyoruz. "Yorumlanış şekli nedir?" diye sorarsanız; yorumlanış şekli, milletin temsilcisi olan muhalefetin sesinin daha az çıkmasını sağlamak, sesinin vatandaşlara ulaşmasına engel olmak ve yine muhalefetin aslında çok da fazla ciddiye alınmaması. Aslında, iktidarın burada kendi içinde, artık on sekiz yıllık iktidardan sonra, biraz kibirli bir hâle gelmesinden kaynaklanıyor Sayın Başkanım ama sizin, bu Meclisin, bu kutsal çatının Başkanı olarak aslında farklı bir tutum içerisinde olmanız gerekiyor.
Mesela, yine bu tartışmalardan bir tanesi de her toplantıda, her bütçede yaptığımız bir tartışma; bütçe görüşmelerinin televizyonlardan canlı yayınlanıp yayınlanmaması konusu. Bugün Sayın Bakanımız, geçmişle ilgili örnekler verdi. Yani, hani geçmişe atıf yapıldığı zaman bunun doğru olmadığı da ortaya çıkıyor. Ama o zaman, eğer ısrarla burada biz bu kararı alamıyorsak -işte, biraz önce söylediğim gibi- burada muhalefetin sesinin kesilmesi gibi bir şey söz konusu oluyor.
Ben size şimdi sunumunuzdan bir cümleyi okumak istiyorum, faaliyet raporunda da var benzer bir cümle: "Fikir ayrılıklarımız, ülkemiz ve milletimiz için en doğruya, en faydalıya ulaşmak için ortaya koyduğumuz çabaların bir göstergesidir. Siyasi rekabet ile ülkeye ve millete hizmet yarışı arasındaki çizginin en iyi korunduğu yer olan Meclisimizin, yeni yasama yılında da kritik konularda bir araya gelerek ortak hareket edebilme şeklindeki hayati yaklaşımını sürdüreceğine inanıyorum." Tabii, burada biraz, özellikle, dış politikada birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmemizi de kastediyorsunuz ama zannederim, kendi iç işleyişimizle ilgili de bunu değerlendirmemiz gerekiyor. Eğer buradaki sözlerinizin altına imza atıyorsanız, o zaman, burada muhalefetin sesinin topluma ulaşması noktasında bu konuşmaların canlı yayınlanmasına hemen destek vermeniz gerekiyor. Bu konunun ciddi bir şekilde tartışılması gerekiyor. Ben tartışmalar sırasında söz almadım ama o anda bu konuda yapılan bütün konuşmaları da desteklediğimi belirtmek istiyorum. Bu hakikaten önemli bir konu ve Sayın Başkanım, bu konuyu, gerçekten, bütçe görüşmeleri arasında hemen bir araya gelerek değerlendirmemiz gerekiyor. Bu konu yani millete bütçe görüşmelerinde muhalefetin ve iktidarın -tabii ki arkadaşlarımız, sizler de konuşuyorsunuz, sizler de savunma yapıyorsunuz- sizlerin sesinin de gitmesi açısından da bu önemli. Ama bunun ciddi şekilde artık gündemden... Yani geçen sene tartıştık, ondan önceki sene de, bu sene de tartışıyoruz; nereye kadar gidecek bu tartışma? Bu konuyu ciddi bir şekilde artık konuşmamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Ek süre veriyorum.
Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bütçenin kullanımı açısından da çok kısa bir değerlendirmede bulunup sözlerime son vereceğim. Sayın Başkanım, özellikle, Meclis bütçesiyle ilgili dikkatimi çeken bir şeyi sizlere sormak istiyorum. Özellikle, gerçekleşmelere baktığımızda 2019 yılı bütçesinin yüzde 72,7 oranında gerçekleştiğini, 2020 yılı bütçesinin de yüzde 85 oranında gerçekleştiğini görüyoruz ve görüldüğü kadarıyla da bütçeler tam olarak kullanılamıyor. Özellikle, 2019 yılı bütçesinde bunun nedeni... Acaba ihtiyaç olandan fazla bir bütçe mi tanımlanıyor? Neden kullanılamıyor? Örneğin, bir şey dikkatimi çekti yine bütçede, 2019 yılı kesin hesabında "İdari Taşınır Mal Yönetim Hesabı"na baktığımız zaman geçen yıldan devreden ciddi bir tutar olduğunu görüyoruz, 117 milyon 684 bin TL gibi. Sonra, yıl içinde giren tutar var, gelecek yıla devreden tutar daha da artmış. Bu neden kaynaklanıyor? Burada bir tasarruf mu yapıyoruz? Yoksa planlanmış olan bazı alımlar ya da hizmetler eksik mi yapılıyor, yapılamıyor mu? Özellikle, elektronik oylama sistemini size soracaktım, onu söylediniz "Sebepleri var." dediniz "2021'e bıraktık." dediniz. Bunun dışında, bunların başka sebepleri nelerdir? Yani bütçe kullanımını da değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum açıkçası.
Bunun dışında, Sayıştay raporlarıyla da ilgili birkaç söz söylemek istiyorum izin verirseniz. Tabii, burada Sayıştay Başkanımıza ve Sayıştaydaki görevli tüm raportörlerimize, arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum ben de. Hakikaten ellerinden geleni yaptıklarını görüyoruz bu konuda. Aslında, Sayıştayın denetim alanının da gittikçe daraltıldığını görüyoruz, bunun farkındayız. Birçok kurum Sayıştay denetiminden çıkarılmış durumda; özellikle, Varlık Fonu çatısı altındaki kurumlar, kamu-özel iş birliği projelerinin denetlenememesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen, tamamlayın efendin.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) -Aslında, Sayıştayın görev alanının daraltılması Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim hakkının da daraltılması ve elinden alınmasıyla eş değerdir. O nedenle, bunu da eleştirerek not düşüyorum. Sayıştayın daha etkin hâle getirilmesi gerekiyor. Belki yapmak istedikleri çalışmaların yapılmasına da bir şekilde engel oluyor bu alanın daraltılması. Ben Sayıştay Başkanımıza da bir şey sormak istiyorum. Genel uygunluk bildiriminde örneğin, genel bütçeli idarelerin yedek ödenekleriyle ilgili kısımda, başlangıç ödeneğinin yüzde 2'sini aşamaz kuralına rağmen, yüzde 4,85 aştığı yazıyor. Fakat orada bir cümle dikkatimi çekti: "Meclisimizin takdirine bırakıyoruz." diye. Yani burada bir kanuna aykırılık varken bunun takdire bırakılması... Yani "Orada bu kanuna aykırıdır, kanuna aykırı bir aşım olmuştur." cümlesini yazmaktan neden imtina ettiğinizi de ben merak ediyorum.
Sözlerime son verirken Sayın Başkanım, yine sizi, özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanı olarak, burada Enis Berberoğlu kararıyla ilgili AYM'nin, Anayasa Mahkemesinin son kararı sonrası almış olduğunuz tutumu tekrar gözden geçirmeye davet ediyorum. Çünkü evet, siz bu Meclisin Başkanısınız ve milletvekillerinin, bir milletvekilinin hakkını da, ister muhalefette olsun ister iktidarda olsun, korumakla görevlisiniz. Bu görev çerçevesinde aldığınız her kararın, burada yaptığımız her konuşmanın kayıtlara geçtiğini ve tarihe not düşüldüğünü de düşünürsek yarın bir gün bu aldığınız kararlarla ilgili nasıl anılmak istediğinizi de bir gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.
Bu vesileyle de Komisyondaki tüm katılımcıların, tüm ülkemizin Mevlid Kandili'ni kutluyorum. Yarın cumhuriyetimizin 97'nci kuruluş yıl dönümü, bağımsızlık mücadelesini cumhuriyetle taçlandıran Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını da saygıyla, hürmetle ve rahmetle anarak sözlerime son veriyorum.
Bütçemiz tekrar hayırlı olsun. Teşekkür ederim Başkanım.