| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kurulu (Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (Özel Bütçe),(Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kalite Kurulu(Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Üniversiteler (Özel Bütçe), (127 Bütçe + 127 Kesin Hesap + 95 Sayıştay Raporu) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .11.2020 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkür ediyorum.
Konuşmama başlarken öncelikle on sekiz yıllık AKP yönetiminde gördüğümüz herhâlde 111'inci Millî Eğitim Bakanının ve neredeyse 1.333'üncü kez değiştirilerek arapsaçına dönmüş müfredatın sorumlusunun aslında kim olduğunu sormak istiyorum zira bütün bu sorunlar bu noktadan kaynaklanıp büyüyor.
Yakın zamanda yapılan ve çok fazla ses getiren bir araştırmayla ilgili size kısa bilgi vermek istiyorum Sayın Bakan, yaklaşık 8 bin gençle yapılan bir araştırma ve sanırım Hükûmet ve ortağı hariç herkesi düşündürdü. Hemen bir parantez açmam gerekirse bu ankete katılan gençler, aslında AKP Hükûmeti zamanında doğmuş ya da ilkokuldan beri sadece AKP yönetimi görmüş gençler ve sonuçların bir kısmı şöyle: 18-29 yaş arasındaki gençlerin yüzde 50'si mutsuz, yüzde 23,5'i ne mutlu ne mutsuz; gençliğin yüzde 75'ini bu hâle getirmeyi başarmak herhâlde on sekiz yıllık eserlerinizden sadece biri ve kalıcı olarak bir başka ülke vatandaşlığına geçme fırsatını geri çevirmeyecek olan gençlerin oranıysa ne yazık ki yüzde 64.
Neyse ki gençlerin yüzde 78'i çok erken yaşta, torpilin liyakatten çok daha önemli olduğunu gördüler ve en büyük derslerini de siz AKP Hükûmetinden almış oldular. Ama gelin görün ki gençlere sormuşlar "Bu ülkeyi yönetiyor olsanız ilk önce hangi sorunu giderirsiniz?" demişler, yüzde 47'si ne demiş biliyor musunuz, inanamazsınız "İşsizliği çözmek, istihdam yaratmak isterim." demiş. Belki her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok, ayrıca, evine ekmek götüremeyen zaten yok; tabii ki Cumhurbaşkanımızdan ve Bakanlarımızdan daha iyi bilecek değiliz ama "Yok." diyorlarsa yoktur. Biraz daha sabır tavsiyesiyle karınlar doyuyor nasılsa diyorum.
Sorular devam etmiş: 8 bin gencin yüzde 42,5'i yetişkinlerin kendilerini anlamadığını ve yüzde 38,8'i de az anladığını belirtmiş. Kendim de dâhil sizi anlamayan tüm gençler adına sormak istiyorum: Bizim için, geleceğimiz için, özellikle eğitim alanında son on sekiz yılda ne yaptınız, ne planladınız? On sekiz yıllık tecrübe ve icraatlarınızla geleceğimizi garanti altına alacak hangi planlamaları yaptınız? Çocukların ve özellikle gençlerin geleceğine dair hangi yatırımları yapmaktasınız?
Bugün yaklaşık 750 bin televizyonsuz hane bulunuyor, herkes bunu biliyor; binlerce hanede internet yok. Bunları bilmenize rağmen, sanırım siz koca bir yaz mevsimini ağustos böceği gibi mi geçirdiniz? Görünen o ki yaz tatili ödevlerimizi öğrenciler yapmış ama sizler tam yapmadan yeniden yeni bir eğitim yılına başlamışsınız. İlköğretim ve lise öğrencilerinin yüzde 30'unun sabit internete erişimi yok yani daha net ifade etmek gerekirse 1,5 milyon öğrencinin internet erişimi bulunmuyor. EBA'nın çökmesini neredeyse -tırnak içinde söylüyorum- "sevindirici" bulanlar oldu ama ülkemizde kaç çocuğun özel okullara gittiği, kaç öğrencinin televizyon aracılığıyla EBA'dan, kaç öğrencinin internet üzerinden ders alacağının hesabı yapılmamış mıydı? 23 Marttan beri belliydi bu pandemi süreci, Covid-19 salgını sanki 1 Eylülde başlamış gibi davrandık. Başta çocuklar ve gençler olmak üzere tüm aileleri ne yazık ki hayal kırıklığına uğrattınız. Sizin döneminizde doğmuş, büyümüş ve okumuş, şimdi mevcut yönetimin enkazına dönüşmek üzere olan milyonlarca genç kitle için Sayın Bakan, eğitimde nasıl yeni bir çizgi ve gidişat oluşturdunuz?
Millî eğitimin hiçbir surette partizanlığı olamaz çünkü millî eğitimde partizanlık yaparsanız ülkenin içine düştüğü hâl de bu olur. Herkes çocuğu okusun ister, çocuklarına gelecek sunabilen bir eğitim politikasını ne yazık ki benimsemediğiniz, üretim ekonomisine geçemediğiniz ve hukuku yıllardır ayaklar altına almaya devam ettiğiniz sürece size, değil on sekiz yüz seksen yıl verseniz yetmez.
2021 yılına ait Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda ilk kadın üniversitelerinin akademik birimlerinin oluşturulmasıyla ilgili bir çalışma yapılacağı belirtildi. Ya, Allah aşkına, kadın üniversitesi kurmak ülkemizde kadınların hangi sorununu çözecek, kadın-erkek eşitliğine dönük hangi faydayı sağlayacak -bunu açıklamanızı rica ediyorum- ve bu ısrarınız neden? Eğer ki biz Japonya aşığı ve onu örnek alan bir ülkeysek -ne yazık ki acı bir tecrübe yaşadık- depremlerde lütfen Japonya'yı örnek alalım. Bakın, neredeyse yüz yıl önce kadın-erkek eşitliğini kazanmış olan ülkemizde sürmekte olan mücadelelere sırtını dönmeye çalışan bu zihniyet kabul edilemez.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bankoğlu, süreniz tamamlandı, lütfen.
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Bitiyor, son cümlem, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Son cümlem: 1914 yılında Osmanlı'da "İnas Darülfünunu" adıyla kurulmuş olan kadın üniversitesi örneği var ancak kadınların ayrı dershanelerde öğrenim görmesi protesto ediliyor ve 1921 yılında kapatılıyor değerli arkadaşlar ve karma eğitime devam ediliyor yani.
Lütfen, bu pandemi döneminde akla zarar projeler üretmeyi bırakalım ve bizlerin de kadınların da bu haklarıyla da akıl sağlığıyla da dalga geçmeyin çünkü sorun Batı'da veya tam tersi anlayışla keramet Doğu'da değildir.
Sayın Bakanım, son sözüm, sizden ricam şu: Müfredatta bu vatanın koşulsuz fedakârlıklarla ihalesiz, torpilsiz, yandaşsız yani aslında hiç yoktan kurulduğunu bir güzel anlatabilseniz, hem istediğiniz gibi ecdatlarını bilen yeni nesiller yetişir hem de sebep-sonuç ilişkisi kurmayı öğrenir öğrencilerimiz.
Teşekkür ediyorum, sağ olun Sayın Başkan.