| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kurulu (Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (Özel Bütçe),(Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kalite Kurulu(Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Üniversiteler (Özel Bütçe), (127 Bütçe + 127 Kesin Hesap + 95 Sayıştay Raporu) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .11.2020 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aslında sabahtan itibaren dinlediğimiz zaman, temel sorunlarımız ve birikmiş sorunlar. Sayın Bakan, neticede, en son değişen Millî Eğitim Bakanı ve yeni sistemin de Millî Eğitim Bakanı. Geçen yılki sunumunda da önemli bir vizyon ortaya koymuştu ve o zaman da kendisine şunu söylemiştim: Bunlar çok önemli eğitim sistemimiz açısından ama uzun vadeli sonuçlar doğuracak politikalar, stratejiler, vizyonlar. Tabii, bir Covid dönemi yaşandı ve Sayın Bakan bu dönemki sunuşunu da ağırlıklı olarak Covid sürecindeki çalışmalarına ayırmıştı. Tabii, uzmanlık alanım Avrupa Birliği olduğu için, Avrupa Birliği raporlarında eğitimle ilgili bakış açısını değerlendirdiğimde Sayın Bakan, eğitimle ilgili değerlendirmemiz -biraz sonra söyleyeceğim rapora yansıyan değerlendirmeleri- "Ekonomi" başlığı altında ele alınıyor ve siz de sunumunuza -1 veya 3'üncü sayfasında- ekonomi ve eğitim ilişkisiyle başlıyorsunuz. Bu da gerçekten değerli ve önemli ama bunun yansıması gerçeklikte yok. İşte, bahsedildi, kamusal politikalarla olması gereken, gelir adaletsizliğinin en çok etkilediği, fırsat eşitsizliğinin yaratıldığı, uzun vadeli, gerçekten nitelikli bir insan kaynağını, bunun ekonomiye ve kalkınmaya etkisini yaratacak politikanın, stratejinin şekillendiği temel politikamız, eğitim politikası. Ama geldiğimiz on sekiz yıl neticesinde de gerçekten bu temel perspektifin çok uzağında, bir sorun yumağına dönen, deneme yanılma noktasına geçen, her bakanla, her yöneticiyle farklı bir noktaya evrilen, nicelik sorunlarında kısmen, evet, hep sayısal bir... İşte, en çok bütçe, en çok okul, derslik... Belki sayısal sorunlar da çözüldü. İdeolojik bir bakış açısının yansıdığı noktalar oldu, genel bir stratejisizlik ve politikasızlık oluştu. Liyakat sorunu gerçekten temel sorundu. Sizin çizdiğiniz o tabloyu gerçekleştirecek liyakat sahibi, nitelikli kadrolar yok maalesef, böyle atamaların olmadığını da gördük. Kriz ortamları da oldu zaman zaman ve şu an itibarıyla en temel sorunumuz da gerçekten nitelikli bir insan kaynağı yaratacak, ana sınıfından yükseköğretime gelene kadar, o aralıktaki temel, nitelikli eğitim sorunumuz ortada duruyor. Açıkçası, bu dönemde en çok can yakıcı nokta da eğitim ve istihdam ilişkisi. Bütün konuşmacılar da söyledi; gerçekten, çok ilginç bir şekilde, eğitim düzeyi arttıkça işsizliğin arttığı, her 4 gençten 1'inin işsiz olduğu, üniversite mezunu bir işsizlik ordusuyla karşı karşıyayız. Ne eğitimde ne de istihdamda olması gereken ve hızla artan bir nüfusla karşı karşıyayız. Gerçekten bu temel, ciddi bir sorun. Bu sorunun bizim temel eğitim politikamızı şekillendiren bir nokta olarak ortaya çıkması gerekiyor.
Temel bir nokta var gerçekten, yöneticisiyle, eğitmeniyle nitelikli, liyakatli bir eğitim kadrosuna ihtiyaç var ve gerçekten, modern, çağdaş, bilimsel, evrensel bir müfredata ihtiyacımız var. Ama biz bunların dışında, tamamen farklı bir tartışma noktası içindeyiz eğitimde. Buna çok odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Ekonomik kalkınma ve eğitim noktasında kaybettiğimiz bütün zamanı telafi edecek bir sürece evrilmemiz gerekiyor. Elbette Covid süreci var, EBA'nın yarattığı sorunlar tartışılıyor. Açıkçası, burada siz Bakanlık olarak veriye dayalı bir süreç işlettiniz mi? Ne oluyor? Marttan itibaren, şu noktaya kadar erişimde, EBA'da, motivasyonda... Siz "İzleniyor çocuklar akademik olarak, kişisel olarak." diyorsunuz ama gerçeklikte böyle bir durum yok. Gözlemlerimden söylüyorum, özel öğretim kurumlarına giden çocuklar farklı bir eğitim modeli içindeyken devlet okullarına giden çocuklar tamamen eğitimden kopmuş durumdalar şu an. Ne bir ödev sistemi ne bir motivasyon ne takip var. Bununla ilgili nasıl bir değerlendirme yapıyorsunuz? Özel öğretim kurumlarının sayısı ve öğrencisi hızla artıyor, kontrolsüz bir yapı ortaya çıktı. Türkiye'de gelir dağılımı adaletsizliğinin yansıması doğal olarak da eğitimdeki sonuçlar olarak ortaya çıkıyor, buna dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Özdemir, lütfen, tamamlar mısınız.
Son sözlerinizi alalım.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - YÖK'le ilgili söyleyeceğim çok önemli, değerli şeyler vardı, sürem çok azaldı. YÖK Başkanımız sunuşunda da belirtti ve ben bunların kanuni süreçlerine bizzat şahit oldum. Önemli düzenlemeler oluyor, kaliteyle ilgili, üniversitelerin ihtisaslaşmasıyla ilgili, üniversitelerin temel, kronik sorunlarıyla ilgili önemli adımlar atıldı; bunlar çok değerli. En önemlisi, izleme ve değerlendirme raporları açıklandı ve üniversitelerin fotoğrafı ortaya çıktı. Yani biz artık bazı gerçeklikleri ortaya koymalıyız ve bununla ilgili de yasal düzenlemeler ortaya koymalıyız.