KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli hazırun; önemli bir Bakanlığın bütçesini görüşüyoruz ve ne yazık ki bunu çok sınırlı bir zamanda tartışmak durumundayız. Konuşacak, anlatacak, soracak çok şey var; onu ifade etmek istiyorum ama sınırlı sürede birkaç tanesini ben de dile getirmeye çalışacağım.

Birincisi, Bakanlığın bürokratlarından sadece 1'inin kadın olmasını anlamlandırmak mümkün değil, en azından 1'i buradaydı. 2 olması da çok bir şey değiştirmez Sayın Bakan; genel kadronuz genel olarak erkek. Bu da toplumsal cinsiyet rollerinin Tarım ve Orman Bakanlığında ne kadar kabul gördüğünün, bunu değiştirmek için aslında hiçbir çabanızın olmadığının da göstergesi. Tabii, Bakanlık böyle olunca bunun toplumdaki yansımalarına bakmamız gerekiyor, topluma bu nasıl yansıyor? Şunu söyleyebiliriz: Türkiye'deki Ziraat Odaları Birliğinin verilerine göre, Türkiye'de 2,8 milyon kadın çiftçi var. Bunlar, her gün on altı on yedi saat çalışıyorlar. Çoğu, yüzde 70'i ücretsiz aile işçisi ve bunların yüzde 93'e yakınının kendi adlarıyla bir Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtları yok. Bunun yanında, mevsimlik tarım işçilerini arkadaşım ifade etti; mevsimlik tarım işçilerindeki en önemli sorunlardan biri, bu işçilerin çoğunun kadın ve çocuk olması ve gittikleri yerlerde yaşadıkları zorlukların da çok ağır olması. Bütün bunlara dair hiçbir çözüm önerinizin olmaması, özellikle bu güvence sorununu çözmemiş olmanız hâlihazırda kabul edilemez.

İkincisi, mevsimlik tarım işçileri gerçeğini çözmeniz gerekirken yani herkesin doğduğu yerde doyması gerekirken siz ya da diğer bakanlıklar "Mevsimlik tarım işçilerine hizmet götürüyoruz." adı altında gerçekten bunu meşrulaştıran, bunu normalleştiren bir yaklaşım içerisindesiniz. En son, Millî Eğitim Bakanlığı, tarımda çalışan, tarlada çalışan çocuklara EBA götürdüğünü müjdelemişti yani çocuk işçiliğini yok etmek yerine, mevsimlik tarım işçiliğini ortadan kaldırmak yerine bunu meşrulaştıran, bunu teşvik eden bir yaklaşımın kabul edilebilir olmadığını ifade etmemiz gerekiyor.

Diğer bir konu, Vekili olduğum il Muş; tek bir fabrikası vardı, Muş Şeker Fabrikası. Sayenizde özelleşti ve şu anda Muşlu şeker pancarı üreticileri gerçekten çok zor durumdalar. Bunu şöyle ifade etmek gerekiyor: Sanırım, siz, Muşluların açlıktan ölmesini ya da farklı bir şey düşünüyorsunuz çünkü bir ilin sosyal gerekçelerle kurulmuş tek fabrikasını özelleştirmek aslında o ilde yaşayan halkı, şeker pancarı üreticisini, nakliyecisini ve diğer bütün bunun yan sanayisini cezalandırmak anlamına geliyor ve aslında sizin yaptığınız Muş özelinde tam da böyle. Sadece Muş mu? Aslında bölgenin birçok ili açısından da bunu ifade etmemiz gerekiyor. Elimde TÜİK rakamları var değerli arkadaşlar. Muş'ta 2002 yılındaki canlı hayvan sayısı 1 milyon 757 bin 929, 2019 yılında 1 milyon 409 bin 658. Niye? Çünkü hayvancılık için yeterli teşvik verilmiyor, çünkü hayvancılık desteklenmiyor.

Diğer bir konu: Muş, Ağrı gibi Serhat illerinin birçoğu tarım ve hayvancılıkla geçiniyor ama ne yazık ki Bakanlığımız bu hayvancılığı geliştirecek, burada artı katma değer yaratacak bir et entegre tesisi, süt entegre tesisi de kurmaktan uzak duruyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Son cümlelerinizi alalım lütfen.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.

Bütün bunları anlamakta zorluk çektiğimizi ifade etmemiz gerekiyor.

Son olarak şunu söylemem gerekiyor: Şeker pancarı alım fiyatlarını "336 lira" diye açıkladınız Sayın Bakan. Bütün girdi maliyetlerini göz önünde bulundurduğumuzda, 336 lira nasıl kurtarsın çiftçiyi, şeker pancarı üreticisini?