KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanımız, Bakan Yardımcılarımız, değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız ve basın mensuplarımız; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.

2021 yılı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Sayın Bakanım, tabii ki çalışma alanınız çok geniş, gerçekten de çok büyük bir kesime hitap ediyorsunuz; bir tarafta 28 milyon çalışanımız var, diğer tarafta ailelerimiz var, engellilerimiz var, şehit ailelerimiz var, gazilerimizi var. Çok büyük bir çalışma alanınız var, bu çalışmalarınızda ben başarılar diliyorum. Tabii, AK PARTİ iktidara geldiği günden beri istihdamı artırma yönünde çok büyük gayretler ve çabalar sarf etti. Bunun neticesinde, istihdamımız 28 milyona ulaştı ve diğer taraftan da kayıt dışı istihdamı yüzde 50'lerden yüzde 30'lara çekmiş olması önemli bir süreç.

Diğer taraftan, tabii, bu geçirdiğimiz Covid sürecinin 2 önemli etkisi var: Bir, sağlık yönünden hayatta kalma mücadelesi; diğer taraftan da ekonomimizin sağlıklı bir şekilde yoluna devam etmesi. Bu anlamda da sizler hem çalışanlarımıza hem işverenlerimize çok büyük katkıda bulunarak yaklaşık 38,5 milyar TL'lik çok büyük bir destekte bulundunuz ve neticede de bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmamıza çok büyük katkınız oldu.

Diğer taraftan, tabii, AK PARTİ iktidara geldiğinde engellilerimiz mutlaka o gün de vardı ama bugünkü imkânlara sahip değillerdi. Özellikle 2022 sayılı Kanun'la engellilere verilen ücretler çok düşüktü, onların iyileştirilmesi yanında 2005 yılında çıkarılan kanunla ağır engelli kardeşlerimize evde bakım hizmeti verilmesi gerçekten de takdire şayandı. O dönemlerde ben de hekim olarak çalışıyordum, biz şunu müşahede ettik: Önceden aileler bu tip ağır engelli bireylere sahip olduğu için ne yapacaklarını bilemiyorlardı ve tabii ki çok zor durumdalardı. Şimdi, bu ailelere bakım yardımı verilmesi, aileler için çok büyük bir destek olmuştur ve bu engelli kardeşlerimize de bir nebze olsun hayata tutunma imkânları sağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı şekilde engelli kardeşlerimizin yine özel bakım evlerinde bakılması, bunlara -yanlış hatırlamıyorsam- yaklaşık 3.600 lira gibi bir destek verilmesi de çok önemli.

Diğer taraftan, bu şeylerle ilgili tabii ki muhalefetten bazı tepkiler geliyor, ben bunların büyük bir kısmının bilgi yanlışlığı nedeniyle olduğunu düşünüyorum. Özellikle sosyal yardımların verilmesi konusunda ve engellilere maaş ödenmesi konusunda bazı usulsüzlüklerin olduğu iddia ettiler. Şöyle bir şey: Ekonomik anlamda gelir düzeyi düşük olan ailelere verilen yardım tamamen gelir testine tabi. Burada kişiler eğer resmî gelirlerini beyan etmiyorlarsa veya üzerlerine olan mallarını başkalarına aktarıp ondan sonra devlet, onu sistemde bakıma muhtaç olarak görüyorsa mutlaka bunlara yardım ediyor. Diğer taraftan, bir milletvekilimiz engellilerle ilgili, yaklaşık olarak 442 bin kişiye yersiz ve hak etmediği engelli maaşı verildiğini iddia etti. Bu, son derece yanlış bir şey. Ben şunu belirtmek isterim: Engelli maaşı 2022'ye göre Sosyal Yardımlaşma Vakfından veriliyor ve buradaki yüzde 40'ın üzerinde engelli olan kişiler ile yüzde 70'e kadar olan bir dilime, yüzde 70'ten üstte olan bir dilime veriliyor. Bu, tamamen aylık geliri de fert başına asgari ücretin üçte 1'inden azsa zaten veriliyor. Sosyal yardım gibi bir şey ve yine Sosyal Yardımlaşma Vakfından verilen bir yardım. Neticede, 2019 yılına kadar Sağlık Bakanlığımızın engellilerle ilgili bir kayıt sistemi yoktu. Bir kişiye engelli maaşı bağlayabilmek için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız o kişiyi hem gelir testine tabi tutuyor hem de gidip evde bakıyor ve bu raporu olmadan bunlara herhangi bir maaş bağlanması kesinlikle söz konusu değil. Bu sürede, mesela 2022'den faydalanıp da toplam ödenen para ne derseniz? Aşağı yukarı 6 milyar TL. Yani 6 milyar TL'nin içinden yaklaşık iki yılda nasıl 6,9 milyar TL bir yolsuzluk yapabilirsiniz? Burada ne olabilir? Belki kişi daha önceden raporunu vermiş olabilir, diyelim ki vergi indirimi veya başka bir nedenden dolayı tekrar hastaneye gitmiş olabilir, o yüzde 40 raporu yüzde 39'a, yüzde 38'e düşmüş ve bu, kuruma bildirilmemiş olabilir. Bu gibi nedenlerden dolayı bazen yersiz ödeme yapılmış olabilir. Bu ödeme yapılmış olsa bile zaten bunlar yardıma ihtiyacı olan insanlar. Yani sizin diğer sosyal destek programı dâhilinde yardım ettiğiniz gibi insanlar.

Şimdi, biz bunları kesseydik o zaman da diyeceksiniz ki: "Ya, siz bunları kesiyorsunuz." Geçen gün, aynı şekilde, milletvekilimiz konuşurken gelir testinden dolayı 10 TL geçtiği için bunun maaşı kesildi, bunu da "Niye kestiniz?" diye öbür taraftan iddia ediyorsunuz.

Diğer taraftan, yine, evde bakım hizmeti olarak ağır engellilere verilen hizmetse, Türkiye'de toplam 535 bin kişiye verilmekte. Bu, genel bütçeden verilmektedir. Bunlar da aynı şekilde, raporları olmadan kesinlikle verilmemektedir. Raporları olacak ve gelir düzeyi tespit edilecek, gelir düzeyinde de fert başına ailede asgari ücretin üçte 2'sinin altında olması lazım. Yani dolayısıyla da bunlarda herhangi bir usulsüzlük, yolsuzluk olması mümkün değildir arkadaşlar. Yani biz bu arkadaşların maaşını, gelir testini geçtiğinde, kestiğimiz zaman sorun oluyor, kesmediğimiz zaman da sorun oluyor. Yani ne yapsak bir türlü yaranamıyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siyasi konuşuyorsun.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, siyasi diye bir şey yok arkadaşlar. Yani "Dervişin fikri neyse zikri de odur." derler. Yani dolayısıyla bizim böyle bir şeyimiz yok ve bu konuda siz, tabii, kendinize bakın diye düşünüyorum.

Sayın Bakanım, ben esasen, tabii ki şunu ifade etmek istiyorum: AK PARTİ iktidarlarında gerçekten de iş kazalarının önlenmesi ve bunun minimale indirilmesi yönünde çok büyük adımlar atıldı, siz de bunu devam ettiriyorsunuz, Allah razı olsun diyoruz.

Burada iş sağlığı ve güvenliğinde şöyle bir problem var. Buradaki iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren ortak sağlık birimleri maaşını gidip direkt hizmet verdikleri firmadan almaktadırlar ve dolayısıyla da bunların gerçekten de tam denetim yapabilmeleri, yaptırım uygulayabilmeleri biraz zor görünüyor. Bizim buradaki teklifimiz şudur: Aynı yapı denetimde olduğu gibi bunların diyelim ki şirketlerin parayı merkezî bir yere ödeyip buralardan ücretlerini alsalar, bunlar kendilerini daha özgür ve bağımsız olarak hissedecektir diye düşünüyorum.

Tabii, söylenecek çok söz var. Gerçekten de sosyal devlet olma adına AK PARTİ iktidarlarında yapılanları tarih yazacaktır. En önemli konulardan bir tanesi de şöyle bir şey -belki Garo Paylan Bey bilmeyebilir ama- biz, 2002 öncesi, babası çalışmadığı için SGK'si olmadığından hastaneye alınmayan çocukları, hastaneye alınıp da parasını ödeyemediği için rehin kalan çocukları gördük, bunlara şahit olduk. Bugün elhamdülillah babası çalışsın veya çalışmasın 18 yaşın altındaki çocuklarımızın hepsi sosyal güvenlik çatısı altındadır. Ve diğer taraftan, ekonomik durumu olmayan kardeşlerimizin de primini devlete ödedik, herkes SGK çatısı altındadır. Sayın Bakanımız da ifade etti "Yüzde 99,9." arkadaşlar. Bu pandemi sürecinde Türkiye Cumhuriyeti hem sosyal güvenlik anlamında, sosyal devlet olması açısından hem de sağlık hizmetinin her bir vatandaşa ücretsiz olarak nasıl verildiğini dünyaya gösterdi; biz de buna şahitlik ettik, bununla da gurur duyuyoruz arkadaşlar. Diğer taraftan, tabii ki arkadaşlarımız da ifade etti işte, 2002 öncesi günlük 4 doların altında geliri olan kişi sayısının bugün ne olduğunu sizler de biliyorsunuz, bizler de biliyoruz. Biz, bu ülkeyi daha iyi yere getireceğiz ama biz getireceğiz, biz getireceğiz arkadaşlar diyorum.

Ben, 2021 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sayın Bakanım, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sizlere ve ekibinize çalışmalarından dolayı çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.