KOMİSYON KONUŞMASI

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Aslında söz konusu düzenleme genel gibi gözükmekle birlikte, özelde İstanbul'da, yıllardan beri Türkiye genelinde düşündüğümüz mülkiyet sorununun çözümüne yönelik kangren olan bir ilçenin mülkiyet sorununu çözmektir, Sultanbeyli, asıl maksat budur. Burada da maddenin içeriğinde var zaten, Bakanlar Kurulu kararıyla usul ve esasları belirlenen şekilde kentsel dönüşüm uygulama alanları çerçevesinde hak sahiplerinin rızası doğrultusunda kamulaştırma trampa yoluyla yapıldığı takdirde, buradan KDV ve ÖTV doğmaması esastır. Peki, beş yılı aşmış gayrimenkullerle ilgili KDV doğmaz ama özel şahıslar üzerinde olan mülkler üzerinde, işin içerisinde iki yıl vardır, bir yıl vardır, yeni tüzel kişiler vardır, özel kurumlar vardır, belediyenin mülkü vardır, şahısların vardır; konu biraz karmaşık. Maliye bürokratlarında da birçok mali müşavirde de ihtilaf var, vergi doğar, doğmaz, birilerine doğar, birilerine doğmaz. Bu sefer eşitsizlik oluyor ve hak sahibi, tapu, mülk sahipleri "Bu şekilde vergi doğduğu takdirde ben trampaya razı değilim." diyor. Oysa, bizim asıl çözüm önerimiz mülkiyet sorununu çözmektir. Nedir mülkiyet sorunundaki ana problem? 200 bin nüfusun barındığı Sultanbeyli'deki şu anda mülk sahibi gibi gözükenlerin hiçbirisi tapulu mülk üzerinde değiller, el senetleri üzerinden almış oldukları arazilerde oturuyorlar. Oysa, 1953 yılına kadar 9 bin dönüm arazinin tapusu ta Sultan Vahdettin döneminden kalma 104 malikin üzerine geçiyor, varislerin üzerine geçiyor. Tapu iptal ediliyor. Tapu iptal edildiği için mahkeme otuz dört yıl sürüyor. Otuz dört yıllık süreç içerisinde tapusuz görünen alanı... İşte birileri... "Biz işgalci değiliz, bakın elimizde el senedi vardır." diyorlar. Ben el senediyle tapuyu aldım... Almadı aslında ve kaçak inşaat yaptı, hem mülk kaçak, imar yasalarına aykırı hem de mülkiyet hakkına sahip değiller. O hâlde, bunlara ne yapılması gerekiyor? Ya 4706 Sayılı hazine arazilerinin işgalcilere satışını uygulayan Kanun'un uygulanması lazım ki Hazineye geçmemiş bu alan. Peki, ne olmalı? 9 bin dönümün 3 bin dönümü şu anda mevcut üzerinde hak sahipliği iddia eden vatandaşların üzerinde hissedarlar olarak , hisseli tapu almışlar. 3 bini zaten Sultanbeyli'de; 1.700 dönümlük kısmı belediyenin mülkü üzerinde, geriye kalan aşağı yukarı 5.500 dönüm ise dışarıda olan insanların üzerinde. Bunların bir tanesi, 3 bin dönümlük kısmı bir şirket ve özel şahıslar üzerinde. 2.200 kişinin de -yine dışarıda- hisseli tapuları vardır. Yani bunlar genelde şöyledir: Tapulu mülkün yüzde 35'i bir şahıs ve şirketlerin üzerinde, yüzde 35'i mevcut işgalcilerin üzerinde -yüzde 70- yüzde 17'si, 20'si de belediyenin ve kamunun üzerinde. O hâlde, bunların tümünün Hazine üzerine geçmesi için, bir örnek olarak, Hazine diyor ki: "Ben size Bakanlar Kurulu kararına uygun, dönüşüm alanı ilan edilmiş bölge olması sıfatıyla Sultanbeyli'den şu kadar yer alırım, falan yerden, Sultanbeyli'de yerim yok Hazinenin yeri yok, İstanbul'un başka bir yerinde..." Bir örnek, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verilen yetki çerçevesinde, SPK tarafından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının imar şartlarına göre hazırlanan belgeler çerçevesinde 1.273 dönüm Sultanbeyli'deki arazi karşılığı Yenibosna'da ve Çekmece'de 2 dönüm ve 74 dönüm olmak üzere 76 dönümünü veriyor bu şahsa ve bu şirkete, karşılığında 1.273 dönüm alıyor. Yani 76 dönümü devlet yahut Hazine şahıslara devredecek, karşılığında 1.273 dönüm alacak. Bu trampadan dolayı ÖTV...

VAHAP SEÇER (Mersin) - Yüzde 35'lik kısmı için mi?

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) - Tabii, yüzde 35'lik kısmı için yani yüzde 35'inde problem yok.

VAHAP SEÇER (Mersin) - İşgalcilerin ve kamuya ait arazilerin...

NUSRET BAYRAKTAR (Rize) - Bakın, bir dakika, bu birinci fasıl, daha bitmedi. Ona geleceğim şimdi.

Önce, Sultanbeyli'deki arazilerin tapusuna sahip olacağım, mülk sahibi olacağım ki ya direkt Hazine marifetiyle vatandaşa veyahut belediye marifetiyle vatandaşa, 2/B'de olduğu gibi satacağız ki mülk sahibi olsunlar. Ondan sonra dönüşüm uygulanacak. Burada mülkiyet sorununu çözmeden bir uygulama yapacak olursanız 18'i uygulayacaksınız, kamulaştırma yapacaksınız, itirazlar olacak, emsallere baktığınız zaman, Karayollarının bölgede yapmış olduğu istimlak değerlerine baktığınız zaman bu bedelin en az 10 katı fazla bedel ödemek zorunda kalacak Maliye. Böyle bir bedeli ödemeden ve kangren olan sorunu çözmek adına Hazine diyor ki...

Bakın, bütün bunlara rağmen, Sultanbeyli de uzak mesafeli koruma alanıdır, bir. İmar açısından kısıtlı imar vardır. 1'dir emsal ama biz 0,53 alırız, en düşük emsal, en düşük fiyattan alırım, karşı taraftan en yüksek emsal, en yüksek bedelden öderim, kabul edersen ederim. Vatandaş diyor ki: "Ben bunu kabul ediyorum, bir şartla: ÖTV ve KDV doğar, doğmaz, benim yeni aldıklarım var, eski aldıklarım var, şirket adına olanlar var, şahıs adına olanlar var. Birine vergi çıkıyor, birine vergi çıkmıyorsa burada dengesizlik oluyor." O zaman, bu sorun çözülmüyor. Onun için, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığında ve Maliye Bakanlığında yapılan çalışmalar sonucu, vergi çıkar mı, çıkmaz mı tartışmaları sonucu böyle bir madde çıkarılırsa, bu kamunun menfaatidir, zararı değil; artı, vatandaşın yıllarca beklemiş olduğu, 200 bin insanın mülkiyet sorununun çözümüne katkıdır. O hâlde, bu kanunu çıkaralım, karşılığında da demin söylediğimiz gibi, Bakanlar Kurulu tarafından usul ve esasları belirlenen, sınırları çizilen, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Başbakanlığın onayı doğrultusunda şuranın karşılığında şurayı veriyorum ve buradan ÖTV ve KDV doğmaz. Konu budur. Ondan sonra ne yapacak? Maliye Bakanlığı belediyeye diyecek ki: "Ya benim adıma ya devrediyorum kendi adına bu arazileri 4706'ya göre mi satarsın, emlak rayiç bedeli üzerinden mi satarsın, günlük rayiç bedel üzerinden mi satarsın, taksitli mi satarsın." Onun usul ve esasları da yine Maliye Bakanlığı ile belediye arasında geliştirilecek olay, hâlâ iş bitmemiş oluyor. Bundan sonra, belediye de mülk sahiplerine satışını yapacak, karşılığını, değerini Maliye Bakanlığının tespit ettiği oranlar doğrultusunda Hazineye verecek, geri kalan kısmı -yüzde 10 mu yüzde 20 mi- belediyeye kalarak uygulama yapmaya başlayacak. Olayın özü budur. Detaylarına girilmesi gerekiyorsa detayla ilgili bilgiler de elimizde var.

Şimdilik, teşekkür ediyorum.