KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakanlık temsilcileri ve sayın milletvekilleri; bugün çok önemli bir bütçe kalemini burada tartışıyoruz fakat "Bunu gerçekten de hakkıyla tartışabilmenin imkânları yaratılıyor mu? Burada katılımcı anlamda bir bütçe tartışması gerçekleşiyor mu?" diye sorduğumuzda, hayır, böyle bir şey mümkün değil. Dört dakikada ne anlatabilirim diye düşünüyorum.

Öncelikle, bu Bakanlık bir torba bakanlık. Çalışma yaşamı bu Bakanlık içerisinde zerre kadar değere sahip değil. "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" deniliyor; her şeyi aile üzerine kuran ve sosyal yardımlar üzerine kuran ve devletin oluşturduğu bu bütçeyi kendi kasası gibi gören bir iktidar anlayışıyla biz burada karşı karşıyayız. Bu bütçe şeffaf bir şekilde yönetilmiyor, hesap verilebilir bir şekilde yönetilmiyor. Sayıştay raporlarında dahi bunu bizler görebiliyoruz. Bunlara dair herhangi bir hukuki süreç de işlemediği gibi, cezasızlık politikası işlediği gibi... Yani buradaki yolsuzluklar ve hukuksuzluklar, tespit edilenlerin hesabı verilmediği gibi, aynı zamanda milletvekillerinin Bakanlığa sorduğu soruların da ne yazık ki cevabı gelmiyor.

Sayın Bakan, 20'ye yakın önerge verdim ama 3 tanesine cevap verildi, onlar da cevap değil; onlar da sadece işte kitaplarda, yönergelerde yazan şeyleri yazıp göndermişsiniz.

Millete karşı sorumlusunuz, halka karşı hesap vermekle yükümlüsünüz. Evet, sizi halk seçmedi fakat sonuçta Hükûmettesiniz. Halka karşı, işçilere, emekçilere, kadınlara, göçmenlere, engellilere, toplumda dışlananlara karşı, herkese karşı hesap vermelisiniz; hesap vermiyorsunuz.

Pandemi süreci yaşıyoruz. Pandemiye karşı Bakanlığınız, başta emekçiler, kadınlar ve dışlanan kesimler olmak üzere hiç kimseyi korumadınız. Çalışma yaşamında kısa çalışma ödeneğini sanki pandemiye karşı bir önlem alıyormuşsunuz gibi ifade ettiniz ve uyguladınız fakat Sayın Bakan, kısa çalışma ödeneği zaten işçinin kumbarasıdır. Devlet bütçesinden işçiye hiçbir şey gitmedi ve işçinin kumbarası da her gün boşalıyor.

İşsizlik Fonu'nu kamu bankalarına peşkeş çektiniz, yetmedi, İşsizlik Fonu'nu her gün sermayeye peşkeş çekiyorsunuz; üstelik sermayeden vergi indirimi üstüne vergi indirimi yapıyorsunuz; üstelik, bu yaptığınız ne işsizliği azaltıyor ne de çalışma yaşamında en ufak bir düzenleme getiriyor. Buna rağmen İşsizlik Fonu'nu da boşaltıyorsunuz. Yarın işçiler bu güvencesini de bulamayacaklar.

Bence sizin yapmanız gereken, bu bütçedeki kaynakların önemli bir kısmını pandemi süreciyle ilgili olarak işçilere sağlamaktır, işçilere aktarmaktır. İşçilerin kumbaralarını boşaltmamalısınız diye düşünüyorum.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen tamamlayınız, son otuz saniyeniz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Aslında, gerçekten sözlerime başlamadım bile.

Türkiye'de kapitalizm ile "patriarchy" kıskacında hem kadınlar hem işçiler, emekçiler hem yoksullar büyük bir mengene içerisinde sıkışmış durumdalar; hiçbir çözüm bulamıyorlar. İşverenlerden yana, işverenlerin çıkarları için her şeyi, bütün bütçeyi seferber eden bir iktidar var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kadın işsizliği, emeklilerin yaşamı ne yazık ki sürüyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, teşekkür ediyorum efendim.

Sayın Demirtaş, buyurun.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşçiler, emekçiler işsizlik kıskacında yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen...

Teşekkür ediyorum.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İşsizler intihar ediyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşınızın süresi geçiyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen...

Sayın Pekgözegü...

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Can veren insanlara karşı siz, bu halka askıda ekmeği gösteriyorsunuz.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Ama lütfen riayet edelim Serpil Hanım.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Başkan, iki dakika daha verseniz bakın böyle olmazdı.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen ya, aldığımız bir karar var. Yani o zaman ben sizden 10 kişiye söz vereceğim. Ne yapacağım? Diğer arkadaşların hakkını nasıl şey yapacağım?

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yirmi dakika yapalım, ne olacak?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İstismar ediyor.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, Serpil Hanım lütfen: İstismar etmeyin lütfen.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - İstismar eden sizsiniz, ben değilim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Başkan, biz Çalışma Komisyonunun üyeleriyiz.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sizi nezakete de davet ediyorum.