| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Devlet Personel Başkanlığı d)Sosyal Güvenlik Kurumu e)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2020 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan, ben son konuşmacıyım, siz hazırlık yapıyorsunuz konuşmanıza da biliyorum ama Sayın Başkan size süre verecektir herhâlde bununla ilgili, hazırlık yapmaktan ziyade dinlerseniz sevinirim.
Sayın Bakan, çok önemli bir Bakanlığın başındasınız, gerçekten, burayı "torba bakanlık" diye tanımlıyoruz, böyle bir Bakanlığın başında mücadele veriyorsunuz ama Bakanlığınızın adı Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ama bence Bakanlığınızın adına bir de "adalet" eklemek lazım. Çünkü bir çeşit adalet bakanlığısınız ama kapitalist toplumlarda özellikle vahşi kapitalizmin uygulandığı ülkelerde ekonomik alanda, sosyal alanda dezavantajlı gruplara adalet sağlayacak bir bakanlığa ihtiyaç var. Bence Bakanlığınızın adına bir de "adalet" eklerseniz belki biraz adalet, Bakanlığınıza uğrar.
Sayın Bakan "dezavantajlı gruplar" dedik; işsizler, emekliler, işçiler, engelliler, kadınlar konusunda dezavantajları gidermekle yükümlüsünüz ama Sayın Bakan, bütçeniz adaletsiz bir bütçe. Ben bir erkek olarak bu Bakanlığın bütçesinden utanç duyuyorum yani toplam bütçeden utanç duyuyorum Sayın Bakan.
Bakın, toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayan bir bütçeden bahsediyoruz. Toplumun yüzde 50'sini kadınlar oluşturuyor, şu bütçeye baktığımızda kadınların adı yok, toplumsal cinsiyet eşitliğinin adı yok. Bir kadın Bakanımız var ama kadınların hakkını maalesef savunamayan bir Bakanımız var. Bir erkek bütçeyle karşı karşıyayız Sayın Bakan. Sizin bütçenizde de bunu dengeleyecek bir bütçeleme söz konusu değil.
Sayın Bakan, bu istişareleri lütfen sonra yapın.
Bakın, Sayın Başkan, sizden de rica ediyorum...
Sayın Bakan, aynı zamanda Çalışma Bakanısınız, Çalışma Bakanı olarak emeğin yanında olmak için o Bakanlar Kurulunda varsınız. Yani diyelim ki Maliye Bakanı, ekonomiden sorumlu bakan veya Cumhurbaşkanı patronlardan yana bir yasa çıkarmaya kalktığında ayağa kalkıp "Hayır, bunu yapamazsınız." demekle yükümlü olan Bakansınız. Mesela, kıdem tazminatına dokunulmaya kalkıldığında "Hayır, bu işçinin en temel güvencesidir, bunu yapamazsınız Sayın Cumhurbaşkanı." demelisiniz, demeliydiniz ama tam tersine, bakıyoruz açıklamalarınıza: Esnek çalışmayı savunuyorsunuz, kıdem tazminatının gasbedilmesini savunuyorsunuz, İşsizlik Sigortası Fonu'nun patronlar yararına kullanılmasını savunuyorsunuz.
Sayın Bakan, bakın, bu politikalar yıllardır uygulanıyor, aymazca uygulanıyor. Eğer bu politikalar işe yarasaydı, hani sizin "Yüzde 1'i iyi hissettireyim, bütün kaynakları patronlara vereyim, bu çerçevede toplum huzur ve refah bulur." dediğiniz politikalar işleseydi şu tabloyla karşı karşıya kalmazdık.
Bakın, 62-63 milyon çalışma çağında nüfusumuz var. Ya çalışan insan sayımız 27 milyon Sayın Bakan, 27 milyon kişi çalışıyor. Aynı nüfusa sahip olduğumuz Almanya'da 45 milyon insan çalışıyor. Bu politikaları yıllardır uyguluyorsunuz, İşsizlik Sigortası Fonu'nu patronlara peşkeş çekiyorsunuz. "Sigorta primi benden, işçinin vergisi benden, işçinin maaşı bile benden." dediniz, bakın, dört yıl önce 30 milyon olan istihdam düştü 27 milyona Sayın Bakan. Eğer bu politikalar işe yarasaydı arkadaşlar, hani diyelim ki biz hatalıyız, patronlara destek verince istihdam artıyor olsaydı bu istihdamın 30 milyondan 37 milyona çıkması lazımdı, düşmüş 27 milyona. Yani arkadaşlar, 83 milyonluk bir ülkede 62 milyon nüfus çalışma çağında, 27 milyon insanımız çalışıyor ya. Bu çalışanlar da arkadaşlar, sefalet ücretlerine talim ediyor ya. Asgari ücret 2.320 lira yani 225 euro bugün arkadaşlar, 225 euro ya. Yani siz işçilerimizi, çalışanlarımızı da 2.500 liralık açlık sınırının altında bir ücrete talim ettiriyorsunuz ve bununla ilgili bir açıklama yapmıyorsunuz, bununla ilgili Bakanlar Kurulunda işçinin hakkını savunmuyorsunuz. Bu maaşları iyileştirmek için bir düzenleme yapmıyorsunuz Sayın Bakan. Şu istihdam sayılarına baktığımızda Türkiye nüfusunun yüzde 43'ü çalışıyor ya, yüzde 43'ü çalışıyor, yüzde 57 sefalet içinde. Böyle bir şey olabilir mi? Bu rakamlarla ilgili bir öz eleştiri vermediniz, bu rakamları nasıl düzelteceğinize dair hiçbir şey söylemediniz.
Bakın, pandemi dönemi bir testti Sayın Bakan, bütün ülkeler için bir testti, Türkiye için de bir testti. Demokratik ülkeler, kamu kaynağını tüketmemiş ülkeler ne dediler? "Ey vatandaşım, evde otur, bütün temel ihtiyaçların benim güvencemde. Evde otur, maaşının yüzde 80'ini, yüzde 90'ını sana sağlayacağım." dediler, "Elektriğin, suyun, doğal gazın, internetin benim güvencemde." dediler ve vatandaşlarını aç, açıkta koymadılar. Siz ne yaptınız? 27 milyon çalışan vardı, bunun zaten 9 milyonu kayıt dışı, 9 milyona beş kuruş yok. Eve gittiler beş kuruş yok, tencereyi kaynatacak beş kuruş ceplerine koymadınız.
Başka ne yaptınız? Geriye kalan resmî çalışanlarda da dediniz ki patronlara: Patronlar zorda, tamam "Ben kısa çalışma ödeneğini çıkarıyorum." 1.750 lira, çoğunun eline o rakam da geçmedi, 1.750 lira geçen insan sayısı son derece az. "Kısa çalışma ödeneğini çıkarabilirsin." dediniz patronlara ve bu çerçevede İşsizlik Fonu'ndan da işçiye ödeyeceğiniz paraları bu çerçevede İşsizlik Sigortası Fonu'ndan ödediniz Sayın Bakan. Başka ne yaptınız? Ücretsiz izin uygulaması getirdiniz. 1.160 lira arkadaşlar ya, 4 kişi bir yemeğe gidiyorsunuz 1.160 lira veriyorsunuz, 5 kişi yemeğe gidiyorsunuz bu rakamlar karşınıza çıkabiliyor ve siz 1.160 lirayı yani bir öğünde harcadığınız parayı bir işçiye reva gördünüz. Bakın, bir günde 39 lira, bir öğünde 13 lira arkadaşlarım. Sayın Cumhurbaşkanının çay simit hesabı vardı, ne oldu çay simit hesabı ya? 1 çay, 1 simit; 4 lira. Arkadaşlar, bir öğünde 1 çay, 1 simit yok; bir günde 1 çay, 1 simidi vatandaşımıza reva gördünüz. Böyle bir vicdansızlıkla karşı karşıya kaldık.
Sayın Bakan, bakın, pandemi döneminde dedik ki: "Bütçe tercihleri değişsin. Bu bütçe yandaşların bütçesidir, bu bütçe sarayın bütçesidir." Hâlâ Mercedes'e biniyorsunuz Sayın Bakan, hâlâ Sayın Cumhurbaşkanının 14 tane uçan sarayı var, hâlâ yazlık saray inşaatları devam ediyor. "Bu inşaatlar dursun, uçan saraylar satılsın. Şatafat bitsin, bütçe kaynakları halkın yararına harcansın." dedik. Geçmediğimiz köprülerin, geçmediğimiz otoyolların parasını bütçeden ödüyorsunuz. "Bu harcamaları durduralım, pandemide halkın temel ihtiyaçlarını güvence altına alalım." dedik, oralı olmadınız. Ne yaptınız? Vatandaşlarımızı sefalete mahkûm ettiniz.
Arkadaşlar, pandemide ikinci dalga geldi. Bakmayın siz 2 bin dediklerine, en az her gün 40 bin vaka var bu ülkede ve göreceksiniz Avrupa kapanıyor, Türkiye de yakın zamanda karantina tedbirlerini uygulamak zorunda kalacak. Ne yapacaksınız Sayın Bakan? Bütçenizde ikinci dalgayla ilgili beş kuruş var mı? Yok. İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarını tüketmek üzeresiniz, ne yapacaksınız? Bütçenizde "İkinci dalgada halkımı güvence altına alıyorum." diyebileceğiniz beş kuruş yok. İlk dalgada da bütçeden yalnızca 6 milyar lira harcadınız, 6 milyar. Koskoca Türkiye 6 milyon vatandaşına yalnızca tek seferliğine biner lira verdi bu bütçeden, hak mıdır ya, reva mıdır? Amerika 3 trilyon dolarlık bütçe açığı verdi, ne üzerine verdi? Kendi kurumlarına güven üzerine verdi. Avrupa trilyonlarca dolar bastı. Biz niye bunu yapamıyoruz arkadaşlar? Bir, yapamıyoruz; iki, güven sağlayamadığımız için enflasyon, döviz kuru, faiz sarmalına giriyoruz arkadaşlar. Bu anlamda bütçede ikinci dalgayla ilgili mutlaka tedbirleri devreye koymamız lazım. Lütfen bununla ilgili cevap verin Sayın Bakan: Pandemide, ikinci dalga olduğunda, karantina olduğunda yine vatandaşlarımızı, kayıt dışı olanlar beş kuruş para vermeden evde mi oturtacaksınız? Kayıtlı işçileri 1.160 liraya, sefalet ücretine daha ne kadar talim ettireceksiniz? Kısa çalışma ödeneği 1.750 lira, o da çok az kişinin alabildiği bu rakamlara talim mi ettireceksiniz Sayın Bakan?
Ya, Sosyal Politikalar Bakanlığısınız değil mi, ne yapıyorsunuz Sayın Bakan? Kaç kişinin elektriğini karşılıyorsunuz? Son derece sınırlı sayıda vatandaşımızın elektriğini karşılıyorsunuz. Bakın, "Bütçe tercihlerini değiştirelim." dedik, "Elektriği, suyu, doğal gazı, interneti ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz yapalım." dedik Sayın Bakan, yapabiliriz bunu ama nasıl yapabiliriz biliyor musunuz? O yandaşlara akan rakamları durduracaksınız.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan, itham ediyorsunuz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hani, o milyarlarca euro yandaşa aktarılıyor ya, Londra mahkemelerine gidecekler, bakın kesin, Londra mahkemelerine gitsinler, biz de vatandaşın hakkını orada savunalım. O rakamları kesin, elektriği, suyu, doğal gazı, interneti pandemide, ikinci dalgada ücretsiz yapalım lütfen.
Sayın Bakan, en düşük emekli maaşı kaç para?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Başkanım "Yandaşa para aktarıyorsunuz." diyor.
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - En düşük emekli maaşını ne yapacağız Sayın Bakan? Kaç para en düşük emekli maaşı? 1.500 lira olduğunu iddia ediyorsunuz ama hâlâ bu rakamın altında maaş alan pek çok vatandaşımız var. Gelin en düşük...
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Sayın Paylan, sorularımızı soralım ama ithamda bulunmayalım lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İtham yok Sayın Başkan, eleştiri var.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Buyurun.
Lütfen ithamda bulunmayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - En düşük emekli maaşını 2.500 lira yapalım.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nereden para aktarılıyor? Kesin bilgi mi, böyle bir şey olabilir mi?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Olabilir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yok öyle bir şey, söylediğiniz yalan.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Asgari ücret 2.320 lira.
Sayın Bakan. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanacak, oyunuzu kimden yana kullanacaksınız?
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Sayın Paylan, lütfen toparlayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yoksulluk sınırı 8 bin lira olan bir ülkede 2 kişi çalışsa, 4 bin lira elde etse, ikiyle çarpsanız ancak yoksulluğu aşabiliyor. Siz 2.320 lirayı 2.500, 2.600 lira yapsanız, 2 kişi çalışsa bile yoksulluğun sınırından geçemiyor, tek kişi çalışsa tenceresini kaynatamıyor.
Sayın Bakan, asgari ücreti mutlaka radikal bir şekilde yükseltmeliyiz. Biz, net olarak, vergiden muaf olarak 4 bin TL olmasını öneriyoruz.
Engellilerin kamuda istihdamıyla ilgili, Sayın Bakan, neden bir inisiyatif almıyorsunuz? Bakın, engellilerin bugün adı da duyulmadı.
Sayın Bakan, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili diyeceğiz ki "Bunu yapın." Ne diyeceksiniz arkadaşlar? "Kaynak yok." Biz diyoruz ki: "Kaynak var Sayın Bakan, kaynak var." Ya, S-400 füzesini depoda tutuyorsunuz, değil mi? Arkadaşlar, kurulamayacak o S-400 füzesi.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Necdet Bey, niçin müdahale etmiyorsunuz?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yalnızca o S-400 füzesini iade etsek Ruslara, bütün emeklilikte yaşa takılanları emekli edebiliyoruz Sayın Bakan.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Necdet Bey...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İşte böyle inisiyatifler almalısınız, bunu savunmalısınız. Sayın Cumhurbaşkanı, bütçe tercihleri...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Necdet Bey, arkadaşınızı uyarınız.
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Uğur Bey, ne oluyor ya?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Olur mu böyle Necdet Bey, dönüp bir "Sus." dediniz mi?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, ben bir Komisyon üyesiyim. Ben size hiç böyle bir şey yapmadım.
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Sayın Paylan, lütfen tamamlayalım.
Sayın Aydemir, Sayın Paylan; lütfen...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade edin lütfen, iki dakikada toparlayacağım. Lütfen, müsaade edin. Ben döndüm, fark ettiğim zaman müdahale ettim, lütfen.
BAŞKAN
LÜTFİ ELVAN - Sayın Paylan, lütfen tamamlayalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.
Sayın Bakan, bakın, Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor? Vatandaşlarından sabır istiyor yani bin odalı sarayda oturan, gecekonduda oturan tenceresini kaynatamayan vatandaşımızdan sabır istiyor.
Sayın Bakan, sabır taşı çatlamak üzere. Sosyal politikaları çok daha etkin bir şekilde kullanmalıyız. Toplum yararına program AKP yararına programa dönüşmüştür, bundan vazgeçmelisiniz.
Sayın Bakan, emeklilikte yaşa takılanlar yararına ve kadınların yararına bütçe tercihlerinin değişmesi için önergeler vereceğiz. Bu önergelerimize destek vermenizi bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen son sözlerinizi alalım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün arkadaşlarımızın destek vermesini bekliyoruz.
Sayın Bakan, Anayasa'mıza göre sosyal bir devletiz ama sosyal devlet olmanın sınırından geçemiyoruz. Şurada çalışan arkadaşlarımız 2.300 liraya çalışıyorlar, 4/D'li arkadaşlarımız, utanç duyuyorum. Bu eşit işe eşit ücret konusunda adımlar atamadık. Bu konuda mutlaka adımlar atmalıyız.
Sayın Başkan, bir haftada altmış saat burada çalışıyorlar işçilerimiz. Bu anlamda da 2.300 liraya çalışıyorlar arkadaşlar. Bu, bu Meclisin utancıdır, Türkiye'nin utancıdır. Bizler 25 bin lira maaş alırken 2.300 liraya insanımızı çalıştırmak bizler için utançtır. Bütçe tercihleri değişmelidir, vatandaşlarımızın lehine değişmelidir. Vatandaşlarımıza ekonomik adalet ve güvence sağlamak için değişmelidir.
Hepinize saygılar sunarım.