| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Adalet Bakanlığı b) Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu c) Türkiye Adalet Akademisi ç) Anayasa Mahkemesi d) Yargıtay e) Danıştay f) Hakimler ve Savcılar Kurulu g) Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ğ) Kişisel Verileri Koruma Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .11.2020 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri ve kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, sabahtan beri aslında birçok arkadaşımız hukuktaki, yargıdaki birçok soruna değindi; tabiri caizse aslında söylenecek başka da söz kalmadı, söylenebilecek tüm sözler söylendi ama yine de kısaca birkaç konuya ben de değinmek istiyorum.
Dün 13 arkadaşımız gözaltına alındı Şırnak'ta yani siyasi soykırım operasyonları devam ediyor. Dün 13 arkadaşımız, yerine kayyum atanan belediye eş başkanımız, Cizre İlçe Eş Başkanımız, il genel meclisi üyelerimiz ve yine partili arkadaşlarımız siyasi soykırım operasyonları sonrası gözaltına alındılar. Bugün de yine bir siyasi soykırım operasyonu kararıyla uyandık. 5 il genel meclis üyemiz yine, haklarında hiçbir soruşturma açılmadığı hâlde, idari bir kararla görevden uzaklaştırıldı. Yani AKP'nin, bizleri, HDP'yi seçimle yenemediği yerlerde maalesef ki yargıyı sopa olarak kullanarak ya da idareyi, kamu gücünü, kamunun bütün olanaklarını sopa olarak kullanarak hukuku katlettiği bir durumla yine karşı karşıyayız. Bu durumu şiddetle kınıyoruz. Buna karşı gereken cevabı gerek biz gerekse de halkımız verecektir.
Sayın Başkan, aslında, Sayın Bakana avukat gasplarına ilişkin de birkaç soru sormak istiyordum ama süremiz kısıtlı.
Yine, şu fotoğrafı Sayın Bakana göstermek istiyorum: Buradaki fotoğraf, 2017 yılında Silopi'de polis panzerinin evlerine girerek yataklarında öldürdüğü Muhammed ve Furkan kardeşlerin fotoğrafları. Bu olayı birçoğunuz biliyorsunuzdur ve o dönem Bakan Bey de geldi, İçişleri Bakanı da geldi, vali de geldi, birçok kişi aileyle görüştü ve söz verdiler, "Bu dosyada, hakkaniyetin sağlanabilmesinin biz de takipçisi olacağız." dediler ama size söyleyeyim mi bu dosyada ne çıktı? Sürücü belgesi olmamasına rağmen 16 tonluk panzeri kullanıp yatağında iki çocuğun, 6 ve 7 yaşındaki Muhammed ve Furkan kardeşlerin ölümüne sebep olan polis memurları hakkında verilen karar şu: İki yıl bir ay ceza verildi, 19 bin TL para cezasına çevrildi ve HAGB kapsamına alındı ve birkaç gün önce de istinaf bunu onadı. Yani 2 çocuğun canının bedeli 19 bin lira. Bunun neresinde adalet var? Bu çocukların ailesine ne diyebiliriz? Ve buna ilişkin de şu ana kadar, söz verenlerden hiçbir ses seda yok.
Yine, bununla birlikte, aslında uzun uzun değinmek istiyordum. Sayın Bakan, Türkiye'de yaşadığımız durum, 1941 yılında Ernst Fraenkel'in diktatörlük kuramına ilişkin bir ikili devlet kuramı vardır, birçoğunuz belki bilir. Bir norm devleti vardır, bir de tedbir devleti vardır. Yani şu an yaşadığımız durum tam da bu. Tedbir devleti nedir? Tedbir devleti hukuki öngörülebilirliğin temelini oluşturan, genel normlara tabi olmaksızın siyasi karar ve durumun icapları uyarınca hareket ederken norm devleti ise yürürlükteki kanunlar ve mahkemelerin tesis ettiği hükümler uyarınca işler. Şimdi "Bunu bize niye anlatıyorsunuz?" diyebilirsiniz ama -sürem olmadığı için uzunca değinemeyeceğim- Selahattin Demirtaş'ın yargılandığı ana dava dosyasındaki duruşma tutanaklarının birçok kısmı elimde. İddiaların nasıl gerçek dışı olduğu, bu üretilen gizli tanığın, daha sonra, aslında öyle bir gizli tanık olmadığı ya da "örgüt üyesi" diye Selahattin Demirtaş'ın görüştüğü iddia edilen kişilerin parti yöneticisi oldukları tüm bu dosyaya yansımasına rağmen, maalesef ki bu bahsettiğimiz siyasi soykırım operasyonlarının devamıyla birlikte, bugün bize karşı uygulanan düşman hukukudur. Bunun, bu ülkenin demokrasisine, adaletine, yargısına hiçbir faydası olmayacaktır. Sizleri bu durumu gözden geçirerek, bu ülkenin daha refah ve huzur içerisinde bir gelecek tasavvur edebilmesi için uygun şekilde adalete bağlı kalmaya sizleri davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.