KOMİSYON KONUŞMASI

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Teşekkür ederim.

Cumhuriyetimiz kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün 82'nci ölüm yıl dönümünü minnetle, saygıyla anıyorum.

Sayın Başkan, değerli üyeler; bize düşen, cumhuriyetimizi yaşatmak, demokrasiyle taçlandırmaktır. Demokratik toplumlarda yasama, yürütme ve yargı birbirinden bağımsız ve özerk olmalıdır. Ülkemizde ne yazık ki erkler ayrılığı sağlanamadığı gibi, yargıda da tam bir bağımsızlıktan söz edilememektedir. Hukukun üstünlüğü herkesi ilgilendiren hayati bir değere sahiptir. Adalete olan güvensizlik Türkiye'yi yatırım yapılamayan güvensiz bir ülke hâline getirmiş, bunun yansıması da ekonomiyi olumsuz etkilemiştir.

Türkiye, ciddi hukuk sorunlarıyla boğuşuyor ve bu durum uluslararası endekslere de yansıyor. 2020 yılı Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde Türkiye 128 ülke içinde 107'nci sırada yer almıştır. Bu utanç tablosuna sebebiyet veren etken bağımsızlık ve zihniyet sorunudur. Yargının bağımsız ve özgür bir şekilde çalışabileceği bir hukuk sistemi kurulmadığıdır. Yargı bu şekilde yapılandırılmadığı sürece hak ihlalleri daha da artacak ve yargıya güven daha da azalacaktır.

Değerli üyeler, AKP tarafından yıllar içinde tüketilen adil yargılama hakkını anlamlı kılan bağımsız ve tarafsız yargı, bağımlı ve taraflı hâle getirilmiştir. "Adalet"in sadece bir kadın adı olarak kaldığı ülkemde, vatandaşın elinde kalan tek sığınağı olan savunma hakkını temsil eden avukatları da itibarsızlaştırmak gayesindesiniz. Sınırsız hukuk fakültesi açılması, stajyerlerin ücretli çalışması, CMK ücretlerinin asgari ücrete çıkarılması gibi onca sorun çözüm beklerken, avukatlık mesleğinde kaos gittikçe artıyor, ülkenin hukuk devleti olabilirliği konusunda fiilî ve fikrî sorunlar avukatların dünyasını doğrudan etkiliyor. Barolar siyasileştirilmek istenerek çoklu baro sistemi hukuk sistemimize dayatılmıştır. Hak aramaya darbe yaptınız, tüm baro başkanları ve avukatların seslerine kulaklarınızı tıkadınız. Çoklu baro yasası geçerse ne olacaktı? Kamu görevi yapma niteliği bozulacaktı, meslek etiği zayıflayacak, avukat eğitimleri kalitesizleşecek, savunma hakkı siyasi iktidarın arkabahçesi olacak, kadın ve çocuklar korunamayacaktı. Söyledik ama dinlemediniz, dinlemiyorsunuz. İtirazımız var Sayın Bakan. Uygulamalarınızda kişilere yersiz biçimde şüpheli sıfatı verilmesinin, soruşturma işlemlerine muhatap edilmesinin önü açılarak adil yargılama kapsamında yer alan masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı hükûmetleriniz sayesinde daha güvencesiz bir korumaya kavuşmuştur.

Adalet niyet okumaya dönüştürülmüş, düzenlemelerinizle, suç ortada yokken cezadan suça giden, cezaya uygun suç yaratan ters bir sistem oluşmuştur. Suçun şahsiliği prensibi de ortadan kaldırılmış, niyet okuma yöntemiyle suçlu ilan edilen kişilerin aileleri de cezalandırılır olmuştur. Yargı ne zaman niyet okuma yöntemiyle ceza vermekten vazgeçecektir. Sanık hakkında suçlu olduğu ispatlanıncaya kadar masumiyeti korunacak mıdır? Kadınları koruyan düzenlemeleri hedef alacağınıza, kadınlara koruyacak önlemlerin uygulanması için irade koyabilseniz keşke. Keşke her yıl 450'nin üzerinde kadın öldürülmese de Cinsiyet Eşitliği Raporu'nda Türkiye 153 ülkeden 130'uncu sırada yer almasa.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Şahin, lütfen tamamlar mısınız.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Yasaların keyfekeder ve taraflı uygulanması sonucu vatandaşların yüzde 54'ünün mahkemelere güvenmediğini söylemesi utancını nasıl açıklıyorsunuz Sayın Bakan?

Herkes için kesin ve bağlayıcı olan üst mahkemenin verdiği Enis Berberoğlu kararına alt mahkeme "Uymayacağım." diyorsa bu, yetkinin kötüye kullanılması değil midir?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Şahin, lütfen tamamlar mısınız?

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Halkın referandumda oyladığı Anayasa'yı, millet iradesini tanımamak değil midir Sayın Bakan? Bunun adı hukuka darbe değil midir? Bağlayıcı Anayasa Mahkemesi kararına hangi güç, hangi yetkiyle müdahale ediyor da yerel mahkeme karara uymuyor?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Lütfen, son cümlem.

Herkesten daha çok sorumluluğu olan bu hukuk darbesine siz nasıl sessiz kalabiliyorsunuz? Bir ülkede adalet yoksa devlet de yoktur. Adalet duygusunu, bağımsız yargıyı öldürerek devleti öldürmeyiniz. Sizleri hukukun üstünlüğü konusunda mücadele ve samimiyete davet ediyorum. Bütçeniz adaletsizlik algısını değiştirecek mi? Tarih bu süreci yazacaktır.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Şahin, "Bitireceğim." diyorsunuz ama devam ediyorsunuz.

SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Kimseye zulmetmeyiniz, zulmedenlere müsaade etmeyiniz, sessiz kalmayınız Sayın Bakan, hukuksuzluk...