TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakanım, çok kıymetli hazırun; hoş geldiniz.

Rakamlarla falan ya da sıralamalarla ilgilenmeyeceğim, rakamlar ve sıralamalar zaten Türkiye'nin ekonomisini belirler hâlde. Hukuk ekonomiyi belirliyor. Bunu hepimiz bildiğimiz hâlde, başımızı kuma gömerek burada bazı rakamlarla uğraşmamızın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu varsayımından hareket ettiğimizde, karşımıza çıkan verilerin hiç de bir hukuk devleti verisi olmadığını görebiliyoruz. Basit dille anlatacağım. Ne normlar silsilesi anlamında ne hukuksal kurumlar silsilesi anlamında Türkiye'de uygun bir rejim ve uygun bir iklim yoktur. Yine basit dille anlatacağım, şöyle yoktur: Mesela, barolarla ilgili bir kanuni düzenleme var, ekim ayının başında baroların kongrelerini yapacağı konusunda bir kanuni düzenleme var. Türkiye'de alternatif baroları yetiştirebilmek için İçişleri Bakanlığı genelgesiyle bu kaldırılıyor; hukuk mantığına aykırı, hepimizin okumuş olduğu hukuk derslerine aykırı. Burada bunun aksini iddia edebilecek hiç kimsenin bulunduğunu düşünmüyorum. Diyeceksiniz ki: "İçişleri Bakanlığının yapmış olduğu işlemden bize ne?" Hayır, size çok şey Sayın Bakanım. Bu işlemleri denetleyecek hâkimlerin atandığı Kurumun Başkanısınız, ayrıca Türkiye'de adaleti ilgilendiren her konu alanınıza girer diye düşünüyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Nasıl girer mesela?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Kurumsal silsile anlamında da baktığımızda Türkiye'de müthiş bir fecaat yaşanıyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Turan Bey, İçişleri Bakanlığına müdahale etmesini mi istiyorsunuz?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Yine, bu salonda, çok sevdiğim bir hukukçu dostum Anayasa Mahkemesinin yapısını eleştirirken Anayasa Mahkemesinin başka mahkemelere saygılı olması gerektiği yönünde görüş belirtti. Kuşkusuz, bütün mahkemeler birbirine saygılı olmalı ama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de Anayasa Mahkemesi kararına saygılı olmak zorundaydı. Enis Berberoğlu'yla ilgili gözümüzün önünde bir hukuk cinayeti işlendi; hepimiz izledik, bütün kurumlar izlediler, hâlbuki bu kurumlar hukukun uygulanmasıyla da mükelleftirler. Aynı hukuksal cinayetler başka yerlerde de işleniyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmıyor Selahattin Demirtaş'la ilgili, Osman Kavala'yla ilgili; gözümüzün önünde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları veriliyor ve biz bu ülkede uygulamıyoruz. O zaman sormak gerekmez mi: Biz hangi ligin ülkesiyiz? Altına imza attığımız bu anlaşmalar ne işe yarar? Elimizdeki Anayasa'mız ne işe yarar?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin nasıl kararlar verdiklerini de biliyoruz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Anayasa'nın 138'inci maddesinin birinci fıkrasından bahsediliyor. Aynı şeyi ben Türkiye'deki bütün hâkimler için vicdanlarına dönmeleri gerektiği yönünde söylüyorum.

Basit örneklerle bunu anlatacağım. Sayın Genel Başkanımıza, Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açılan tazminat davalarında bakın, 5 mahkemenin hâkimi dava tensibi yapılıp tevzisi yapıldıktan sonra değişiyor. İstanbul Anadolu 15, İstanbul Anadolu 9, İstanbul Anadolu 20, bir daha 20'ye düşen dosya ve bu hâkimler tevziden sonra yer değiştiriyorlar, o mahkemelerden tazminat kararları çıkıyor. Nihayetinde İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesine atanan bir hâkim de eski FETÖ'cü, ismini veriyorum: Ülkü Ergin. Edirne'de iken FETÖ'den gözaltına alınıyor. Kaçarken sınırdan geri getiriliyor. Daha sonra Sayın Kılıçdaroğlu'na açılan tazminat davasına bakıyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Doğru mu? Gergerlioğlu onların adamı ya...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yine, Ankara'daki mahkemenin Sayın Genel Başkanımızla ilgili vermiş olduğu tazminat kararının insan haklarına ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu Türkiye'deki bütün mahkemelerde dile getirmemize rağmen, üzerinde yürütmenin gölgesi olan majestelerinin yargısı bu işi çözemiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çok yakın tarihte Türkiye'yi mahkûm ediyor ama bir komedi de orada yaşanıyor. Öyle bir silsile, öyle bir örtmek, öyle bir hâkimlerin üzerine çökmek sistemi oluşmuş ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine atanan hâkim bile orada etki altında kalarak 6'ya 1 muhalif oy kullanmak zorunda kalıyor.

Sayın Bakanım, Türkiye'nin ana sorunu hukuksal meselelerdir.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydoğan, lütfen tamamlar mısınız?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Türkiye'nin ana sorunu gelip gidecek dolar ya da uluslararası anlamda ekonomiye olan güven değildir. Türkiye hukuksal anlamda güven iklimini oluşturursa bunların tamamını çözecektir. Sizi bunlara emek vermeye davet ediyorum.

Saygılar sunuyorum.