KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Eyvallah Başkanım, teşekkür ediyorum.

Değerli Bakanım, şahsınızda bütün heyete saygı sunuyorum.

Efendim, bugün 10 Kasım, elbette ki Atatürk'ümüz için bir taziye mesajı vermek lazım ama hususen de bir not düşmek lazım. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız o notu düşmüş, çok esaslı bir not, ben de vurgulamak istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız aynen şöyle diyor: "Gazi'nin tavsiyesine uygun şekilde ilim ve akıl yolundan giderek hatırasını yaşatmak yerine onu dogmalaştırmak suretiyle mirasının içini boşaltmaya çalışanları milletimizin takdirine havale ediyoruz." Milletimiz bunları biliyor, görüyor zaten. İstismar eden ile hakikaten lider görüp yüreğine gömenler çok ayan beyan, aşikâr gözüküyor.

Arkadaşlar, tabii ki, Azerbaycan canımız, yüreğimiz ve zaferi bizim zaferimiz, milletimizin zaferi. Onları da buradan canıyürekten tebrik ediyorum, kutluyorum.

Biz, öyle bir bütçe görüşüyoruz ki, zemini ayakta tutan, mülkü ayakta tutan bir bütçe yani adalet; bizi ifade eden, AK PARTİ'yi ifade eden esaslı bir kavram. Biz diyoruz ki: Bir saatlik adaletle hükmetmek, yetmiş yıllık nafile ibadetten nafidir. Nafile yararsız, nafi faydalıdır anlamındadır. Böylesine bir anlayışı hayata yansıtmış isek buradan lezzet çıkar, buradan bereket çıkar ve öyle de olmuştur. On sekiz yıldır yaptıklarımız, bu alanda, hakikaten zirveyi, dorukları ifade ediyor ve minnettarlıklar bize yöneliyor.

Efendim, burada ben görüyorum, arkadaşlarımız birtakım ecnebi kanallarını önümüze koyarak "Adalete güven endeksi şudur, budur." gibi tespitler yapıyorlar. Turan Bey de bunun doğru olmadığını ifade etti zaten, doğru değil bunlar arkadaşlar. Kerameti kendinden menkul, bilinmeyen, tanınmayan, adına işte hukuk kavramını yerleştirip sonra sözüm ona dünyayı düzene koymaya çalışan yapılardan neşet eden ifadeler. Oysa arkadaşlar, ben size sahici bir endeksten bahsedeceğim. Arkadaşlar, bakınız, Doğu Anadolu Basın Konseyi (DABKON) bu alanda bir çalışma yapmış. Efendim, bizi ifade eden, yerli ve millî bir yapı. Onlar çok sayıda kalem ifade ediyor çalışmalarında ama ben 2 kalemi burada sizin dikkatinize sunacağım. Deniyor ki: Cumhurbaşkanına güven oranı nedir? Yapılmış araştırma, yüzde 68.

CAVİT ARI (Antalya) - Nerede o?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Peki, yargıya güven nedir? Yüzde 56.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kaç kişiyle yapmışlar?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bakın, ben söyledim, Doğu Anadolu Basın Konseyi (DABKON). Öyle, ezbere konuşmayacağız arkadaşlar kaynağını vereceğiz. Efendim, şuradan gelmiş, böyle... Bunların hepsi ne yapıyor arkadaşlar? Hep söyledim, sahibinin sesi pozisyonu oluşturuyor ve siz değerli insanlarsınız, sözünüzü hükümsüz kılıyor. Yani o meşhur Nasrettin Hoca'nın darbımeseli burada hayat buluyor, yapmamak lazım bunu. Neyi konuşuyor isek belgesiyle konuşacağız. Biz, AK PARTİ, her alanda reformları ifade ettik ve bununla temayüz, tebarüz etmiş bir yapıyız. Bununla şu anda bütün dünya zemininde saygı uyandırmışız. Burada, siz hakikatleri ters yüz ederek birtakım notlar düşerseniz bunun kıymetiharbiyesi olmaz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Koskoca Yargıtay Başkanı yalan mı söylüyor?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, arkadaşlar, bakın, bir siyasi parti -kavramlar üzerinden konuşuyorlar- özellikle HDP'li arkadaşlar için söyleyeceğim, efendim "siyasi soykırım"; bu kavramları özel olarak inşa ediyorlar ve onun üzerine de yürüyorlar, çok profesyonel yapıyorlar bu işi, "siyasi soykırım...". Siyasi soykırım ne biliyor musunuz arkadaşlar? Bakın, şu resme bakın, şu garibanlara bakın. Bir köyde bakkallık yapan bu vatanın esaslı bir evladı; siyasi soykırımın resmi budur. Siyasi soykırım nedir biliyor musunuz arkadaşlar? Diyarbakır'daki o mazlum, masum analarımız, bizim canlarımız; onlara bigâne kalmaktır siyasi soykırım. Bir Allah kulu -ben dikkat ediyorum ve hayret ediyorum- hak teslimi babında, hiç olmazsa şu Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken birimiz de çıkıp şuna bir vurgu yapalım: Bakın, oradaki insanlar iki yıla doğru gidiyor. Nedir bu feveranları? Niye bunlar çıkmışlar soğukta, karda kışta evlatlarının derdine düşmüşler? Adalet bunlar için aranır arkadaşlar, böyle bakalım. Adalet, bir başkası arkadaşlar... Tabii ki içerdeki yapıya vurgu yapalım, daha iyisini arayalım; ben daha iyisini arayanlara çok da saygı duyuyorum. Noksanımız yok mu? Elbette var, Değerli Bakanımız da söyledi. Yapılanlar da zaten noksanları ikmal etmek, noksanları izale etmek, onları gidermek adına yapılıyor; yapılması gerekiyor. Ancak, teşekkür beklemiyorum artık, hiç değilse vurgu yapalım. Yani dışardan bize yönelen adaletsiz bir tarz var ve buna bir tane itiraz gelmiyor. Nedir bu? İşte, Gence'de -bizatihi gittim, gördüm- bigünah onlarca sivilimiz katledildi, o adaletin sözüm ona sözcüsü diye burada dillendirilen ülkelerden bir tanesinden ses çıkmadı ve siz, milleti ifade eden, Türk milletini tarif eden buradaki insanlar, buna dönük bir defa bile itiraz etmediniz "Bunların olamaması gerekir." demediniz. Yani adalet inşa edilecekse arkadaşlar, içeride adaleti arıyor isek dışarıya da yöneleceğiz ve bize, Türk milletine karşı hususi bir yönelme var, bunu hepimiz görüyoruz. Burada, bayrak isim olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızı görüyorlar, ona dönük yıpratma girişimleri var ve burada bir başka kavramı koyuyorlar önümüze. Nedir? Saray kavramı. Biraz önce söyledim ya, sözünüz hüküm ifade etsin istiyorsanız içini dolduracaksınız arkadaşlar. Adaleti tarif eden esaslı bir isimdir Sayın Cumhurbaşkanımız. Allah'ın izniyle, sadece ülkemizin içerisinde değil bütün dünyada mazlumlara dönük adalet arayışı onunla beraber neşvünema buldu, elhamdülillah, buna ne kadar şükretsek azdır. Buna dönük sizden de benim hususen destek talebim var. Burada, özellikle, hakşinas arkadaşlarımızın olduğunu da elbette ki ben biliyorum, hiç olmazsa onlar bir kayıt düşsünler, onlar bir not düşsünler, yapılanlara teşekkür bağlamında bir iki ifadeyle burada katkı sunsunlar; çok çok mühimdir bu arkadaşlar.

Şimdi, burada ara ara bir arkadaşımız geliyor, hemen hemen her bütçede -isim vermeyeceğim- gelip kendince fikriyatına dönük, sahici olmayan kayıtlar düşüyor. Sahici olan ne biliyor musunuz? Biraz önce Mehmet Ali Çelebi Bey burada konuştu, o benim gözümde de mazlum pozisyonundaydı. Sahici olan şudur: O dönemde "aydın" diye etiketleyip kendilerini, onlar daha da gadre uğrasın diye mektup yazma hadisesidir. Yazanlar, o mektubun altına imza atanlardan birisi de o arkadaşımız, ismini vermiyorum, siz biliyorsunuz, adresi tarif ediyorum ben. Öyleyse arkadaşlar, lütfen, hepimiz hakkı, adaleti üstün tutma bağlamında ve dahası genlerinde adaleti mütebariz hâle getirmiş bir milleti tarif eden, temsil eden insanlar olarak bu neviden duruşlara itiraz edelim, yani sureti haktan gözüküp sanki arkadaş... Bizim Erzurum'da öyle derler "Sende var, bende var, onda hiçbir şey yok." Yahu arkadaş, bu işler sizin başınızın altından çıktı. Bir adaletsizlik varsa sizin numaralarınızla insanlar öğrendiler bunları, FETÖ'cüleri özellikle kayıt düşüyorum ve imansızlık varsa, vicdansızlık varsa, insan düşmanlığı varsa, kadın düşmanlığı varsa, çocuk düşmanlığı varsa PKK'dan neşet ediyor bütün bunlar. Öyleyse, hakikatleri konuşacağız arkadaşlar. Biraz önce bir şey söyledim, noksanlarımız yok mu? Var. Bakın arkadaşlar ben özellikle hayatının tamamını Erzurum'da geçirmiş birisi olarak söylüyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Aydemir, sürenizi tamamladınız.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hemen bitiriyorum.

Şimdi arkadaşlar, Erzurum'da adliye mahkemelerini, o zeminleri çok eskiden beri takip etmiş, hem gazeteci hem iş adamı olarak bilen birisiyim. Oralara yöneldiğinizde hep metruk, hep böyle hoşunuza gitmeyen manzaralarla muhatap olurdunuz.

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi de oluyorsunuz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Bizimle beraber oralar hakikaten adaleti ifade edecek lezzete, güzelliği sahip oldu ama Değerli Bakanım, sizden bir istirhamımız var, bu yetmiyor. Mesela, bizim Erzurum'da sizden hususen talebimiz şu: Bir adliye kampüsü istiyoruz, adli kampüs. Bizim elimizde de arsamız var. Çok sayıda böyle güzel binalarımız var ama birbirinden bağımsız, kopuk. Buna dönük, özellikle... Tabii ki bütçe imkânlarınız bağlamında

SALİH CORA (Trabzon) - Bütçeyi arttıralım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Evet, öyle yapalım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Teşekkür ediyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Özellikle sizden böyle bir istirhamımız var, Erzurum'un buna ihtiyacı var Değerli Bakanım. Siz de olanı tabii ki, olması gerekeni takdir edersiniz.

Ben bütçemizin bütün milletimize, vatanımıza, ülkemize hayır uğur getireceğini biliyorum ve adalet neşet edecektir, her zaman olduğu gibi.

Değerli Bakanım, saygı sunuyorum, hayırlı uğurlu olsun inşallah.