| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı b) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu c) Nükleer Düzenleme Kurumu ç) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü d) Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü e) Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu f) Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü g) Nadir Toprak Elementleri Araştırma Enstitüsü ğ) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .11.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, Sayın Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlarımız, çok değerli milletvekillerimiz, basınımızın değerli mensupları; öncelikle herkesi saygıyla selamlıyorum.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2019 kesin hesabı ve 2021 bütçesini görüşüyoruz. Sayın Çelebi'nin yapmış olduğu bu konuşmadan sonra, ben Bakanlığımıza yapmış oldukları çalışmalardan, hizmetlerden dolayı öncelikle bir teşekkür ederek başlayım. Tabii, haklı olarak sürekli eleştirdiğimiz söyleniyor ama muhalefetin de görevi...
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Çelebi, bakın, teşekkür ediyor.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Çelebi, size sesleniyorum, dinlemiyorsunuz; size cevap veriyorum, dinlemiyorsunuz; Bakanlığa teşekkürle başladım. Elbette ki tüm bakanlıkların yaptıkları... Sonuçta bu ülkede hizmet veriyorlar; kadrolarımız var, bürokratlarımız yıllardır bu ülkede hizmet veriyor: mutlaka güzel işler, iyi işler yapıyorlar ama biz muhalefet olarak eksikleri, yanlışları söylemek zorundayız. Siz buna bu kadar itiraz etmeyin bence, söylediklerimizden bir anlam çıkarıp gereğini yapmaya çalışın; ben bunu tavsiye ediyorum.
Şimdi, Sayın Bakan, enerji politikaları tek başına maalesef bir önem taşımıyor aslına baktığımız zaman. Çok önemli ülkemiz için ama 3 ayaklı bir dengeyi de korumamız gerekiyor enerji politikalarını düzenlerken; enerji, ekonomi ve çevre ayaklarını bir arada düşünmemiz gerekiyor. Yani ekonomiyi de yormadan, çevreye duyarsız kalmadan enerji politikaları üretmek zorundayız biz. Önemli olanın bu olduğunu düşünüyorum. Enerji alanında kısa dönemli popülist politikalar yerine, çevreye ve emeğe saygılı bir politika üretmek zorundayız. Tabii, bu politikaları üretirken de özellikle de yer altı kaynaklarının çıkarılması ya da yer üstünde kullanılan enerjilerin kullanılması döneminde bu işin, bu enerji tüketimlerinin kullanımlarının yer üstü maliyetlerinin ve getirisinin ne olacağının da iyi hesaplanması gerekiyor. Yani çevreye maliyeti ne olacaktır, vatandaşa maliyeti ne olacaktır? Maalesef ülkemizde bunun yapılmadığını, bu analizlerin yapılmadığını, çevre değerlendirme etkilerinin hiç de göz önüne alınmadığını hep birlikte yaşıyoruz. Bunun çok somut bir sürü örneği var yani hangi birini burada sayalım? Mesela Hasankeyf sular altında kaldı. On iki bin yıllık tarih sular altında neden kaldı, elli altmış yıl çalışacak bir hidroelektrik santral nedeniyle. Bunun yanında, örneğin, Kaz Dağları'na bir Kanadalı şirket geldi altın madeni çıkarmak için, 200 bin ağaç kesti ve bunun Türkiye'ye kazanımı yüzde 5, yüzde 95'ini aldı ülkesine götürdü bu ülkeden. Bu örnekleri çoğaltabiliriz daha fazla ama ben şimdi enerjide özellikle dışa bağımlılığımızla ilgili birkaç noktaya değinmek istiyorum: Şimdi, siz iktidara geldiğiniz de AKP olarak Türkiye'nin enerji tüketiminde dışa bağımlılığı yüzde 68'miş. 2017 yılında yüzde 76'a yükselmiş yani azalmamış, artmış. AKP iktidarında enerji tüketimi de yüzde 89 artarken yerli üretim sadece yüzde 45 artmış.
Şimdi, Sayın Bakan, ben bu noktadan sonra... Örneğin nükleer santral konusu var, biraz önce de değinildi, hemen değinip ben de geçeyim çok kısa. Yani Akkuyu Nükleer Santrali konusu bizim içimizde ülke olarak kanayan bir yara. Şu anda yatırımları da devam ediyor ama Rusya'yla imzalanan anlaşmada hakikaten sayısız ve sonsuz risk söz konusu. Şimdi, enerjide Rusya'ya zaten mevcut aşırı bağımlılığımızın daha da artması söz konusu olacak. Üreteceği elektriğin kilovatsaatine -bir çok arkadaşımız söyledi- 12,35 sentten satın alma garantisi vermemiz yani mevcut fiyatın 3,5 katı bir fiyat vermemiz... Ben bunu bir kapitülasyon, gizli bir kapitülasyon gibi tanımlıyorum ama bazı arkadaşlarımız -biraz önce Çelebi gibi- "Ülkeler aralarında böyle alır verir." dedi. Eğer biz bir şey aldıysak Rusya'dan, o zaman lütfen çıkın bunu da açıklayın bize, bu ülke kamuoyu bunu da öğrensin: Rusya'yla yapılan bu anlaşmanın sonucunda biz ne kazandık, ne elde ettik?
Şimdi, Sayın Bakan, sanayi elektrik kaynağında, dağılımlarına baktığımız zaman siz 2020 yılının ilk dokuz ayında elektriğin yüzde dağılımını saydınız, işte, gazda 21,31; yenilenebilir de yüzde 42,41; yerli yüzde 15; ithal kömürde yüzde 21,27 şeklinde. Şimdi, ağustos sonu itibarıyla BOTAŞ tarafından elektrik santralleri müşterileri için uygulanan aylık sözleşme miktarı üzerinde çekişler oldu, yüzde 10 miktarında bir indirim fiyat uygulaması gerçekleştirdi. Ve tabii, BOTAŞ neden yaptı bunu? Sanırım BOTAŞ'ın Rusya-İran-Azeri kontratlarıyla ilgili yani "al ya da öde" esaslı zorunluluğuyla ilgili bir sıkıntı oldu, bu nedenle böyle bir indirim oldu ama bunun bu dağılıma yansımasına baktığımızda, yenilenebilir enerjideki kullanım yüzde 42'den yüzde 34,52'ye gerilemiş, doğal gaz tüketimi yüzde 21,31'den ilk on ayda 28,48'e yükselmiş. Yani, aslında burada, baktığımız zaman, yenilenebilir enerji yüzde 61 demiştiniz, yüzde 48'e düşmüş yani bir düşme var ve bu, sizin "Yenilenebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanacağız, artıracağız." hedefinizle de biraz ters orantılı bir hedef olarak görünüyor.
Mesela Sakarya sahasında yeni doğal gaz rezervi bulundu, bu hayırlı olsun. Biz de çok isteriz buradan çok iyi bir kaynak çıkmasını tabii ancak ben bir şey sormak istiyorum; bu arada sorularımızın da not alınmasını rica ediyorum sizlerden, gün sonu cevaplanması için: Mesela 2021 yıl sonu bitecek kontratlar var, bu kontratlarla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bu kontratların netlik kazanması gerekiyor; devam edecek mi, etmeyecek mi? Hani, gaz bulduk ya, o anlamda soruyorum. Sonra, özel sektöre ait kontratlarda basına da yansıyan bazı hukuksal sorunlar nedeniyle birtakım belirsizlikler olduğunu görüyoruz; bu kontratlarla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz? Açıkçası bu soruların da cevaplanması gerekiyor.
Şimdi, Sayın Bakan, ben hedeflerinizin, yürüttüğünüz politikanın ve yatırım planlarınızın çok da uyumlu olmadığını görüyorum. Örneğin, biraz önce de söylediğim gibi, yenilenebilir enerji kaynaklarını artıracaksınız; bunun yanında doğal gaz tüketiminin, doğal gaz çevrim içi santrallerinin kapasitesinin düşürülmesi gerekmez mi yani bunun azalması gerekmiyor mu? Ama bakıyoruz, depolama hedefinizi artırıyorsunuz; doğal gaz depolama hedefinizi hem de 2023 gibi çok yakın bir tarihte 10 milyar metreküp gibi bir rakama yükselteceğinizi sunumunuzda söylediniz. Yani, işte, Silivri Tesisi ve Tuz Gölü Tesisi üzerinden, bunlarda bir kapasite genişlemesi yapacaksınız. Bu doğal gaz depolama tesisinin artırılışında böyle bir çelişki var, bir.
İkincisi: 2023 gibi yakın bir hedef koyduğunuz bu depolama tesisinin artırılışında depolama tesislerinin maliyeti nedir? Bugün bu doğal gaz depolama tesislerinin bağlı olduğu BOTAŞ, borcunu iki yıl da katlamış durumdayken, zarar içerisindeyken bu yapım maliyetini iki yıl içerisinde karşılayabilecek mi? Tamam, evet, Varlık Fonu içerisinde BOTAŞ ve biz onun bu maliyetleri nasıl karşılayacağını, bütçesini elbette göremiyoruz ama bugün ben şunu sormak istiyorum: Tamam, yeni doğal gaz bulduk, yenilenebilir enerji kaynaklarını da artıracağız; peki, 2023 çok yakın bir hedef değil mi?
Şimdi, depolama kapasitesinin artırılması hedefi uzun vadede doğru bir hedef ancak millet bu kadar işsizken, açken, ülke ekonomik krize sürüklenmişken bu kadar kötü rakamların içinde açıkçası bu hedefin çok da anlamlı olmadığını görmemiz gerekiyor.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, toparlayalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şunu da söyleyebilirsiniz mesela: "Tüketim de artacak bu süreçte." Ama ben tüketim rakamlarına baktığım zaman, özellikle sanayideki elektrik tüketiminde -önümde rakamlar da var- 2014-2020 arasına baktığımda hiçbir artma olmadığını görüyorum. Üretim olmayınca sanayide tüketim de elektrik tüketimi de olmuyor. Sanayide tüketim artmayınca o zaman bu artışın da çok fazla olmayacağı ortaya çıkıyor açıkçası.
Şimdi, bir de şu müjde konusuna değinmek istiyorum açıkçası. Aslında çok konu var, Sayıştaya da girecektim ama sanırım ona vakit kalmayacak.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, ek süre veriyorum, toparlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Karadeniz Bölgesi'nde, evet, bir doğal gaz keşfi oldu, Sakarya sahasında Tuna-1 derin deniz kuyusunda. Şimdi, burada 405 milyar metreküp bir rezervden bahsediyorsunuz. Şimdi, uzmanlarla yaptığımız görüşmelerden ve açıklamalardan da gördüğümüz kadarıyla burada bir rezervuar geometrisinin tam olarak tespit edilebilmesi ve özellikle de bu geometride yer alan formasyonun gözenek yapısının ve geçirgenliğinin tam olarak tespit edilmesi gerekiyor. Şimdi 40 kuyu açılacağını söylediniz. Geometrik formasyon yapısının durumunun tespiti açısından bir kere bu 40 kuyunun açıldığını ve teknik analizlerinin tamamlanmasının yapıldığını düşünelim, şimdi bütün bunlardan sonra rezerv büyüklüğü hakkında ancak yorum yapılabilir. Yani yorum sonrasında ortaya çıkan miktar ticari olarak üretim yapmaya elveriyorsa üretim planı yapılarak ilave üretim kuyuları açılarak doğal gaz üretilir.
Şimdi burada başka bir konu daha var. Mesela bu üretilen gazın bir de taşınması olayı var, borularla taşınması durumu var. Bütün bu maliyetler çıktıktan sonra yatırıma karar verilebiliyor.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, sözlerinizi tamamlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bunu bitirmem lazım Sayın Başkan.
Şimdi, Türkiye'de iki adet üretim tesisi var: Gelibolu Marsa ve TPAO Akçakoca. Burada Tuna-1 sahası Karadeniz Ereğli'nin 175 kilometre açığında yer alıyor ama diğer bu 4 adet kuyu 25 kilometre uzaklıkta ve 12 inç çapında borularla taşınıyor. Maliyetini hesapladığımızda, mesela sırf boru hattı maliyeti inçte 12 dolardan 25,2 milyon dolar, kuyu maliyeti içinde olmadan sadece bir boru maliyetine açıkçası ulaşıyoruz.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, çok teşekkür ediyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlem o zaman, son cümlemi söylüyorum.
Şimdi buradan çıkacak olan 1 trilyon metreküp, günde 20 milyon metre küp çıkacağını hesaplasak bile yani hakikaten yeterli olacak mı bu maliyete katlanmak için? Bununla ilgili bir hesap yaptınız mı? Bu hesabı lütfen bizimle paylaşın. Hangi kontratları nasıl etkiler? İthalat bağımlılığına ne kadar etkisi olacak? Bugün bizimle bu verileri paylaşabiliyor musunuz bilemiyorum. Birkaç sorum daha olacak, onları soru bölümünde soracağım artık.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, çok teşekkür ediyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum, umarım bu çelişkilerden de kurtararak ülkemizin sanayi politikalarını daha iyi bir şekilde yönetirsiniz.
Herkesi saygıyla selamlıyorum.