TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Bakanım, kıymetli hazırun; hoş geldiniz. Bu topraklarda egemen inancımıza göre "İşçinin hakkı, alın teri kurumadan verilmesi gerekir." deriz biz. 12 Ekimden bu yana Somalı işçiler haklarından dolayı direnişteler, çok uzun bir süreden beri vermiş oldukları bir hukuksal mücadele sonucunda elde ettikleri haklarını istiyorlar. Bakanlığınızın bu konudaki tavrı şimdiye kadar bu olayı çoktan sonlandırma şeklinde olmalıydı ama işçiler şu anda sanıyorum Gölmarmara ilçesinde bu hafta da Bakanlığınızın bu konudaki aktif tavrını bekliyorlar. Sayın Bakanım, bu bizim yüreğimizi yaralıyor, eminim sizin de yüreğinizi yaralıyordur ve bir parlamenter olarak sizden istirhamım bu konuyu bir an önce devlet bitirsin çünkü bu işçiler sosyal devletin aynı zamanda kucağına emanet edilmiş durumdadırlar. Devletin işvereni koruduğu iddiası daha fazla yaygınlaşırsa sosyal devlet iddiamız iyice zayıflamış olacak.

Yine sosyal devlet iddiasıyla alakalı bir konuyu daha dile getireceğim: Bundan on-on beş gün önce Bayburt ve Gümüşhane'de yapmış olduğumuz KOBİ'lerle ilgili seyahatte doğal gazın Bayburt ve Gümüşhane Organize Sanayi Bölgesi'nin önüne kadar getirildiği ama orada Bakanlıkla ya da kurumla sözleşme imzalamış olan özel sektörün teminat ve boru parası olarak taleplerinin 100 bin lirayı geçtiği ve Bayburt ve Gümüşhane'de her 2 ilde sadece 1 işletmecinin doğal gaz bağlatabildiği ve işletmelerinin maliyetlerinin çok yüksek olduğu... Bakanlığınızdan bu konuya da aktif olarak müdahale edilmesini talep ediyorum ve ayrıca özel sektörle yapmış olduğunuz sözleşmelerde üreticiyi ve zayıf tüketiciyi, özellikle korunması gereken kesimleri koruyacak önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuyu da takibinize sunuyorum.

Türkiye yoksul bir ülke, artık birbirimize bu konuda rakamlarla beraber caka satacak durumda değiliz. Özellikle gelir dağılımı dengesiz ve yoksul; Covid döneminde bunun da iyice açığa çıktığını görmüş vaziyetteyiz. Covid döneminde dükkânları kapalı kalan esnafların, işinden olanların, istihdam edilen kesimdeki daralma nedeniyle yoksullaşan kesimlerin korunması gerektiği kesindir ama Bakanlığınızın bu konuda şu ana kadar atmış olduğu tek bir adım yoktur. Dükkânı kapalı kalanların elektrik faturaları dâhil her türlü enerjiye ilişkin paraları yoksul dönemde ve yoksun dönemde de tahsil edilmektedir; bu konuda da Bakanlığınızı daha duyarlı olmaya çağırıyorum çünkü önümüzdeki dönem kış dönemi, aynı sorunları çok daha yoğun yaşayacağımızı çok da iyi biliyoruz.

Yine yoksulluk ve yoksunluğun bir safhası da Türkiye'de enerji fiyatlarının asgari ücrete ve Türkiye'deki enflasyon oranına göre kat kat fazla artmış olmasıdır. Yine "sosyal devlet" çatısı altında enerji fiyatlarının bu kadar arttığı, alımın güçleştiği ve bu gelir dağılımındaki dengesizlik nedeniyle çoğu zaman enerjiden faydalanmanın neredeyse imkânsız hâle geldiği bu dönemde Bakanlığınızın aktif müdahalede bulunması gerektiğini düşünüyorum. Bir sosyal devlet bu kadar özel sektörün, bu kadar dışa bağımlı bir piyasanın saldırgan ve vahşi alanına vatandaşlarını ve üreticilerini terk edemez diye düşünüyorum.

"Nerede bunların kaynağı?" derseniz Sayıştay raporlarında var. Tüketiciden alınan fonun, Elektrik Enerjisi Fonu'nun devlete aktarılmadığı Sayıştay raporlarında var. Sanıyorum 37 şirket son dönemde bu fonu almış ve bunları devlete aktarmamış. Daha önce de 83 şirketin bu fonu aldığı, tahsil ettiği, devlete aktarmadığı yönünde rakamlar söz konusu. Bu konuda da açıklama getirmenizi talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum.