| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, sabahtan beri birçok teknik görüşler de ifade edildi. Yine, Sayın Bakanın sunumunda da aslında son dönemlerde yaşananlara ilişkin ifadeler vardı. Ancak yine bu dönemdeki bir eksikliği, bir hatayı tekrar etmek istiyorum: Değerli arkadaşlar, evet, bugün yaşadığımız sorunlar sadece bugünün sorunlarıyla alakalı değil. Yani Osmanlı İmparatorluğu'nun son demlerinde yaşananların, Kuzey Afrika'da yaşananların, Arap coğrafyasında Osmanlı askerlerinin hayatını kaybetmesinin, çöllerde susuz ve aç bir şekilde ölüme terk edilmesinin, o dönem yaşanılanların ya da yine Balkanlarda yüz yıllardır devam eden egemenliğin acı bir şekilde sonlanmasının ve bunun öncesinde yine maalesef ki Balkanlarda yaşanan acı olayların; Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesinin, kurucu felsefesinin bazı noktalarda tercihleri ve refleksleriyle aslında bugünkü yaşadığımız sorunların da temelini attığını iddia edebiliriz.
Sayın Bakanım, dediğim gibi bugünün sorunu aslında cumhuriyetin kuruluşuyla bire bir alakalı. Şöyle ki Profesör Doktor Zafer Toprak "Atatürk-Kurucu Felsefenin Evrimi" başlıklı bir kitap yayınladı. Burada, aslında dediğimiz gibi, bu kurucu felsefenin, kurucu iradenin siyasi, sosyal ve politik olarak tercihlerini hangi taraftan yana kullandığını ve aslında bugün yaşadığımız sorunları çok açık bir şekilde değerlendirmiş bulunmakta. Evet, dediğimiz gibi birçok acıdan sonra yapılan siyasal tercihler Batılılaşma tarafı olan ülkenin kurucu iradesinin... Her ne kadar bu Batılılaşma sadece Fransızca üzerinden gelişmişse de yani Üçüncü Cumhuriyetin Fransa'sından esinlenen bir durum söz konusu. Ve millî egemenlik temelli bir anlayışın olması da yine bire bir Fransız Devrimi'yle alakalı ancak orada kurucu idare, yine bir Fransız olan Montesquieu'nun güçler ayrılığı ilkesini değil de Jean Jacques Rousseau'nun güçler birliği ilkesini esas almakla birlikte aslında bireyin iradesine ket vurulmasına ve genelin ya da -tırnak içerisinde- devletin iradesinin esas alınmasına sebebiyet vermiştir ve bugün yaşadığımız sorunun aslında temel kaynaklarından biri de budur.
Tek partili dönemde yaşanılanlar, dil ve kültür birliğinin sağlanması için yapıldığı iddia edilen uygulamalar, her ne kadar tabii bir Hitler ya da Mussolini İtalya'sıyla mukayese edemeyeceğimiz bir anlayış söz konusu. Son kertede, en nihayetinde, bir çoğulculuk anlayışı varsa bile ama ilk dönemlerde yaşanılan bu acıların, sancıların maalesef ki bugüne de yansımaları olmuştur.
Şimdi, sabahtan beri Kürt meselesi özelinde bazı şeyler söylendi. Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan; daha önce de defalarca söyledim. Ben Şırnak Silopi'de doğup büyüyen biriyim, bu ülkenin bir Kürt vatandaşıyım. Hani tabiri caizse hayata uyanmam savaşla başladı. Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra Halepçe katliamından sonra Saddam Hüseyin'in "Tüm Kürtleri öldüreceğim." dediği dönemde daha 3,5-4 yaşlarındaydım ama dün gibi hatırlıyorum. Aile büyüklerimizin kimyasal saldırı sırasında, pencereleri naylonlarla kapatma ya da banyolarda ıslak battaniyeler altında saklanarak bir nevi kendilerini koruma şeklindeki ifadelerini net hatırlıyorum.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Kaçmaz tamamlayalım.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Tamam Sayın Başkanım.
Dolayısıyla, şunu net bir şekilde söylemek istiyorum: Artık Kürt meselesinde bu ülkenin menfaatini düşünen herkesin samimi, çözüm odaklı bir şekilde konuşması, diyalog ve müzakere yolunu açması gerekiyor. Şöyle ki Sayın Bakan, değerli milletvekilleri: Kürk meselesine, Kürt ile Türk ilişkisine birçok milletvekilimiz değindi. 1071'den başlayıp Mercidâbık'ta, Çaldıran'da, Kurtuluş Savaşı'nda birçok yerde ortak örnekler verilebilir ya da ortak mücadelenin getirdiği kazanımlar söz konusu olabilir ama maalesef ki cumhuriyetin kuruluş aşamasında tabii bazı ulusal güçler de bundan menfaat sağlamaya çalıştı ama genel itibarıyla bazı uluslararası güçler...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, ek süre verdim.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Çok sağ olun.
Şunu net bir şekilde görmemiz gerekiyor: Yani ne oldu da bugün neredeyse artık yüz yıldır devam eden ki çoğu zaman hani Kürt meselesi sadece PKK boyutuyla, örgüt boyutuyla ya da silahlı çatışma boyutuyla değerlendiriliyor ki bildiğiniz üzere 78'de kurulan bir örgüt ve 84'te silahlı eylemlerini başlatan bir örgüt ama bunun öncesinde de yaklaşık 28 tane daha isyan söz konusu Kürt meselesinde. Hani bunları kabul edip gerçekten Kürt meselesinin hani sosyolojik...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Çok affedersiniz Sayın Başkanım, bitiriyorum.
Yani şunu söylemek istiyorum Sayın Bakan, değerli milletvekilleri: Kürt ile Türk'ün ilişkisi et ile tırnak metaforuyla açıklanamaz ya da Anadolu'da, Mezopotamya'da, bu coğrafyada yaşayan halkların inançlarının birlikteliği mozaik olarak da yine nitelendirilemez. Çünkü et ile tırnakta, tırnak uzadıkça kesilir; mozaikte keskin sınırlar, hatlar vardır, bölebilirsiniz, ayırabilirsiniz. Biz HDP olarak Kürt meselesinde ve diğer meselelerde çözüm olarak şunu öneriyoruz: Bizim bu ülkede yaşan halklara ve inançlara bir ebru sanat eseri olarak bakmamız gerekiyor; iç içe geçmiş, ayrılması da mümkün olmayan bir durum söz konusu olduğunu görerek bu sorunu demokratik bir zeminde çözme gayreti sarf etmeliyiz.
Saygılar, teşekkür ederim.