KOMİSYON KONUŞMASI

ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ordu ülkemizin en güvenli kurumları arasındadır. Şu anda kamuoyu yoklamaları da bunu göstermektedir. Her ne kadar bir dönem içerisinde hain FETÖ terör örgütü mensupları sızmış da olsa milletimizin nazarında ordumuz hepimizin göz bebeğidir.

Ülkemizde bütün insanlarımız, Anadolu'nun her kentinden, her bölgesinden çocuklarını askere gönderirken ellerine kına yakar, davul zurnayla, halaylarla gönderirler. Askerlik ocağı Anadolu'da yaşayan bütün insanlar için kutsal bir ocaktır, Peygamber ocağı olarak görülür ve bütün toplumumuz tarafından da bu şekilde algılanır. Ancak ordumuzun içerisinde, özellikle zaman zaman yaşanan birtakım olaylar maalesef bu algıyı olumsuz yönde etkilemekte ve gölgelemektedir.

Şimdi, ben size Adıyaman'da Adıyamanlı bir ailenin yaşamış olduğu bir sorunu aktarmak istiyorum: Kendi çocuklarını 2012 yılında halaylarla askere gönderen aile, daha sonra çocuklarının cenazesini almak zorunda kaldılar ve çok büyük bir trajediyle karşı karşıya kaldılar. Tabii, ailenin yaşamış olduğu bu dramın hukuk mücadelesi ve adalet mücadelesi hâlâ devam etmektedir. Başvurdukları bütün yargı makamlarından olumsuz şekilde cevap alan aile, en son çareyi Anayasa Mahkemesinde buldu ve Anayasa Mahkemesine yapmış oldukları başvuruda... Anayasa Mahkemesi 19/9/2018 tarihinde bir karar verdi ve 2012 yılında Uşak İl Jandarma Komutanlığına bağlı Güre Jandarma Karakolunda askerlik hizmetini yapan, vatani görevini yerine getiren İmam Bildik'in soruşturmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi çok tarihî bir karar verdi, burada hak ihlali olduğuna karar verdi. Etkin bir soruşturmanın yapılmadığına karar verdi ve yaşam hakkına ilişkin bir ihlalden dolayı hüküm kurdu. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararına rağmen bugüne kadar o aile adalete ulaşamadı ve ilgili kurumlar Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen bu olayı aydınlatamadı.

Sayın Bakanım, İmam'ın annesi ve babası Hasan Bildik her gün gözyaşı döküyor ve her fırsat bulduklarında da bize ulaşıyorlar ve bu olayın bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmasını istiyorlar. Eğer gerçekten bu olayda sorumlular varsa adalet önünde hesap versinler. "Eğer olay gerçekten bütün yönleriyle aydınlığa kavuşursa bizim de o zaman yüreğimizdeki ateş söner." diyorlar. Onun için, gözü yaşlı anne ve baba için, Sayın Bakanım sizden, bu olayın bütün ayrıntılarıyla araştırılmasını, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar doğrultusunda gereğinin yapılmasını bekliyoruz, aile ve bütün akrabaları da bunu beklemektedirler. Eğer bu tür hadiseler, özellikle orduda şüpheli şekilde olan ölümler ve can kayıpları uygun bir şekilde, etkin bir soruşturmayla ortaya çıkarılırsa ailelerin de annelerin de babaların da hem ordumuza hem de devletimize olan güvenlerinde herhangi bir sarsılma olmayacaktır. Bu konuda sizden hassasiyet bekliyoruz.

Sayın Bakan, bunun dışında sizden önceki arkadaşlar da bazı şeyleri ifade ettiler. Şu anda, tabii, ordu deyince akla hep üniformalı şahıslar geliyor. Aslında şu anda, ordu bünyesinde, askerî kurumlardaki sivil memurların da durumlarında, özlük haklarında, sosyal haklarında çok ciddi sıkıntılar var. Buradaki sivil memurlar da -sayıları yaklaşık 50 bin civarında olan- sizlerden çözüm bekliyorlar. Mevzuattan kaynaklı sorunlar olduğunu biliyoruz, 657 sayılı Kanun'dan kaynaklı, 211 sayılı İç Hizmet Kanunu'ndan kaynaklı sorunlar olduğunu biliyoruz. Bu konuda da gerekli yasal çalışmaların bir an evvel yapılması gerekmektedir. Ordu, siviliyle askeriyle bir bütündür. Ordunun güçlü olması burada yaşayanların haklarının tam olarak karşılanmasıyla mümkün olacaktır. Bu konudaki çalışmalarınızı yakinen takip edeceğiz.

Teşekkür ediyorum.