| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Millî Savunma Bakanlığı b) Akaryakıt İkmal ve NATO POL Tesisleri İşletme Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2020 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli hazırun; aslında bu kadar savaşçı erkek arasında konuşmak bize düşmez belki ama ben konuşacağım.
Şimdi, hakikaten şunu sormak istiyorum: Fiilî bir savaşta bulundunuz mu hiç? Burada kaç kişi bulundu ve bir savaşı yaşadı? Ki buna rağmen kendi kararları olmadan askere gönderilen ya da savaşların korkunç sonuçlarıyla muhatap olan insanlarla ilgili hamasi ve ajite edici söylemlerde bulunabiliyorlar.
Şimdi, benim babaannem Meis Adalı yani şu anda bu meşhur tartışmaların olduğu Meis Adası'ndan göçmüş. 1913'ten sonra o ada Osmanlı'dan Yunanlılara geçince, 9 yaşında, bir sandala binip göçmek zorunda kalmış. Kendi babası da büyükbabam da orada hâlen bulunan caminin hocasıymış. Şimdi, bu adaya baktığımda; 1915 ile 21 arasında Fransızlar işgal ediyor, 21'den sonra İtalyanlar, 43-45 arası İngilizler, İkinci Dünya Savaşı sırasında 1.500 olan nüfusu göçmek zorunda kalıyor, savaştan sonra geri döndüklerinde bakıyorlar ki evleri harabe hâlinde; öyle bir ada burası. Bugün nüfusu 500 ve gerçekten halka sorduğunuzda karşı yakadakilerle gayet iyi anlaşıyorlar -ben de biliyorum- meyve, sebze alıyorlar manavlardan, daha ucuz olduğu için Kaş'a gidiyorlar, alışveriş yapıyorlar. Bir taraf Türkçe konuşmaya çalışırken diğer taraf Yunanca konuşmaya, Rumca konuşmaya çalışıyor. Yani aslında baktığınızda hayat bu, hayat böyle bir şey yani buradaki bu ajite edici söylemlerin dışında bir şey. Çünkü hepiniz evlerinize döndüğünüzde çocuklarınızı kucaklıyorsunuz ve onların asla bir savaşta önde olduğunu görmek istemezsiniz, hiçbiriniz bunu istemezsiniz ki hatta bunun için kanunlar da çıkarıyorsunuz ya da onlara ayrıcalıklar da tanıyorsunuz. Ama, maalesef, bugün baktığımızda, hakikaten sadece Türkiye'de değil bütün dünyada savaşa, savunmaya millî eğitimden, sağlıktan, kadınlardan, çocuklardan daha fazla bütçe ayrılıyor. Oysa hepimiz şu anda bir coronavirüs belasıyla baş başayız ve evet, her "Türk asker doğar." diyorsunuz ama mesela bazılarının da doktor doğması, mühendis doğması gayet iyi oluyor, işte coronavirüs aşısını buluyorlar. O yüzden, bence hep beraber biraz bu tür bir zihniyete de kafa yorsak çok daha iyi olacak. Onları alkışlıyoruz coronavirüs aşısını buldukları için.
Ben, son olarak aslında, size harp okulu öğrencilerini de sormak istiyorum. Çünkü benim babam da subaydı ve emir komuta zincirinin olduğunu ve nasıl olduğunu gayet iyi bilirim kendi çocukluğumdan. Harp okulu öğrencileri komutasız bir şey yapabilirler mi? Yani sizler burada oturuyorsunuz ama onlar hapisteler; hani bunun ne kadar hakkaniyetli bir şey olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Bir de, yine rahmetli babam derdi ki "Askerlikte mantık yoktur kızım." Ama bence sadece askerlikte değil erkeklikte de mantık yok. Çünkü ister solcu olsun ister sağcı olsun hâlâ gerçekten vazgeçmeden oyuncak askerlerle oynuyorsunuz, bunu gördüğünüz zaman heyecanlanıyorsunuz. Bu yüzden ben artık erkeklerin değil kadınların yönettiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
Saygılar sunarım hepinize.