| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a)Gençlik ve Spor Bakanlığı b) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 13 .11.2020 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli Bakanlık bürokratlarımız, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli basın mensubu arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığının 2019 kesin hesabını ve 2021 bütçesini görüşüyoruz, öncelikle hayırlı olsun. Sayın Bakan, faaliyetlerinizi anlattınız, teşekkür ederiz. Elbette Bakanlığın yoğun faaliyetleri içerisinde pandemiden dolayı bu sene aksamalar olduğunu söylediniz, bazı faaliyet rakamlarına baktığımızda bunları görebiliyoruz ama tabii biz de bunları bir miktar olağan karşılıyoruz. Ancak çizdiğiniz tablo ile gençlik ve spor alanında yaşadığımız gerçekler aslında çok da birbiriyle uyuşmuyor. Ben de şimdi bazı şeyler paylaşacağım özellikle gençlikle ilgili ve Sayıştay raporlarına da vaktim yettiğince değinmeye çalışacağım.
Gençlik ve Spor Bakanlığının 2019 bütçe gerçekleşmesine baktığımız zaman, yıl sonunda başlangıç ödeneğinden 4 milyar 125 milyon 893 bin 826 TL bir fazlayla gerçekleştiğini görüyoruz ama bütçenizin artış oranına baktığımız zaman da bunun bütçenizi aşmanızla çok da orantılı olmadığını görüyoruz. Belki de Bakanlığınıza biraz daha fazla bütçe tahsil edilmeliydi bu kadar yoğun faaliyetler için. Aslında yapmadığınız, eksik bütçe ayırdığınız faaliyetler açısından bir ikisine değineceğim konuşmam sürecinde.
Sayın Bakan, tabii on sekiz yıldır AK PARTİ iktidarı tarafından yönetiliyor ülke. Ancak uygulanan yanlış politikalarla gençlerin maalesef umutları bu ülkede tükenmiş durumda; artık ülkeyi bile terk etmeyi düşünüyorlar, yüzde 70 yüzde 80 oranlarına çıktı bu terk etme isteği çünkü gençler işsizlik, borçluluk, güvencesiz çalışma, kalitesiz ve niteliksiz eğitim -bunun altını özellikle çizmek istiyorum- politik baskılar gibi sorunlarla çaresizlik içinde hissediyorlar, tükenmişlik hissi yaşıyorlar. Şimdi, biraz sayılarla da gittiğimiz zaman işsizlik cumhuriyet tarihinin zirvesinde maalesef, her 4 gençten 1'inin işsiz olduğunu görüyoruz. Avrupa'da, yüzde 4,4'le işsizliğin en az olduğu ülkelerden Almanya'da genç işsizlik yüzde 5,7; mesela Çekya'da 9,1; onu Malta takip ediyor; Türkiye yüzde 26,1'le Avrupa'da en çok işsizliğin olduğu 6'ncı ülke. Okula ve işe gitmeyen 30 yaş altı genç nüfus oranı en yüksek ülke yine Türkiye, baktığımız zaman OECD'nin okula ya da işe gitmeyen 15-29 yaş arası gençler sıralamasının liste başında yer alıyor maalesef. Üniversite mezunları işsizliğinde, mesela meslekler anlamında istatistiklere bakıldığında en çok gazetecilik ve sosyal hizmet mezunlarının işsiz olduğunu görüyoruz.
Ülkemizde çok ciddi bir sorun var: Uyuşturucu sorunu. Eğitimsizlik, işsizlik ve gençlerin gelecek kaygısıyla içine düşmüş oldukları umutsuzluktan dolayı uyuşturucu kullanımının çok arttığını görüyoruz. Madde bağımlılığı aslında dünyada da ülkemizde de artıyor ve özellikle gençler arasında çok ciddi bir sağlık sorunu uyuşturucu. Özellikle gençler üzerindeki bu yıkıcı etkisinden dolayı uyuşturucuyla hakikaten çok kapsamlı ve toplumsal bir bilinçle mücadele etmemiz gerektiğini herhâlde siz de kabul ediyorsunuz Sayın Bakan.
Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezinin 2018 yılına ait verilerine baktığımızda -daha yeni veriler elinizde varsa onları bizimle paylaşırsanız seviniriz- yaş gruplarına göre en yoğun olduğu grup 15-34 yaş grubu: Yüzde 65. 15-24 yaş gruplarda yüzde 35,4. 25-34 yaş grubunda yüzde 30; 35-44 yüzde 18 şeklinde aşağıya doğru iniyor ama madde kullanımının yaş ortalamasının da 19 olduğunu görüyoruz. Şimdi bütçenize baktığımız zaman da program ve ekonomik sınıflandırma düzeyinde programlarda bağımlılıkla mücadele bütçesi olarak 3 milyon 366 bin TL ayırdığınızı görüyoruz. Toplam bütçeniz içerisinde siz bu miktarı uyuşturucu kullanımı bu kadar artmışken mücadele noktasında yeterli görüyor musunuz? Çünkü çok yayıldığını, okullarda, yurtlarda, her yerden uyuşturucu satıcılarının öğrencilere bir şekilde ulaştığını duyuyoruz. Yani bunun önünün kesilmesi için sizin sadece tek başınıza değil ama İçişleri Bakanlığıyla ve diğer bakanlıklarla koordineli bu mücadelenin üzerinde çok daha fazla durmanız gerekiyor Sayın Bakan.
Şimdi, biliyorsunuz, öğrencilerin sırtında, tabii, kredi borcu yükü var. Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu her yıl burs, öğrenim kredisi ve yurt başvurularını alıyor. Şimdi, burada burs dağılımına baktığımız zaman da burs ödenen öğrenci sayısı tüm üniversite öğrencilerinin yüzde 10'unu bile geçmiyor. Bu çok düşük bir oran Sayın Bakan. Birtakım kriterlerle belirleniyor bu öğrenciler ama yüzde 10 hakikaten hele de şu Türkiye'nin içinde bulunduğu gerçeklikte çok yüksek bir oran ve baktığımız zaman öğrenci kredisi borcu olan 342.282 öğrencimizin 2 milyar 95 milyon 228 bin lira borcu var. Borç taksitlerini ödeyemeyen tam 217 bin kişiye de haciz uygulanıyor. İşsizlik bu kadar yoğunken, bu kadar üniversite öğrencisi mezun olup iş bulamazken artık bu borçlarla ilgili hakikaten yeni şeyler düşünmemiz gerekiyor.
Torba yasa geldi. Torba yasada da baktığımız zaman kredi borçları için 18 taksitlik bir ödeme kolaylığı sağlanıyor ama şirketlerin faiz borçları tek kalemde silinirken öğrencilere aynı kolaylık sağlanmıyor maalesef. Tabii, burada intihar eden gençlerimiz var. Sayının çok arttığını görüyoruz. Sadece son sekiz yılda 2.073 genç... Mesela iş cinayetlerinde hayatını kaybedenler var, intihar eden gençlerimiz var. Bu verilerin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Sayın Bakan, Cumhuriyet Halk Partisi gençlikten sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın gençlerimizle birlikte yaptıkları bir araştırmadan da bahsetmek istiyorum. Çok kapsamlı, çok güzel bir araştırma yapmışlar, hazırlamışlar. Bazı şeyler belirlemişler, çok kısa onlara da değinmek istiyorum, çok önemli çünkü. Mesela yükseköğretimde öğrenci başına yapılan harcamanın düştüğünü görüyoruz. Öğrenci kredisi artışlarında masraflara orantılı bir artış olmadığını ortaya koymuşlar. Örneğin yıllar içerisindeki artışlara bakıldığında aslında enflasyon oranında, enflasyonu yakalayacak şekilde bir artış yapılsa 2020 yılında -şu an 550 TL öğrenci kredisi, doğrudur ama hesaplandığı zaman- 633 TL çıkıyor. Yani bu kadar parayı gençlerimize fazla mı görüyoruz? Neden en azından enflasyon rakamlarını baz almıyoruz bu artışlar yapılırken?
Şimdi, yurtlarla ilgili çok ciddi sorunlarımız var. Siz yurtlardan çok bahsettiniz, önemsediğinizin de farkındayım. Ama önemsediğiniz kadar faaliyetlerinizin de iyi olmadığı görünüyor açıkçası. 2002-2003 yılında 9 öğrenciden 1'i devlet yurdunda kalıyorken bu sayı şu anda 11 öğrenciden ancak 1 kişiye düşmüş. Yurt kapasitesi, 81 ilde, faaliyet raporunuza göre, 236 ilçede 773 yurtta 677.413 yatak olarak görünüyor. Sizin rakamlarınız nedir? Mevcut devlet yurdu imkânı öğrencilerin kaçta birine yetiyor? Bunu da duymak isteriz açıkçası ve tabii, yurtlarla ilgili şöyle bir sorun da var: Yurtların yetersiz olmasından dolayı, devlet yurtlarının yetersiz olmasından dolayı, öğrenci evine de çıkmaya gücü yetmeyen birçok öğrenci ucuz konaklama yollarına gidiyor ve bir kısmı tarikat ve cemaat yurtlarında kalmak yolunda seçimler yapmak zorunda kalıyor yani buna mecbur kalıyor ama siz de bunu destekliyorsunuz açıkçası, açıkçası destekliyorsunuz. Özel şirketlere, mesela otoyollar gibi yap-işlet-devret yöntemiyle, on beş-otuz beş yıl ödeme garantili 10 bin yataklı yurtlar yaptırdınız ama mesela bu yurtların kimlere yaptırıldığını yani hangi şirketlere, hangi tarikatlara yaptırıldığını da aslında öğrenmek istiyoruz. Bizim yaptığımız araştırmalara göre, tarikatların maddi destekle 180 bin yatak kapasitesine ulaştığını biliyoruz. Sormak istiyorum burada: Vakıf ve derneklerin sahip olduğu, yükseköğretim öğrencilerine hizmet amaçlı, iller bazında yurt ve yatak sayıları nedir? Bunlar önemli. Bir de yaptırdığınız bu yurtlar merkezlerden 30-40 kilometre uzaklarda, dağ başlarında; öğrencilerin okullarına bu yurtlardan ulaşmaları bile hakikaten çok zor. Kampüs içinde bile zorluk yaşanırken bu mesafeler çok ciddi sorunlar yaratır.
Şimdi, yine, bu gençlik raporumuzda bazı öğrencilerle röportajlar yapılmış, araştırmalar yapılmış. Mesela yine parayla ilgili, Ankara Cebeci Erkek Öğrenci Yurdunda kalan bir öğrenci diyor ki: "Ulaşım masrafım günlük 7 lirayı bulduğu için bu çok yüksek, bunu ben karşılamakta çok zorlanıyorum. Yurdun muhiti sanayiye yakın, çok tedirgin oluyoruz ulaşım sağlarken." diyor. Şimdi, yine altını çizeceğim, burada dikkat edilmesi gereken Cebeci Erkek Öğrenci Yurdu. Yani sizin, özellikle Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde bulunan bu kurumların, öğrencilerin bu sorunlarını gözeterek bundan sonra eğer yeni yurtlar yapılacaksa yapmanız gerekiyor. Yine, mesela, Adana Mahmut Sami Ramazanoğlu Kız Yurdundan bir öğrenci de -çok uzun, ben cümle çekiyorum aradan yani raporu sizinle de paylaşırız isterseniz- yurt binalarının depreme dayanıklı bulunduğundan emin olmadığını söylüyor. Bu, hakikaten kendini güvende hissetme açısından çok sıkıntılı bir durum Sayın Bakan.
Yine, öğrencilerin söyledikleri; eğitimde maddi imkânlar ve yetersizliklerden özellikle kitap masraflarının çok yüksek oluşu, karşılanamaması, bir tıp öğrencisinin anatomi kitabına 800 TL vermesi mesela, hukuk kitaplarının çok pahalı olması, 600-700 TL... Diğer bölüm öğrencileri de aynı şeyleri yaşıyor mutlaka. Fotokopi masraflarını bile çocuklar anlatıyorlar yani ben kendi zamanımla karşılaştırıyorum mesela; memur çocuğuyum, ben de üniversitede okudum, kitap, fotokopi masraflarımız çok büyük sıkıntılar yaratmazdı bizde, karşılardık. Şimdi, çocuklar bunları karşılayamaz duruma gelmiş durumda yani eğitime erişim de eşit seviyede değil.
Yine, baktığımız zaman, mesela internet hızı; şimdi on-line eğitime geçildi ama internet hızında çok büyük, ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Ağustos itibarıyla en düşük ülke Türkiye; bakın, şöyle bir grafiği paylaşayım sizinle, grafiğin en sonundaki ülke Türkiye yani Sayın Bakın bakarsanız... Ya, bunun artık hakikaten çözülmesi gerekiyor, çok ciddi bir sıkıntı. Yıllara göre bilgisayar fiyatlarının artması eğitime erişimde eşitsizliğin önündeki çok önemli engellerden. Sizin bu sorunları Millî Eğitim Bakanlığıyla da koordineli çözmeniz gerekiyor artık.
Şimdi, mesela hibe ve fonların adil olmayan dağılımından bahsetmek istiyorum. 2020 yılı itibarıyla toplam 35 milyon liralık bütçe sivil toplum örgütlerinin başvurusuna açılmış ancak hibeye hak kazanan sivil toplum örgütlerinin listesi Bakanlığınızın "web" sayfasında yayınlanmıyor. Neden yayınlanmıyor? Yani şeffaflık adına, bu STK'ler hangi sivil toplum örgütleri? Bunları yayımlamanız lazım. Yani bu şeffaflığın hayata geçirilmesi gerekiyor. Yani buna dikkat edilmesi gerekiyor çünkü burada da şöyle bir endişe var. Burada da yine iktidara yakın STK'ler, sivil toplum örgütlerine, cemaatlere, tarikatlara yakın sivil toplum örgütlerine bu hibelerin, fonların verildiğine ve adil dağılımın yapılmadığına dair... Gençlik merkezleriyle ilgili de tabii talepleri var mesela gençlerin. Yani özellikle kültürel faaliyetlerin yetersiz olduğunu söylüyorlar. Şimdi, baktığımızda, yıllara göre ortalama sinema bileti fiyatlarının çok arttığını görüyoruz 2019-2020. Tiyatro bileti fiyatları, gençler, çocuklar artık bunlara erişmekte çok zorlanıyorlar. Bu anlamda sizlerin bunlara öncülük etmeniz gerekiyor.
Şimdi, Sayın Bakan, ben kalan süremde biraz Sayıştay raporlarına değinmek istiyorum. Şimdi, Sayıştay raporlarına baktığımız zaman durumun hiç de iç açıcı olmadığı açıkçası görülüyor. Öncelikle, Bakanlığınızın Sayıştay raporunda geçen yıldan devreden yani çözülmemiş 6 bulgu var ve bu 6 bulguyla birlikte bu sene toplam 15 bulguya yer verilmiş. Genel olarak değerlendirdiğimizde mali tabloların gerçeği yansıtmadığını, Bakanlığın alacaklarını da bir türlü tahsil edemediğini görüyoruz. Yani vahim bir durumdasınız bu konuda gerçekten, şimdi konuşacağız. Kanun ve yönetmeliklere aykırı birçok faaliyetin de gerçekleştirildiğini görüyoruz açıkçası.
Şimdi, yine, ben yurtlardan devam edeceğim öncelikle. Şimdi, mesela 5'inci bulguda "Şartnamede belirtilen koşulları sağlamayan yurt binalarının kiralanması." Şimdi, Sayın Bakan, proje ve yapım aşamasında, binalardan şartnamelerde ve talimatlarda belirtilen asgari şartları sağlamayanların da teslim alındığı ve bina sahipleriyle sözleşme imzalandığı görülmüş. Binaların deprem yönetmeliğine uygunluğu, binaların kullanım amacına uygunluğu, sıhhi, mekanik, elektrik tesisatları, yangın merdiveni, yangın sisteminin mevcudiyeti yani sayılan bu hususlar her türlü bina kiralamalarında olması gereken asgari şartlar. Yani ön protokol kiralamalarında doğrudan yurt binası olarak tasarlanan bu binalarda on beş yıla kadar bina kiralama ve genel teknik şartnamesi belirleniyor. Bu şartnamelere kesinlikle uyulmadığını görüyoruz bu binalarda. Yine, diğer bir bulguyu bununla birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. "Öğrenci yurdu olarak kullanıma elverişli olmayan bazı binaların kullanılmaya devam edilmesi, konut veya iş yeri niteliğinde." Sayın Bakan, yüzlerce, binlerce öğrencinin içinde oturtturulduğu binaların yani konut ya da iş yeri niteliğinde yapılmış binalara öğrenciler alınır mı? Yani, akıl var mantık var, hakikaten inanılır gibi değil. Şimdi, burada, bir kere Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'nde yurt binaları uzun süreli ve yoğun kullanılan binalar olduğu için farklı şekilde değerlendiriliyor. Aynı şekilde Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliği'nde, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nde ve konut ve iş yeri binası olarak tasarlanmış binaların yurt binası olarak kullanılması çocuklarımızın can güvenliğini kesinlikle tehlikeye atıyor. Şimdi, Sayın Bakan, anneler, babalar çocuklarını size emanet ediyorlar yani canlarını size emanet ediyorlar. Yani bu binaların yurt binasına dönüştürülmesi, Sayıştay raporundan sonra bir şey yaptınız mı bu konuda, bize bu konuda lütfen bilgi verin. Kaç tane yurt binası bu kapsamda değerlendirilmiş Sayıştay raporundaki değerlendirme kapsamında? Bunları toplumun, velilerin ve bizlerin bilmeye hakkı var diye düşünüyorum. Çocuklarımız, gençlerimiz hem canlarıyla hem de eğitimleriyle çünkü size emanet.
Şimdi, Sayın Bakan, yine Bakanlığınızdaki diğer mali tablolarla ilgili bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum. Örneğin, yine mali tablolarda uyumsuzluklar var yani muhasebe sistemine uymayan aykırı uygulamaların olması ama daha çok dikkatimi çeken benim, mesela, burada bulgulardan biraz onları paylaşmak istiyorum. Stadyumlarla ilgili, kiraya verilen stadyumlardan bazılarının kira bedellerinin tahsil edilmediğini görüyoruz. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu'nun 14'üncü maddesinde, her türlü işletme gelirleri ile kiralar Bakanlığın gelirleri arasında sayılmasına rağmen, 2019 yılı içinde toplam 18 milyar 804 milyon 470 bin TL kira ücreti tahsil etmeniz gerekirken sadece 3 milyar 583 milyon 287 bin TL kira tahsil edebilmişsiniz. Bu kiralar neden tahsil edilemedi? Burada belli ki bir sıkıntı var.
Yine, "Kiraya verilen stadyumun kısmi onarımı karşılığında kira alacaklarından vazgeçilmesi." Yine, söz konusu yapım işleri idare tarafından ihale kapsamında yaptırılması gereken işler yani bu bakım ve onarım işleri... Yani, Bakanlığın vazgeçtiği 13 milyar 537 milyon 232 bin TL bir kira alacağından bahsediyoruz burada ve kulübün yapmış olduğu işin ne kadar maliyetle gerçekleştirildiğini de kontrol etmemişsiniz yani bunu karşılayan...
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, toparlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Toparlayayım Sayın Başkan.
Kısa bir ek süre istiyorum.
Yani harcamaya ilişkin belgeler de teslim alınmamış, vazgeçilmiş bu paralardan. Yani 13 milyar alacağınız var, 3 milyar mı masraf yaptı, 13 milyara karşılık mı 13 milyardan vazgeçtiniz Sayın Bakan? Bunları açıklamanız gerekiyor şeffaflık adına.
"Stadyumlarda müsabakalarını gerçekleştiren spor kulüplerinden reklam geliri üzerinden alınması gereken payların tahsil edilmemesi." Bu da çok ciddi bir sıkıntı, kulüplerin saha içi, dışı ve skorbord reklamlarından elde edecekleri gelirlerin yüzde 10 oranında payını Bakanlığın hesabına yatırması kararlaştırılmış.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Vekilim, ek süre verdim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Ancak gereken yüzde 10'luk payların bu firmalardan istenmediği, sonuç olarak da tahakkuk ve tahsil işlemlerinin gerçekleştirilmediği görülüyor.
Yine bir bulgu, "Stadyumlarda düzenlenen futbol müsabakalarının bilet satış hasılatından alınması gereken -yüzde 7'lik- Bakanlık payının tahakkuk ve tahsilinin gerçekleşmemiş olması." Yönetmelikte belirtilen bu paya baktığımız zaman, 20 milyar 869 milyon 901 bin lira; ciddi büyük rakamlar bu rakamlar, tahsil edilmeyen rakamlar.
Şimdi, stadyumlardan ben biraz futbola girmek istiyorum son olarak. Türk futbolunun geri gittiği herkesin malumu. Türkiye'de özellikle futbola siyaset fena hâlde bulaşmış durumda. Hiç kimse Futbol Federasyonu Başkanının özerk olduğundan, futbolun özerk olduğundan bahsetmiyor, artık bunu herkes kabul ediyor.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Emecan, tamamlayalım lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Yani atamayla geldiğini biliyor. Şimdi, bu sorunları yaşıyoruz açıkçası. Futbolda menajer, yönetici, hoca üçgeninde bir yandan kulüpler zarar ediyor, bir yandan emekliliği gelmiş yaşlı, yabancı futbolculara inanılmaz paralar veriliyor, inanılmaz paralar dökülüyor. Gençlerimiz kendilerine yer bulamıyorlar bu sektörde, gidip yurt dışında başarılı olduklarını görüyoruz, burada değerlendirilmedikleri görüyoruz. Yani hakikaten kulüplerin durumu, futbolun durumu, yaşanan bu sıkıntılar...
Bir yandan da bu stadyumlardaki sizin gelirlerinizi tahsil edemediğinizi gördüğümüzde burada çok ciddi bir sıkıntı olduğunu görüyoruz.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederiz Sayın Vekilim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bilemiyorum, demek ki siz de bu baskıların altındasınız, bu alacakları alamıyorsunuz. Bu konuda bizleri aydınlatırsanız seviniriz. Çok sorun var ama öncelikle, sizin ekonomik olarak alacaklarınıza sahip çıkmanız ve bunları gençler, çocuklar yönünde daha fazla kullanmanız gerekiyor.
OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Teşekkür ederim Sayın Vekilim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Biraz önce söylediğim şey uyuşturucu, uyuşturucuya ayırdığınız bütçe çok az. Eğer uyuşturucuya ayırdığınız bütçeyi artırmak istiyorsanız, lütfen, paralarınızı da tahsil edin, oralarda kullanın.
Bakanlığınızın bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.